ALTIN
 3.042,49
DOLAR
 35,5025
STERLİN
43,1833
EURO
 36,2485

 

 

       ABD emperyalizmi Suriye üzerinde yine ateşle oynamaya başladı. Onun Avrupa’daki uyduları hemen peş peşe destek açıklamaları yaptılar. Ortadoğu’daki Müslüman krallıklar, başta Suudi Arabistan olmak üzere, İsrail ve diğer Arap ülkeleri hemen desteklerini ifade ettiler.

       ABD çoktandır bu bölgeyi yeniden bir yapılandırmaya çalışıyor. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Onun içindir ki çıldırmaya başladı. ABD artık dünyayı yönetemiyor. BOP planlandığı gibi yürümedi. ABD emperyalizmi planları tutmadığı için dünyayı artık savaşla tehdit etmekten geri durmadı.

       Herkes bilir ki ABD Ortadoğu’da öncelikle İsrail’in güvenliğini sağlamaya çalışır. Ondan sonra da bölgedeki enerji kanallarını kontrol etmek ister. İşte bu plan gereği BOP denilen planın işlemesi gerekirdi, işlemedi.

      BOP projesi, projenin mimarı Graham Fuller ve Pol Hanze’ye göre İslam ülkelerinin tamamında millet yerine ümmete dayalı yönetimler olacaktı. Arap milliyetçi partiler ve iktidarlar (BAAS) tümden imha edilecekti.

      Saddam, Kaddafi ve Esat bu süreçte devrilecekti. İsrail düşmanı devletler böylece tarihe karışacaklardı. Müslümanlar Şii ve Sünni diye ikiye ayrılacak ve sürekli çatışma halinde olacaklardı. Bu planın bir kısmı tuttu. Âmâ istenilen sonuç alınamadı.

        Sünni, Filistinlilerin yanında saf tutan, Şii Hizbullah, İran ve Haşti Şabi, süreç içerisinde Sünni Suudi Arabistan’a ve ona bağlı olan EL KAİDE, EL NUSRA, IŞID gibi güçlere boğdurulacaklardı.

Plan böyleydi.

Bu planı ABD li uzmanlar yazdıkları kitaplarda dünyaya duyurdular. Sünni veya Şii bütün Müslümanlar bu planın bütün ayrıntılarını biliyorlar.

       Peki, Müslümanlar ne yapıyorlar? Müslümanlar içeride İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bıraktırılan halkı kandırmak için İsrail’e atıp tutuyorlar. İsrail her Filistin’i bombalamaya başladığında, yalanda İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bırakılan halk ise bunlara kuzu kuzu inanıyor.

      Gerçek böyle miydi?  Hayır. İsrail’in korkulu rüyası olan Kaddafi’nin devrilmesine yardımcı olan bir anlayış, İsrail karşıtı olamazdı. Çünkü Kaddafi ve onun Libya’sı Filistinlilere her türlü yardım ve desteği veriyor, İsrail’i zor dorumda bırakıyordu.

       Aynı şeyi Saddam Hüseyin için de geçerli. Saddam her ne kadar bir diktatör idiyse, bu diktatör İsrail düşmanıydı. Filistinlileri el altında destekliyordu. Onu da ABD, İsrail ve onun işbirlikçisi Müslüman ülkeler onu yıktılar. Böylece Irak ve Libya diye bir devlet kalmadı. İsrail’in üzerine yeniden güneş doğdu.

       Bugünlerde bütün emperyalist devletler Suriye üzerinde güç gösterisine başladılar. Kaybolan itibarlarını tekrar Suriye üzerinde onarmaya çalışıyorlar. Füzelerini denemeye çalışıyor. Milyonlarca Müslüman ya ölüyor, ya da doğdukları topraklardan sürülüyorlar. Emperyalistler ise bilek güreşi yapmaya devam ediyorlar. İsrail ise kendine karşı olan her üç Arap devletinin yok olmasının keyfini yaşıyor.

         Müslümanlar ise İsrail ile aynı safta görünmekten hiç çekinmiyorlar. ABD ve İsrail yanlısı Müslüman ülkeler halkın cahilliğinde yaralandığı bir gerçek. Âmâ bu ikiyüzlü politikalar tarih karşısında çok ağır hesap vereceği de bir gerçek.

        Hem Suriye yönetimine karşı olmak, hem de İsrail’e karşı olmak insan aklıyla alay etmektir. Suriye halkının yaşadığı bunca ölüm, bunca acının temelinde İsrail’in güvenliği vardır.

