Sayın Erdoğan: “Kürtler, ben ayrı bir millettenim diyemezler, ancak ben Kürdüm ama Türk milletindenim diyebilirler” diyor.
Bu cümlenin bir diğer ifade biçimi şu olsa gerek: Kürtler yalan söylesinler!..
Var mı başka bir izahı?
Şahsen ben bir Türk olsaydım, tabi ki ben de gayet normal bir şekilde, ben bir Türk’üm derdim. Zira Türk veya Kürt olmak birbirinden daha iyi veya daha kötü bir durum değildir.
Ama yalan söylemek şüphesiz çok kötü bir durumdur!..
Mesela peygamberin oğlu olmaktan daha şerefli bir durum var mı?
Ama hepimiz biliyoruz ki, Zeydin Hz. Muhammed’in oğlu olarak anılmasını bile Kuranı Kerim red etmişti. Ve herkesin kendi gerçek babasının adıyla anılmasını emretmişti.
Yine hepimiz biliyoruz ki, kendilerini başka babalara atfeden arap geleneğini yıkmak için Hz. Muhammed veda hutbesinde, kim hangi döşekte doğmuşsa kendisini oraya affetsin, diye emretmişti.
Yine biliyoruz ki Hz. Peygamber, azatlı kölelerin kendilerini başka efendilere atfetmelerini bile yasaklamış, kim gerçekten kimin azatlı kölesi ise kendisini gerçek efendisine atfetsin demişti.
Yine biliyoruz ki Cenabı Hak bizlere; biz sizi farklı kavim ve kabileler şeklinde yarattık ki tanışasınız, demektedir...
İşte bizler de bütün bu nedenlerden dolayı diyoruz ki, şüphesiz Türk’üz demek, bizden ne bir şey eksiltir ne de çoğaltır ama biz gerçekten Kürt ve Kürt “milletinden” isek, o zaman da yalan söylemeye ne gerek var?
Ve niçin ille de yalan?!..
******************
Birleşebilmek
28 Şubatta başörtüsü yasağı gibi baskıcı uygulamalarla, radikalinden nurcusuna kadar, bir araya gelmeleri asla mümkün olmayan muhafazakâr kesimi Ak Partide birleştirenleri tebrik ettiğimiz gibi şimdi de, yönetme tarzlarıyla CHP’yi Saadet’le, İYİ Partiyi de HDP ile bir araya getirmeyi başaranları tebrik etmek gerekiyor!
Tabii ki bu başarılarının semeresini de mutlaka göreceklerdir!
***********
Muhalefet
Kimileri seccadenin yerine çilingir sofrası sermek için, kimileri birilerini kaldırıp o koltuğa oturmak için, kimileri de kamu kaynaklarını kendi kişisel çıkarlarına peşkeş çekmek için muhalif olabilirler...
Hâlbuki bizim için değerli olan muhalefet; daha çok demokrasi, daha çok insan hakları ve daha çok hukuk için yapılan muhalefettir...
**************
Arkadaşlarımın son hali
İnsan hakları mücadelesinden tanıdığım üç değerli arkadaşım var;
-Ömer Faruk Gergerlioğlu
-Omer Atalar
-Taner Kılıç
Bunlardan her iki Ömer de gerekçesiz görevlerinden atılmış durumda.
UAÖ’nün Türkiye sorumlusu da olan Taner ise iki yıldır gerekçesiz hapiste.
Şimdi ise Sayın Erdoğan, bize seçim vaadi olarak; daha çok demokrasi, daha çok özgürlük ve daha çok adalet vaat ediyor!
Anlaşılan CHP’nin zulmettiği bu arkadaşlarımızın haklarına kavuşabilmeleri için önümüzdeki seçimi de tekrar sayın Erdoğan’ın kazanmasını bekleyeceğiz!..