ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

Bahçede yetişen "hıyar "ı dahi bedelsiz vermezler.

Türkiye bedel ödemeden "demokrasi"yi yaşamak istiyor.

Kuşkusuz bedel ödeyenler olmuştur.

Dün 46 cı anma günü yapılan "üç fidan" DENİZ HÜSEYİN YUSUF ve 68 kuşağının diğer yiğitleri.

12 Eylül faşizmi" ne karşı direnip ölenler.

Demokrasi kahramanı onlardır.

 

24 Haziranda Milletvekili ve Cumhurbaşkanı seçimleri yapılacak.

Sokaklar lacivert elbiselilerle dolu. Milletvekili olmak istiyorlar.

Altlarında son model otomobiller.

Ceplerinde deste deste TL- Avro ve Dolar.

Dillerinde bozuk bir demagojik ezber.

 

Bu tür "Armut piş ağzıma düş" diye düşünen "Türedi Siyasetçi "lerin, demokrasiye olan katkılarını, nasıl mücadele verdiklerini, ne bedel ödediklerini sorgulamak lazım.

 

Bedeli ödenen demokrasi değerlidir.

Onu yok etmek isteyenlere, yaşanmasını yasaklayanlara karşı ölüm pahasına dahi duruş gösterilir.

Ama biri tarafından ikram edilmiş demokrasi geri alınmak istenildiğinde kimseden ses çıkmaz. Öyle olduğunu 12 Eylül faşizmi döneminde yaşadık.

İşçi hakları geri alındı.

Sendikalar kapatıldı.

Üniversite özerkliği kaldırıldı.

Siyasi partiler kapatıldı,

Meclis dağıtıldı.

İnançlı solcuların ve demokrasiyi içselleşmiş bir kaç siyasetçinin dışında kimseden "ses" çıktı mı?

Çıkmadı.

Neden?

Bedeli ödenmemişti.

Kıymeti bilinmiyordu.

 

Şimdi antidemokratik bir süreç yaşıyoruz.

Hak, hukuk, adalet yok.

Özgürce kendini ifade etmek suç sayılacak haldedir.

Eşitlik dile bile alınamıyor.

Devletin tüm olanakları; Araç, gereç, medya her nesi varsa bir

Siyasal partinin buyruğunda.

Güvenlik güçlerine, yargı erkine karşı yoğun bir güvensizlik var.

İktidara karşı demokratik hak savunumu suç sayılmaktadır.

Bütün bu olumsuzluklar yaşanırken, Türk Siyasal Partileri de öbekleşmekte ve sadece yasal Kürt Siyasal hareketini dışlamaktadırlar.

AKP- MHP bir küme

CHP- İP- SP- DP de başka bir küme.

Normal zamanda fikriyat olarak bu Siyasi kümelerin bir araya gelmeleri hiç mi hiç olanaklı değil.

Her küme diğerinin elini tutuyor ama Kürt siyasal hareketini temsil eden parti bunların hiç birinin içine sığamıyor.

 

Kürtler itilseler de yiğitçe, demokratik, barışçıl, eşitlikçi siyasal mücadeleyi sürdürüyorlar.

Başta Eş Genel Başkanları olmak üzere binlerce elemanlarının zindanlarda oluşuna bakmaksızın yüksek moral ve dik duruşlarını koruyorlar.

Demokrasi mücadelesi bütün dünyada böyle olmuştur.

Güney Afrika'ya demokrasi, Mandela'nın 27 yıl zindanda kalmasından sonra geldi.

Selahattin Demirtaş size Nelson Mandela'yı anımsatmıyor mu?

Zindanda beyaz gömleği ve kitaplarıyla tek başına, "Cumhurbaşkanı seçim Kampanyası”nı yürütmesi size demokrasiyi müjdelemiyor mu?

 

Kürtler demokrasinin bedelini ödüyorlar.

Bari demokrasiye sahip çıkılırken katkıda bulunmayı esirgemeyin.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.