Gerisi teferruattır.ARAPLAR İSRAİL’İN SAFINDA MI YER ALIYOR?

 

 

       ABD emperyalizmi Suriye üzerinde yine ateşle oynamaya başladı. Onun Avrupa’daki uyduları hemen peş peşe destek açıklamaları yaptılar. Ortadoğu’daki Müslüman krallıklar, başta Suudi Arabistan olmak üzere, İsrail ve diğer Arap ülkeleri hemen desteklerini ifade ettiler.

       ABD çoktandır bu bölgeyi yeniden bir yapılandırmaya çalışıyor. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Onun içindir ki çıldırmaya başladı. ABD artık dünyayı yönetemiyor. BOP planlandığı gibi yürümedi. ABD emperyalizmi planları tutmadığı için dünyayı artık savaşla tehdit etmekten geri durmadı.

       Herkes bilir ki ABD Ortadoğu’da öncelikle İsrail’in güvenliğini sağlamaya çalışır. Ondan sonra da bölgedeki enerji kanallarını kontrol etmek ister. İşte bu plan gereği BOP denilen planın işlemesi gerekirdi, işlemedi.

      BOP projesi, projenin mimarı Graham Fuller ve Pol Hanze’ye göre İslam ülkelerinin tamamında millet yerine ümmete dayalı yönetimler olacaktı. Arap milliyetçi partiler ve iktidarlar (BAAS) tümden imha edilecekti.

      Saddam, Kaddafi ve Esat bu süreçte devrilecekti. İsrail düşmanı devletler böylece tarihe karışacaklardı. Müslümanlar Şii ve Sünni diye ikiye ayrılacak ve sürekli çatışma halinde olacaklardı. Bu planın bir kısmı tuttu. Âmâ istenilen sonuç alınamadı.

        Sünni, Filistinlilerin yanında saf tutan, Şii Hizbullah, İran ve Haşti Şabi, süreç içerisinde Sünni Suudi Arabistan’a ve ona bağlı olan EL KAİDE, EL NUSRA, IŞID gibi güçlere boğdurulacaklardı.

Plan böyleydi.

Bu planı ABD li uzmanlar yazdıkları kitaplarda dünyaya duyurdular. Sünni veya Şii bütün Müslümanlar bu planın bütün ayrıntılarını biliyorlar.

       Peki, Müslümanlar ne yapıyorlar? Müslümanlar içeride İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bıraktırılan halkı kandırmak için İsrail’e atıp tutuyorlar. İsrail her Filistin’i bombalamaya başladığında, yalanda İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bırakılan halk ise bunlara kuzu kuzu inanıyor.

      Gerçek böyle miydi?  Hayır. İsrail’in korkulu rüyası olan Kaddafi’nin devrilmesine yardımcı olan bir anlayış, İsrail karşıtı olamazdı. Çünkü Kaddafi ve onun Libya’sı Filistinlilere her türlü yardım ve desteği veriyor, İsrail’i zor dorumda bırakıyordu.

       Aynı şeyi Saddam Hüseyin için de geçerli. Saddam her ne kadar bir diktatör idiyse, bu diktatör İsrail düşmanıydı. Filistinlileri el altında destekliyordu. Onu da ABD, İsrail ve onun işbirlikçisi Müslüman ülkeler onu yıktılar. Böylece Irak ve Libya diye bir devlet kalmadı. İsrail’in üzerine yeniden güneş doğdu.

       Bugünlerde bütün emperyalist devletler Suriye üzerinde güç gösterisine başladılar. Kaybolan itibarlarını tekrar Suriye üzerinde onarmaya çalışıyorlar. Füzelerini denemeye çalışıyor. Milyonlarca Müslüman ya ölüyor, ya da doğdukları topraklardan sürülüyorlar. Emperyalistler ise bilek güreşi yapmaya devam ediyorlar. İsrail ise kendine karşı olan her üç Arap devletinin yok olmasının keyfini yaşıyor.

         Müslümanlar ise İsrail ile aynı safta görünmekten hiç çekinmiyorlar. ABD ve İsrail yanlısı Müslüman ülkeler halkın cahilliğinde yaralandığı bir gerçek. Âmâ bu ikiyüzlü politikalar tarih karşısında çok ağır hesap vereceği de bir gerçek.

        Hem Suriye yönetimine karşı olmak, hem de İsrail’e karşı olmak insan aklıyla alay etmektir. Suriye halkının yaşadığı bunca ölüm, bunca acının temelinde İsrail’in güvenliği vardır.

