Aynı konu kaç gündür konuşuluyor; nitekim Kılıçdaroğlu da konuşmuş ama hala konu hakkında Cumhurbaşkanlığından bir açıklama yapılmadı.
Bu durumda sormak gerekmez mi: sahi genelkurmay başkanı AK Partinin siyasi işlerden sorumlu elemanı mı, yoksa genel başkanın siyasi postası mı?
Gül’ü adaylıktan vazgeçirme işi genelkurmay başkanına mı kalmış?
Kaldı ki İbrahim Kalın bile Cumhurbaşkanı danışmanı, parti görevlisi değil!..
Yönetimin artık çivi tutmadığını bu olaydan daha güzel ne anlatabilir?
Ne kanun, ne kural ve ne de kurum kaldı ortada; tam bir keyfilik hali almış başını gidiyor!..
Aha buraya yazıyorum, bugün bunlara itiraz etmeyenlerin yarın konuşma hakları kalmayacaktır!.
*****************
Empati yapabilirsek …
Bu sabah Israel Shamir ve Gilad Atzmon ile kahvaltıdaydık.
Bilindiği gibi bunlar, Yahudi ve İsrail doğumlu oldukları halde, İsrail’i kıyasıya eleştiren iki yazar.
Beklendiği gibi yine, Türkiye’yi bir ara sarf ettiği, “gerekirse askeri donanmamızla Gazze kıyılarına dayanırız” sözünün gereğini yapmaya davet edecek kadar İsrail’i eleştirmekten geri durmadılar.
Anlayacağınız karşımızda, kanlı-canlı ve de vicdanlı iki Yahudi, kendi devlet politikalarını acımasızca eleştiriyorlardı...
Tabii ki bu tutum, azıcık ezber bozmakla beraber, bizimkilerin de çok hoşuna gidiyordu.
Keyfimize diyecek yoktu...
Ne de olsa iki Yahudi, kendi ağızlarıyla kendi devletlerini yeriyor, bizi ise “donanmamızın Gazze kıyılarına dayanmasını” arzulayacak kadar övgüde ileri gidiyorlardı!..
Gel de şaha kalkmış bu vicdan karşısında mest olma!..
İşte böylesi durumlarda en tehlikeli şey, empati yapmaya kalmaktır!
Ben de otuz-kırk kişilik salonda misafirlerimize şunu sordum:
İnanın ben kendi adıma sizi anlamakta zorlanıyorum; bakın, bizim “Kürt sorunu” diye küçücük bir sorunumuz var. Halk olarak hepimiz Müslüman olduğunuz halde, Türkiye’nin etrafı Müslümanlarla çevrili olduğu halde, en kötü ihtimalimiz bölünme olduğu halde biz yine de vatanımıza ve milletimize olan tutkumuzdan dolayı Kürtlerin anadillerinde eğitim yapmalarına bile müsaade etmiyoruz!
Halbuki siz iki farklı dinden olduğunuz halde, Hamas iki ayrı devlet çözümüne bile razı olmadığı halde ve İsrail Müslüman denizinin ortasında etrafı düşmanla çevrili olduğu halde, nasıl olur da kendi devletinizin beka sorununu göz ardı edecek kadar “vatan haini” olabiliyorsunuz?!
Dedim ya; vicdan, empati yapmayı kaçınılmaz kılsa bile, böylesi durumlarda empati yapmak en tehlikeli şeydir!..
**************
Doğu toplumları
“Doğu toplumları, akıl ve iradesini teslim etmekte sakınca görmeyen, sorumluluk ve yükümlülükten böylece azat olunmuş bireylerden oluşan toplumlar üreten, gelenek ve göreneklere sahip toplumlar olarak kabul edilirler. Devletin efendileşmesini isteyen ve itaat edecekleri güçleri işaret etmesini bekleyen, onaylanan kitlelerin toplumları olarak görülürler. İşte bu toplumsal kökenler, otoriterleşme teorilerine göre liderlerini diktatörleştirirler. Çoğunlukla da bunlar, Doğu toplumlarıdırlar.”
Ayşe Yaşar Ümütlü
Devlet ve Toplum Felsefesi.