“Kadın Hak nurudur, sevgili değil;
Sanki yaratıcıdır, yaratılmış değil”
Mevlana, Mesnevi’sinde kadın için bu ifadeleri kullanıyor…
Türküleriyle Anadolu insanının sesi olan ‘Bozkırın Tezenesi’ Neşet Ertaş,
“Kadınlar insandır, biz insanoğlu” diyor…
Ulu Önder Atatürk ise,
“Şuna inanmak lazımdır ki, dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir” diyor…
Bugün, aslında bu kadar yüceltilen, ama maalesef gündemimizde hep acı haberlerle yer alan kadınların günü… Gün geçmiyor ki kadınlarımız katledilmemiş gün geçmiyor ki kadınlar kızlarımız taciz ve tecavüze uğramamış. Türkiye de bu tür sapık vahşi olaylar kadınların kaderi gibi görülmeye başlanmıştır.
Aslında onlar emekten yana bedel ödeyen emekçi kadınlar her türlü güzelliği hak ediyorlar ama yine de asıl bakmamız gereken gözlükle baktığımızda gördüğümüz görmek istediğimiz resim gerçek Kadınlar erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarıdır.
1857 Yılında ABD de eşit işe eşit ücret isteyen ve bunu 129 canı yakılması ile bedel ödeyerek alan kadınların yani İş yaşamında eşitlik değil, sadece eşit haklar isteyen kadınların günü…
Kadın Erkek eşitliğinde 144 ülke arasında 130. olan, sadece 100 bin kadın girişimciye sahip, üst düzeyde kadın çalıştırmayı kendine zül gören bir toplumda kadınlar gününü yaşıyoruz ancak kadınlar adına hiçbir güzellik yaşatmıyor yaşatamıyoruz.
Türkiye de Kadın çalışan sayısını arttırma konusunda çalışmalar başlatılmalı ve bu çalışmalara hız kesmeden devam etmelidir
Şu an Türkiye de bazı yerlerde hatta birçok yerlerde kendi kendisini yetiştirmiş kadınlar kadın emekçileri çalıştıkları kurum ve kuruluşlarda alın teri döküyor her benim diyen erkeklere de taş çıkartırcasına üretime katkı sunuyor.
İşte bu nedenle bütün kurum ve kuruluşlarda olduğu gibi özel olarak ta çalışmalar yapan aile ve ülke ekonomisine katkı sunan kadınlara sahip çıkmalıyız destek olmalıyız
Bir ekonomi ancak kadınların hem istihdam hem de girişimcilikte daha fazla yer almasıyla gelişebilir. Bu yüzden, bundan sonra da kadınlarımızı “elinin hamuruyla erkek işine karıştırmaya” devam edeceğiz, çünkü inanıyoruz ki, kadınlarımız her işi başarabilir ve kadın eli değen her şey güzelleşir.
Kadınlar günü tarihçesi
8 Mart 1857 tarihinde ABD'nin New York kentinde, 40 bin dokuma işçisi daha iyi çalışma koşulları istemiyle, bir tekstil fabrikasında greve başladı. Ancak polisin işçilere saldırması ve işçilerin fabrikaya kilitlenmesi, arkasından da çıkan yangında işçilerin fabrika önünde kurulan barikatlardan kaçamaması sonucunda 129 kadın işçi can verdi. İşçilerin cenaze törenine 10 bini aşkın kişi katıldı.
Yani 8 Mart, bir eğlence, yemek, içmek etkinliği değil bir anma ve bedel ödeme günüdür.
Daha doğru ifade ile EMEKÇİ KADINLAR günüdür.
Zaten kadınlarımız emekçidir.
Hem de en ağır en çilekeş en fedakâr ve çalışkan emekçilerdir.
Ama biz bu anma gününü, diğer bir çok içi boş günler gibi, rant günlerine dönüştürerek amacının dışına çıkarıp, bu tezgahları kuranların ekmeğine yağ sürüyoruz.
Özellikle 8 Mart günü ülkemizin dört bucağında emekçi kadınlar hak ederek bu günlerini kutlarken bazı sosyete ve burjuva artıkları eğlence ve hediye günü olarak kabul edip otellerde lüx restoranlarda kutlamalar yapıyorlar.
Bazıları da her gün Her halükarda kırıp döktüğü kadınlarına, hediyelerle gönüllerini almaya çalışıyorlar.
Oysa toplumumuzda asıl olarak kadına bakışımız bizim gerçek durumumuz cehaletimiz gericiliğimiz değişmesi gerekirken halen kadını bir meta olarak görüyor onların varlıklarını hiç kabul etmeyerek aşağılıyoruz.
Bakın Türkiye’nin geri kalmış gerici yoz yobaz dinci yapıların Ölümlere varan ve adına Töre dediğimiz cehaletle de bu çarpık düşünceyi uygulamaya koyuyorlar.
Yoz yobazların Kadına bakış açısı
Kadının sırtından sopayı, karnından sıpayı eksik etmeyeceksin.
Eksik etek
Saçı uzun aklı kısa
Ya benim olursun ya kara toprağın
Bu evden gelinlikle çıktın ancak kefeninle geri dönersin.
Kızım seni falana verdim gibi daha birçok anormal zihin algısıyla yüzyıllardır sürdürüyoruz.
….. Gibi……….
Hâlbuki Kadının dışlandığı, tecrübe ve bilgi birikimini toplumun yararına sunamadığı, hayata dair karar ve planlara dâhil edilmediği katılmadığı bir toplumsal hayat, yaratılış yaşam düşünülemez.
Bu tür anlayış ve düşünceler insanlığa da gerçekten inanan dindarlara da yakışmaz yakıştırılamaz. Bu bakış Cumhuriyetin ilk kurulduğu yıllarda Mustafa Kemal Atatürk tarafından da görülmüş olacak ki o günlerde özgürlükler adına kadına seçme ve seçilme hakkı dâhil her türlü insan haklarını vermiş ve erkek kadın ayırımını ortada kaldırmıştır.
O nedenle kadını ayrı bir varlık olarak görmek ona haksızlıktır. Zaten bu durum halen yürürlükte olan kanuna da yasalara da anayasaya da aykırıdır.
Kadınlar Erkeklerle bir bütündür. Kadınsız Erkek Erkeksiz Kadın düşünülemez. O nedenle diyoruz ki
Kadınlar erkeklerle birlikte bir bütünü tamamlayan diğer yarıdır
Bu vesilelerle Annem, annelerimiz, eşim, eşlerimiz, kızlarım, kızlarımız, ablam, ablalarımız ve ülkemin fedakâr emekçi kadınların kadınlar gününü kutlar, hepsine saygılarımı sunarım.
8 Mart Dünya Kadınlar Günümüz gününüz kutlu olsun…