Gerisi teferruattır.ARAPLAR İSRAİL’İN SAFINDA MI YER ALIYOR?

 

 

       ABD emperyalizmi Suriye üzerinde yine ateşle oynamaya başladı. Onun Avrupa’daki uyduları hemen peş peşe destek açıklamaları yaptılar. Ortadoğu’daki Müslüman krallıklar, başta Suudi Arabistan olmak üzere, İsrail ve diğer Arap ülkeleri hemen desteklerini ifade ettiler.

       ABD çoktandır bu bölgeyi yeniden bir yapılandırmaya çalışıyor. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Onun içindir ki çıldırmaya başladı. ABD artık dünyayı yönetemiyor. BOP planlandığı gibi yürümedi. ABD emperyalizmi planları tutmadığı için dünyayı artık savaşla tehdit etmekten geri durmadı.

       Herkes bilir ki ABD Ortadoğu’da öncelikle İsrail’in güvenliğini sağlamaya çalışır. Ondan sonra da bölgedeki enerji kanallarını kontrol etmek ister. İşte bu plan gereği BOP denilen planın işlemesi gerekirdi, işlemedi.

      BOP projesi, projenin mimarı Graham Fuller ve Pol Hanze’ye göre İslam ülkelerinin tamamında millet yerine ümmete dayalı yönetimler olacaktı. Arap milliyetçi partiler ve iktidarlar (BAAS) tümden imha edilecekti.

      Saddam, Kaddafi ve Esat bu süreçte devrilecekti. İsrail düşmanı devletler böylece tarihe karışacaklardı. Müslümanlar Şii ve Sünni diye ikiye ayrılacak ve sürekli çatışma halinde olacaklardı. Bu planın bir kısmı tuttu. Âmâ istenilen sonuç alınamadı.

        Sünni, Filistinlilerin yanında saf tutan, Şii Hizbullah, İran ve Haşti Şabi, süreç içerisinde Sünni Suudi Arabistan’a ve ona bağlı olan EL KAİDE, EL NUSRA, IŞID gibi güçlere boğdurulacaklardı.

Plan böyleydi.

Bu planı ABD li uzmanlar yazdıkları kitaplarda dünyaya duyurdular. Sünni veya Şii bütün Müslümanlar bu planın bütün ayrıntılarını biliyorlar.

       Peki, Müslümanlar ne yapıyorlar? Müslümanlar içeride İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bıraktırılan halkı kandırmak için İsrail’e atıp tutuyorlar. İsrail her Filistin’i bombalamaya başladığında, yalanda İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bırakılan halk ise bunlara kuzu kuzu inanıyor.

      Gerçek böyle miydi?  Hayır. İsrail’in korkulu rüyası olan Kaddafi’nin devrilmesine yardımcı olan bir anlayış, İsrail karşıtı olamazdı. Çünkü Kaddafi ve onun Libya’sı Filistinlilere her türlü yardım ve desteği veriyor, İsrail’i zor dorumda bırakıyordu.

       Aynı şeyi Saddam Hüseyin için de geçerli. Saddam her ne kadar bir diktatör idiyse, bu diktatör İsrail düşmanıydı. Filistinlileri el altında destekliyordu. Onu da ABD, İsrail ve onun işbirlikçisi Müslüman ülkeler onu yıktılar. Böylece Irak ve Libya diye bir devlet kalmadı. İsrail’in üzerine yeniden güneş doğdu.

       Bugünlerde bütün emperyalist devletler Suriye üzerinde güç gösterisine başladılar. Kaybolan itibarlarını tekrar Suriye üzerinde onarmaya çalışıyorlar. Füzelerini denemeye çalışıyor. Milyonlarca Müslüman ya ölüyor, ya da doğdukları topraklardan sürülüyorlar. Emperyalistler ise bilek güreşi yapmaya devam ediyorlar. İsrail ise kendine karşı olan her üç Arap devletinin yok olmasının keyfini yaşıyor.

         Müslümanlar ise İsrail ile aynı safta görünmekten hiç çekinmiyorlar. ABD ve İsrail yanlısı Müslüman ülkeler halkın cahilliğinde yaralandığı bir gerçek. Âmâ bu ikiyüzlü politikalar tarih karşısında çok ağır hesap vereceği de bir gerçek.

        Hem Suriye yönetimine karşı olmak, hem de İsrail’e karşı olmak insan aklıyla alay etmektir. Suriye halkının yaşadığı bunca ölüm, bunca acının temelinde İsrail’in güvenliği vardır.

