Hafta içinde uğradığım Berber arkadaşın piyasa ile ilgili serzenişi benim bu yazıyı yazmama ilham oldu. Kendisi ilk defa böyle bir durumla karşılaştığını, on beş gün veya ayda bir uğrayan müşterisinin artık gelemediğini, dolaysıyla işlerinin son derece kötü gittiğini her geçen gün daha da kötüye gideceğini söylemesi gerçekten işlerin iyi gitmediğini göstermektedir.
Berberlerin toplumsal nabzı iyi aldıklarına dair tespiti tekrarlamakta beis yok sanırım.
Almanya’da ikinci dünya savaşı sırasında yüksek savaş harcamaları nedeniyle çok hızlı ve yüksek oranlı enflasyon süreci de hüküm sürmektedir.
Alman markında yaşanan hızlı değer kaybına Alman vatandaşı ayak uyduramamaktadır.
Alış veriş yapmak üzere evden pazara çıkan vatandaş üstüne aldığı para miktarıyla manavdan fırına ya da fırından manava ulaşamamaktadır.
Alman markının alım gücü öylesine hızlı değer kaybına uğramaktadır ki alman vatandaşı para yetiştiremediği için evine istediği gıdayı alamadan dönermiş.
Banka hırsızları banka soyarlarken kasayı açıp içindeki tomar tomar paraları ağırlık yapmasın diye döktükten sonra kasayı alıp götürürlermiş.
Çünkü boş kasa içindeki paralardan daha değerliymiş.
Geçmişte Alman ekonomisi için anlatılan bu hikâye galiba bizim şu anki ekonomimiz için de örnek olabilecek bir gerçeklik haline gelmektedir.
Yüksek güvenlik harcamaları, Çiftlik bank örneğinde görüldüğü gibi sanal rant sağlamanın ötesine geçmeyen üretimsizlik, yatırımsızlık, piyasayı güvenli görmediği için çareyi kaçmakta bulan yerli ve yabancı sermayenin yarattığı boşluk, İflas ederek kepenk kapatan binlerce işletme, üç milyonu aşan Mültecinin ağır yükü, işsizlik, baş ta tarım sektörü olmak üzere bir çok sektörde yaşanan çöküş, dış politikadaki tutum yüzünden batı ile yaşanan gerginlik, Demokrasi ve hukuk alanında yaşanan gariplik gibi nedenler ekonominin iflahını kesmiş vaziyettedir.
Ekonomiden sorumlu Başbakan yardımcısı Mehmet şimşek; yabancı para ile ilgili yaptığı borçlanma uyarısı yüzünden nerede ise azil edilecekti.
Çünkü dolar 4 TL, Euro 5 TL, Motorin 5.50 TL, Benzin 6 TL nin üstene çıkmış olmasına rağmen yükselişin anlık olarak devam etmesi, Baş ta gıda olmak üzere her türlü tüketim maddesinin de önlenemeyen fiyat artışı kendisini böyle bir uyarı yapma zorunda bırakması seçime giden Cumhurbaşkanının öfkelenmesine yol açmıştı.
Elde kalan son kamu işletmesi Şeker fabrikalarının satışa sunulması da aslında bu sıkışmışlığı göstermektedir. Her geçen gün yükselerek devam eden ve kapatılması için mevcut hazine kaynaklarının kullanılmasından başka çare bulunmayan bütçe açıkları ekonomiyi iyice zora sokmuş bulunmaktadır.
Ekonomiyle ilgili önemli olumsuz göstergelerden biriside yaşanan stsgflasyonist tablodur.
Yani durgunlukla birlikte pahalılığın süreklileşmesidir.
Bir yandan durgunluk devam ederken diğer yandan sürekli fiyatlar yükselmektedir.
Bu tablonun temel nedenlerinden biriside tüketicinin alım gücündeki düşüştür.
Bu durum ekonomideki felç durumudur. Buradan çıkışın bir yöntemi de tüketicinin alım gücünü yükseltecek kaynak aktarma önlemleridir.
Savaş durumlarında bütün kaynaklar savaşa aktarıldığı için bırakın tüketicinin alım gücünün iyileştirilmesi, tam aksine savaşın tüm bedelini vatandaş ödemek durumunda kalıyor. Geçmişte Almanya’da, Bu gün ekonomimizde yaşanan ve yaşanacak tablo budur