ALTIN
 3.042,49
DOLAR
 35,5025
STERLİN
43,1833
EURO
 36,2485

 

 

      Tarihin bir bilim dalı olduğunu herkes kabul eder. Ancak, bazı devletler veya kurumlar tarihi kendi siyasi anlayışına göre yorumlarlar. Bu da hem tarihe hem de insanlığa ihanet anlamındadır.

       Çünkü dünü bilmeden, yarını yakalama şansımız yoktur. Her şey dünden saklıdır. Bizim tarihimizde hele hele düzene baş kaldırmışsan sana en büyük küfürler, en büyük hakaretler yapılır.

       Benim şu günlerde piyasa yeni bir tarihi romanım çıktı. Bu tarihi roman fetret döneminde geçen bir bilge insanın ayaklanmasını anlatıyor.

        1420 senesinde, Serez pazarında, idam sehpasında Şeyh Bedreddîn, Kadı Mevlana Haydar'a dönerek der ki:

 

Mademki bu kere mağlubuz

Netsek, neyleysek zaid.

gayrı uzatman sözü.

mademki fetva bize aid

verin ki basak bağrına mührümüzü

 

      1402 Yılı ve sonrası Osmanlı için var olmak; ya da olmamak gibi karmaşık bir dönemdi. Osmanlı devleti, hem içerde, hem dışarı da sancılı bir dönem yaşamaktaydı. Timur’un orduları Anadolu’ya girmiş, Osmanlı padişahı Yıldırım Beyazıt ise Timur’a esir düşmüş ve bu savaşı kaybetmişti.

 

Yıldırım Beyazıt, bu yenilgiyi hazmedememiş ve çadırında ölü bulunmuştu.

Timur’un, ordularını çekip gittikten sonra, sarayda şehzadeler arasında taht kavgası başlamıştı.

 

      Şeyh Bedreddin, Edirne’den başlayan, Bursa, Konya, Halep, Kudüs, Mekke, Kahire, Tebriz’e kadar uzanan uzun bir eğitim sürecinden sonra, ülkesine bir filozof olarak dönmesi ve haltan çok büyük bir itibar görmesi, bazı kesimleri rahatsız etmişti.

      Şeyh Bedreddin artık halk arasında bir filozof gibi kabul görüyordu. Aydın’da yoldaşı Börüklüce Mustafa, tarafında ortak mülkiyete dayalı “Ortaklar Köyü’nün” kurulması ve her kesimde yoğun ilgi görmesi, bazı güçler tarafında hazmedilemiyordu.

         Manisa’da Torlak Kemal, Aydında Börüklüce Mustafa, öncülüğünde, Osmanlının adaletsiz anlayışına karşı isyanlar başlamıştı.

       Şeyh Bedreddin’in müritleri arasında, din ve dil ayrımı yapılmaması ve insanı esas alması egemen güçleri rahatsız etmişti.

       Şehzadeler arasındaki kavgada, Şeyh Bedreddin, Şehzade Musa Çelebi ile bazı ilkeler temelinde anlaştı. Şehzade Musa Çelebi’nin on teklif ettiği “Kazaskerlik” görevini kabul etti

        Şeyh Bedreddin’in de taraf olduğu Musa Çelebi bu savaşı kaybetmişti. Şeyh Bedreddin kaybeden taraf olunca yoğun saldırılara hedef olmuştu.

        Anadolu halkı Şeyh Bedreddin’e sahip çıkmış ve onun için canını ortaya koymuştu. “Yârin gül yanağında gayri her şey ortak olacaktı.” Aydın’da bir de bu amaçla “Ortaklar Köyü” bile kurulmuştu.

      Bu kitapta şimdiye kadar hiç değinilmeyen Yıldırım Beyazıt ile Timur arasındaki kavganın sebep ve sonuçları bir roman dili ile anlatmakta.

       Osmanlının en karanlık dönemi olan “Fetret Dönemi” ve bu dönemdeki iç karışıklıklar bu tarihi romanda birlikte anlatılmakta.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.