Gerisi teferruattır.ARAPLAR İSRAİL’İN SAFINDA MI YER ALIYOR?

 

 

       ABD emperyalizmi Suriye üzerinde yine ateşle oynamaya başladı. Onun Avrupa’daki uyduları hemen peş peşe destek açıklamaları yaptılar. Ortadoğu’daki Müslüman krallıklar, başta Suudi Arabistan olmak üzere, İsrail ve diğer Arap ülkeleri hemen desteklerini ifade ettiler.

       ABD çoktandır bu bölgeyi yeniden bir yapılandırmaya çalışıyor. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Onun içindir ki çıldırmaya başladı. ABD artık dünyayı yönetemiyor. BOP planlandığı gibi yürümedi. ABD emperyalizmi planları tutmadığı için dünyayı artık savaşla tehdit etmekten geri durmadı.

       Herkes bilir ki ABD Ortadoğu’da öncelikle İsrail’in güvenliğini sağlamaya çalışır. Ondan sonra da bölgedeki enerji kanallarını kontrol etmek ister. İşte bu plan gereği BOP denilen planın işlemesi gerekirdi, işlemedi.

      BOP projesi, projenin mimarı Graham Fuller ve Pol Hanze’ye göre İslam ülkelerinin tamamında millet yerine ümmete dayalı yönetimler olacaktı. Arap milliyetçi partiler ve iktidarlar (BAAS) tümden imha edilecekti.

      Saddam, Kaddafi ve Esat bu süreçte devrilecekti. İsrail düşmanı devletler böylece tarihe karışacaklardı. Müslümanlar Şii ve Sünni diye ikiye ayrılacak ve sürekli çatışma halinde olacaklardı. Bu planın bir kısmı tuttu. Âmâ istenilen sonuç alınamadı.

        Sünni, Filistinlilerin yanında saf tutan, Şii Hizbullah, İran ve Haşti Şabi, süreç içerisinde Sünni Suudi Arabistan’a ve ona bağlı olan EL KAİDE, EL NUSRA, IŞID gibi güçlere boğdurulacaklardı.

Plan böyleydi.

Bu planı ABD li uzmanlar yazdıkları kitaplarda dünyaya duyurdular. Sünni veya Şii bütün Müslümanlar bu planın bütün ayrıntılarını biliyorlar.

       Peki, Müslümanlar ne yapıyorlar? Müslümanlar içeride İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bıraktırılan halkı kandırmak için İsrail’e atıp tutuyorlar. İsrail her Filistin’i bombalamaya başladığında, yalanda İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bırakılan halk ise bunlara kuzu kuzu inanıyor.

      Gerçek böyle miydi?  Hayır. İsrail’in korkulu rüyası olan Kaddafi’nin devrilmesine yardımcı olan bir anlayış, İsrail karşıtı olamazdı. Çünkü Kaddafi ve onun Libya’sı Filistinlilere her türlü yardım ve desteği veriyor, İsrail’i zor dorumda bırakıyordu.

       Aynı şeyi Saddam Hüseyin için de geçerli. Saddam her ne kadar bir diktatör idiyse, bu diktatör İsrail düşmanıydı. Filistinlileri el altında destekliyordu. Onu da ABD, İsrail ve onun işbirlikçisi Müslüman ülkeler onu yıktılar. Böylece Irak ve Libya diye bir devlet kalmadı. İsrail’in üzerine yeniden güneş doğdu.

       Bugünlerde bütün emperyalist devletler Suriye üzerinde güç gösterisine başladılar. Kaybolan itibarlarını tekrar Suriye üzerinde onarmaya çalışıyorlar. Füzelerini denemeye çalışıyor. Milyonlarca Müslüman ya ölüyor, ya da doğdukları topraklardan sürülüyorlar. Emperyalistler ise bilek güreşi yapmaya devam ediyorlar. İsrail ise kendine karşı olan her üç Arap devletinin yok olmasının keyfini yaşıyor.

         Müslümanlar ise İsrail ile aynı safta görünmekten hiç çekinmiyorlar. ABD ve İsrail yanlısı Müslüman ülkeler halkın cahilliğinde yaralandığı bir gerçek. Âmâ bu ikiyüzlü politikalar tarih karşısında çok ağır hesap vereceği de bir gerçek.

        Hem Suriye yönetimine karşı olmak, hem de İsrail’e karşı olmak insan aklıyla alay etmektir. Suriye halkının yaşadığı bunca ölüm, bunca acının temelinde İsrail’in güvenliği vardır.

Gerisi teferruattır.ARAPLAR İSRAİL’İN SAFINDA MI YER ALIYOR?

 

 

       ABD emperyalizmi Suriye üzerinde yine ateşle oynamaya başladı. Onun Avrupa’daki uyduları hemen peş peşe destek açıklamaları yaptılar. Ortadoğu’daki Müslüman krallıklar, başta Suudi Arabistan olmak üzere, İsrail ve diğer Arap ülkeleri hemen desteklerini ifade ettiler.

       ABD çoktandır bu bölgeyi yeniden bir yapılandırmaya çalışıyor. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Onun içindir ki çıldırmaya başladı. ABD artık dünyayı yönetemiyor. BOP planlandığı gibi yürümedi. ABD emperyalizmi planları tutmadığı için dünyayı artık savaşla tehdit etmekten geri durmadı.

       Herkes bilir ki ABD Ortadoğu’da öncelikle İsrail’in güvenliğini sağlamaya çalışır. Ondan sonra da bölgedeki enerji kanallarını kontrol etmek ister. İşte bu plan gereği BOP denilen planın işlemesi gerekirdi, işlemedi.

      BOP projesi, projenin mimarı Graham Fuller ve Pol Hanze’ye göre İslam ülkelerinin tamamında millet yerine ümmete dayalı yönetimler olacaktı. Arap milliyetçi partiler ve iktidarlar (BAAS) tümden imha edilecekti.

      Saddam, Kaddafi ve Esat bu süreçte devrilecekti. İsrail düşmanı devletler böylece tarihe karışacaklardı. Müslümanlar Şii ve Sünni diye ikiye ayrılacak ve sürekli çatışma halinde olacaklardı. Bu planın bir kısmı tuttu. Âmâ istenilen sonuç alınamadı.

        Sünni, Filistinlilerin yanında saf tutan, Şii Hizbullah, İran ve Haşti Şabi, süreç içerisinde Sünni Suudi Arabistan’a ve ona bağlı olan EL KAİDE, EL NUSRA, IŞID gibi güçlere boğdurulacaklardı.

Plan böyleydi.

Bu planı ABD li uzmanlar yazdıkları kitaplarda dünyaya duyurdular. Sünni veya Şii bütün Müslümanlar bu planın bütün ayrıntılarını biliyorlar.

       Peki, Müslümanlar ne yapıyorlar? Müslümanlar içeride İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bıraktırılan halkı kandırmak için İsrail’e atıp tutuyorlar. İsrail her Filistin’i bombalamaya başladığında, yalanda İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bırakılan halk ise bunlara kuzu kuzu inanıyor.

      Gerçek böyle miydi?  Hayır. İsrail’in korkulu rüyası olan Kaddafi’nin devrilmesine yardımcı olan bir anlayış, İsrail karşıtı olamazdı. Çünkü Kaddafi ve onun Libya’sı Filistinlilere her türlü yardım ve desteği veriyor, İsrail’i zor dorumda bırakıyordu.

       Aynı şeyi Saddam Hüseyin için de geçerli. Saddam her ne kadar bir diktatör idiyse, bu diktatör İsrail düşmanıydı. Filistinlileri el altında destekliyordu. Onu da ABD, İsrail ve onun işbirlikçisi Müslüman ülkeler onu yıktılar. Böylece Irak ve Libya diye bir devlet kalmadı. İsrail’in üzerine yeniden güneş doğdu.

       Bugünlerde bütün emperyalist devletler Suriye üzerinde güç gösterisine başladılar. Kaybolan itibarlarını tekrar Suriye üzerinde onarmaya çalışıyorlar. Füzelerini denemeye çalışıyor. Milyonlarca Müslüman ya ölüyor, ya da doğdukları topraklardan sürülüyorlar. Emperyalistler ise bilek güreşi yapmaya devam ediyorlar. İsrail ise kendine karşı olan her üç Arap devletinin yok olmasının keyfini yaşıyor.

         Müslümanlar ise İsrail ile aynı safta görünmekten hiç çekinmiyorlar. ABD ve İsrail yanlısı Müslüman ülkeler halkın cahilliğinde yaralandığı bir gerçek. Âmâ bu ikiyüzlü politikalar tarih karşısında çok ağır hesap vereceği de bir gerçek.

        Hem Suriye yönetimine karşı olmak, hem de İsrail’e karşı olmak insan aklıyla alay etmektir. Suriye halkının yaşadığı bunca ölüm, bunca acının temelinde İsrail’in güvenliği vardır.

Gerisi teferruattır.ARAPLAR İSRAİL’İN SAFINDA MI YER ALIYOR?

 

       ABD emperyalizmi Suriye üzerinde yine ateşle oynamaya başladı. Onun Avrupa’daki uyduları hemen peş peşe destek açıklamaları yaptılar. Ortadoğu’daki Müslüman krallıklar, başta Suudi Arabistan olmak üzere, İsrail ve diğer Arap ülkeleri hemen desteklerini ifade ettiler.

       ABD çoktandır bu bölgeyi yeniden bir yapılandırmaya çalışıyor. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Onun içindir ki çıldırmaya başladı. ABD artık dünyayı yönetemiyor. BOP planlandığı gibi yürümedi. ABD emperyalizmi planları tutmadığı için dünyayı artık savaşla tehdit etmekten geri durmadı.

       Herkes bilir ki ABD Ortadoğu’da öncelikle İsrail’in güvenliğini sağlamaya çalışır. Ondan sonra da bölgedeki enerji kanallarını kontrol etmek ister. İşte bu plan gereği BOP denilen planın işlemesi gerekirdi, işlemedi.

      BOP projesi, projenin mimarı Graham Fuller ve Pol Hanze’ye göre İslam ülkelerinin tamamında millet yerine ümmete dayalı yönetimler olacaktı. Arap milliyetçi partiler ve iktidarlar (BAAS) tümden imha edilecekti.

      Saddam, Kaddafi ve Esat bu süreçte devrilecekti. İsrail düşmanı devletler böylece tarihe karışacaklardı. Müslümanlar Şii ve Sünni diye ikiye ayrılacak ve sürekli çatışma halinde olacaklardı. Bu planın bir kısmı tuttu. Âmâ istenilen sonuç alınamadı.

        Sünni, Filistinlilerin yanında saf tutan, Şii Hizbullah, İran ve Haşti Şabi, süreç içerisinde Sünni Suudi Arabistan’a ve ona bağlı olan EL KAİDE, EL NUSRA, IŞID gibi güçlere boğdurulacaklardı.

Plan böyleydi.

Bu planı ABD li uzmanlar yazdıkları kitaplarda dünyaya duyurdular. Sünni veya Şii bütün Müslümanlar bu planın bütün ayrıntılarını biliyorlar.

       Peki, Müslümanlar ne yapıyorlar? Müslümanlar içeride İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bıraktırılan halkı kandırmak için İsrail’e atıp tutuyorlar. İsrail her Filistin’i bombalamaya başladığında, yalanda İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bırakılan halk ise bunlara kuzu kuzu inanıyor.

      Gerçek böyle miydi?  Hayır. İsrail’in korkulu rüyası olan Kaddafi’nin devrilmesine yardımcı olan bir anlayış, İsrail karşıtı olamazdı. Çünkü Kaddafi ve onun Libya’sı Filistinlilere her türlü yardım ve desteği veriyor, İsrail’i zor dorumda bırakıyordu.

       Aynı şeyi Saddam Hüseyin için de geçerli. Saddam her ne kadar bir diktatör idiyse, bu diktatör İsrail düşmanıydı. Filistinlileri el altında destekliyordu. Onu da ABD, İsrail ve onun işbirlikçisi Müslüman ülkeler onu yıktılar. Böylece Irak ve Libya diye bir devlet kalmadı. İsrail’in üzerine yeniden güneş doğdu.

       Bugünlerde bütün emperyalist devletler Suriye üzerinde güç gösterisine başladılar. Kaybolan itibarlarını tekrar Suriye üzerinde onarmaya çalışıyorlar. Füzelerini denemeye çalışıyor. Milyonlarca Müslüman ya ölüyor, ya da doğdukları topraklardan sürülüyorlar. Emperyalistler ise bilek güreşi yapmaya devam ediyorlar. İsrail ise kendine karşı olan her üç Arap devletinin yok olmasının keyfini yaşıyor.

         Müslümanlar ise İsrail ile aynı safta görünmekten hiç çekinmiyorlar. ABD ve İsrail yanlısı Müslüman ülkeler halkın cahilliğinde yaralandığı bir gerçek. Âmâ bu ikiyüzlü politikalar tarih karşısında çok ağır hesap vereceği de bir gerçek.

        Hem Suriye yönetimine karşı olmak, hem de İsrail’e karşı olmak insan aklıyla alay etmektir. Suriye halkının yaşadığı bunca ölüm, bunca acının temelinde İsrail’in güvenliği vardır.

Gerisi teferruattır.

ARAPLAR İSRAİL’İN SAFINDA MI YER ALIYOR?

 

       ABD emperyalizmi Suriye üzerinde yine ateşle oynamaya başladı. Onun Avrupa’daki uyduları hemen peş peşe destek açıklamaları yaptılar. Ortadoğu’daki Müslüman krallıklar, başta Suudi Arabistan olmak üzere, İsrail ve diğer Arap ülkeleri hemen desteklerini ifade ettiler.

       ABD çoktandır bu bölgeyi yeniden bir yapılandırmaya çalışıyor. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Onun içindir ki çıldırmaya başladı. ABD artık dünyayı yönetemiyor. BOP planlandığı gibi yürümedi. ABD emperyalizmi planları tutmadığı için dünyayı artık savaşla tehdit etmekten geri durmadı.

       Herkes bilir ki ABD Ortadoğu’da öncelikle İsrail’in güvenliğini sağlamaya çalışır. Ondan sonra da bölgedeki enerji kanallarını kontrol etmek ister. İşte bu plan gereği BOP denilen planın işlemesi gerekirdi, işlemedi.

      BOP projesi, projenin mimarı Graham Fuller ve Pol Hanze’ye göre İslam ülkelerinin tamamında millet yerine ümmete dayalı yönetimler olacaktı. Arap milliyetçi partiler ve iktidarlar (BAAS) tümden imha edilecekti.

      Saddam, Kaddafi ve Esat bu süreçte devrilecekti. İsrail düşmanı devletler böylece tarihe karışacaklardı. Müslümanlar Şii ve Sünni diye ikiye ayrılacak ve sürekli çatışma halinde olacaklardı. Bu planın bir kısmı tuttu. Âmâ istenilen sonuç alınamadı.

        Sünni, Filistinlilerin yanında saf tutan, Şii Hizbullah, İran ve Haşti Şabi, süreç içerisinde Sünni Suudi Arabistan’a ve ona bağlı olan EL KAİDE, EL NUSRA, IŞID gibi güçlere boğdurulacaklardı.

Plan böyleydi.

Bu planı ABD li uzmanlar yazdıkları kitaplarda dünyaya duyurdular. Sünni veya Şii bütün Müslümanlar bu planın bütün ayrıntılarını biliyorlar.

       Peki, Müslümanlar ne yapıyorlar? Müslümanlar içeride İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bıraktırılan halkı kandırmak için İsrail’e atıp tutuyorlar. İsrail her Filistin’i bombalamaya başladığında, yalanda İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bırakılan halk ise bunlara kuzu kuzu inanıyor.

      Gerçek böyle miydi?  Hayır. İsrail’in korkulu rüyası olan Kaddafi’nin devrilmesine yardımcı olan bir anlayış, İsrail karşıtı olamazdı. Çünkü Kaddafi ve onun Libya’sı Filistinlilere her türlü yardım ve desteği veriyor, İsrail’i zor dorumda bırakıyordu.

       Aynı şeyi Saddam Hüseyin için de geçerli. Saddam her ne kadar bir diktatör idiyse, bu diktatör İsrail düşmanıydı. Filistinlileri el altında destekliyordu. Onu da ABD, İsrail ve onun işbirlikçisi Müslüman ülkeler onu yıktılar. Böylece Irak ve Libya diye bir devlet kalmadı. İsrail’in üzerine yeniden güneş doğdu.

       Bugünlerde bütün emperyalist devletler Suriye üzerinde güç gösterisine başladılar. Kaybolan itibarlarını tekrar Suriye üzerinde onarmaya çalışıyorlar. Füzelerini denemeye çalışıyor. Milyonlarca Müslüman ya ölüyor, ya da doğdukları topraklardan sürülüyorlar. Emperyalistler ise bilek güreşi yapmaya devam ediyorlar. İsrail ise kendine karşı olan her üç Arap devletinin yok olmasının keyfini yaşıyor.

         Müslümanlar ise İsrail ile aynı safta görünmekten hiç çekinmiyorlar. ABD ve İsrail yanlısı Müslüman ülkeler halkın cahilliğinde yaralandığı bir gerçek. Âmâ bu ikiyüzlü politikalar tarih karşısında çok ağır hesap vereceği de bir gerçek.

        Hem Suriye yönetimine karşı olmak, hem de İsrail’e karşı olmak insan aklıyla alay etmektir. Suriye halkının yaşadığı bunca ölüm, bunca acının temelinde İsrail’in güvenliği vardır.

Gerisi teferruattır.ARAPLAR İSRAİL’İN SAFINDA MI YER ALIYOR?

 

       ABD emperyalizmi Suriye üzerinde yine ateşle oynamaya başladı. Onun Avrupa’daki uyduları hemen peş peşe destek açıklamaları yaptılar. Ortadoğu’daki Müslüman krallıklar, başta Suudi Arabistan olmak üzere, İsrail ve diğer Arap ülkeleri hemen desteklerini ifade ettiler.

       ABD çoktandır bu bölgeyi yeniden bir yapılandırmaya çalışıyor. Ama evdeki hesap çarşıya uymadı. Onun içindir ki çıldırmaya başladı. ABD artık dünyayı yönetemiyor. BOP planlandığı gibi yürümedi. ABD emperyalizmi planları tutmadığı için dünyayı artık savaşla tehdit etmekten geri durmadı.

       Herkes bilir ki ABD Ortadoğu’da öncelikle İsrail’in güvenliğini sağlamaya çalışır. Ondan sonra da bölgedeki enerji kanallarını kontrol etmek ister. İşte bu plan gereği BOP denilen planın işlemesi gerekirdi, işlemedi.

      BOP projesi, projenin mimarı Graham Fuller ve Pol Hanze’ye göre İslam ülkelerinin tamamında millet yerine ümmete dayalı yönetimler olacaktı. Arap milliyetçi partiler ve iktidarlar (BAAS) tümden imha edilecekti.

      Saddam, Kaddafi ve Esat bu süreçte devrilecekti. İsrail düşmanı devletler böylece tarihe karışacaklardı. Müslümanlar Şii ve Sünni diye ikiye ayrılacak ve sürekli çatışma halinde olacaklardı. Bu planın bir kısmı tuttu. Âmâ istenilen sonuç alınamadı.

        Sünni, Filistinlilerin yanında saf tutan, Şii Hizbullah, İran ve Haşti Şabi, süreç içerisinde Sünni Suudi Arabistan’a ve ona bağlı olan EL KAİDE, EL NUSRA, IŞID gibi güçlere boğdurulacaklardı.

Plan böyleydi.

Bu planı ABD li uzmanlar yazdıkları kitaplarda dünyaya duyurdular. Sünni veya Şii bütün Müslümanlar bu planın bütün ayrıntılarını biliyorlar.

       Peki, Müslümanlar ne yapıyorlar? Müslümanlar içeride İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bıraktırılan halkı kandırmak için İsrail’e atıp tutuyorlar. İsrail her Filistin’i bombalamaya başladığında, yalanda İsrail düşmanlığı yapıyorlar. Cahil bırakılan halk ise bunlara kuzu kuzu inanıyor.

      Gerçek böyle miydi?  Hayır. İsrail’in korkulu rüyası olan Kaddafi’nin devrilmesine yardımcı olan bir anlayış, İsrail karşıtı olamazdı. Çünkü Kaddafi ve onun Libya’sı Filistinlilere her türlü yardım ve desteği veriyor, İsrail’i zor dorumda bırakıyordu.

       Aynı şeyi Saddam Hüseyin için de geçerli. Saddam her ne kadar bir diktatör idiyse, bu diktatör İsrail düşmanıydı. Filistinlileri el altında destekliyordu. Onu da ABD, İsrail ve onun işbirlikçisi Müslüman ülkeler onu yıktılar. Böylece Irak ve Libya diye bir devlet kalmadı. İsrail’in üzerine yeniden güneş doğdu.

       Bugünlerde bütün emperyalist devletler Suriye üzerinde güç gösterisine başladılar. Kaybolan itibarlarını tekrar Suriye üzerinde onarmaya çalışıyorlar. Füzelerini denemeye çalışıyor. Milyonlarca Müslüman ya ölüyor, ya da doğdukları topraklardan sürülüyorlar. Emperyalistler ise bilek güreşi yapmaya devam ediyorlar. İsrail ise kendine karşı olan her üç Arap devletinin yok olmasının keyfini yaşıyor.

         Müslümanlar ise İsrail ile aynı safta görünmekten hiç çekinmiyorlar. ABD ve İsrail yanlısı Müslüman ülkeler halkın cahilliğinde yaralandığı bir gerçek. Âmâ bu ikiyüzlü politikalar tarih karşısında çok ağır hesap vereceği de bir gerçek.

        Hem Suriye yönetimine karşı olmak, hem de İsrail’e karşı olmak insan aklıyla alay etmektir. Suriye halkının yaşadığı bunca ölüm, bunca acının temelinde İsrail’in güvenliği vardır.

Gerisi teferruattır.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.