Hakkâri ve Van mitinglerinde halka hitap eden Başbakan Binali Yıldırım, “Bizim Kürt kardeşlerimizle ilgili bir derdimiz, sıkıntımız yok. Onlar bizim kardeşimiz. Bin yıldır bu topraklarda birlikte yaşıyoruz. Benim de geçmişim Kürt. Kürtlüğünüzle gurur duyun, Kürt olduğunuzu gururla söyleyin, hiç kimse size bir şey yapamaz” dedi.
***************
Boşuna demiyoruz, ya demokrasi ya barbarlık..!
Hiç düşündük mü acaba; kendisine milletvekili listelerini, belediye başkanlarını, parti teşkilatlarını, devlet bürokrasisini tek başına belirleme yetkisini verdiğimiz bir kişinin; psikolojisi, davranışları ve karekteri bundan nasıl etkilenir, diye?
Ve yine hiç düşündük mü acaba; böylesi bir toplumun ve bu toplumda yaşayan bireylerin psikolojisi, davranışları ve karekteri bundan nasıl etkilenir, diye?
Herhangi bir kişi veya toplumdan bağımsız olarak bunları düşündük mü hiç?
Davranış ve karakter oluşumunun dip nedenlerine bakmadan, bir toplumda efendi ve köle ilişkisinin nasıl geliştiğini de anlayamayız.
Boşuna demiyoruz, ya demokrasi ya barbarlık..!
***************
Peki Niçin ?
Sanırım Ak Partililerin, şu soruya makul bir cevapları vardır:
Türkiye, Afrin’i almadan önce oranın eğitim dili Kürtçe ve Arapça idi.
Türkiye, Afrin’ i aldıktan sonra Kürtçe’ yi yasaklayıp eğitim dilini yalnızca Arapça yaptı.
Nitekim daha önce kayyum atanan belediyelerin de ilk işleri, Kürtçe tabelaları indirmek olmuştu!
Peki, bana söyler misiniz, niçin?
Kürtlerle kardeş olduğunuz için mi?
Müslüman olduğunuz için mi?
Kürtçe, haram bir dil olduğu için mi?
Tek ümmet olduğunuz için mi?
Peki, niçin?
Söyler misiniz bana, şu an dünyada sizin dışınızda, kendi ülke sınırlarıyla da yetinmeyip, başka ülkelerde bile bir başka dili yasaklayacak düzeyde ırkçı bir başka ülke var mı?
Varsa söyleyin!..
Yalnızca Ak Partililerin değil, dezenformasyon yoluyla beyni sulandırılmış olan bütün mankurtların artık bu ilkel ırkçılığı görmelerini umuyorum!..
Bütün bu gerçekleri gördükleri halde hala Kürt sorunu hakkında cart curt edenlerin, hatta zaman zaman Kürtleri ırkçılık yapmakla suçlayanların, insanlıklarından utanmalarını bekliyorum!..
********************
Rabbim hepimizi affetsin.
WhatsApptan bana gelen bir mesaj. Sizlerle de paylaşmak istedim:
6 yıllık sınıf ve grup arkadaşım. Öğrencilik hayatı boyunca hiç kötülüğünü görmedim. Çok çalışkandı. Bizim için müthiş olan bilgiler onun için genel kültürdü.
Ama hiç bir zaman egoist olmadı. Biz sözlü kapılarında beklerken o mutlaka pek de çalışamamış olan birisine ders anlatırdı.
3. sınıfta dersten atılacağımı bildiğim bir güne hazırlanıyordum. Kendi grup arkadaşlarım da sınıfın ekseriyeti gibi böylesi bir durumda yanımda durmayacak kişilerdi. Acaba ben dersten atılınca peşimden gelen olur mu diye düşünürken "İbrahim halil çıkar belki. Ama o, derece için uğraşıyor, belki cesaret edemez. Olsun gönlüm kırılmaz" diye geçirmiştim içimden. Dersten atıldığım gün arkamdan ilk İbrahim Halil çıktı, dün gibi aklımda.
2 yıl sonra çocuk cerrahi stajında hocanın not tehditlerine aldırmayıp Cuma namazına gittiği gibi..
Harranlı, 7 kardeşin en büyüğü. ÖSSyi kazanma haberini pamuk tarlasında almış, Cerrahpaşa’yı 1.likle bitirmiş, TUS 3.sü olmuş; en önemlisi tüm bu başarıları sırasında arkadaşlarından hiç birinin kalbini kırmamıştı.
Uzman oldu. Bylock iddiasıyla içeri alınmış. 1 ayın sonunda intihar ettiği söyleniyor. Dün vefat haberini aldık.
Şimdi hangi hesap kitap İbrahim Halil i geri getirecek? Geç kalmışlığımızı, birilerinden önce el uzatamamışlığımızı gizlediğimiz hangi haklılık ona yeni bir hayat bahşedecek?
Çok üzgünüm
Ne kim nerde nasıldı bilmiyorum fakat emin olduğum bir şey var: bu böyle olmamalıydı.
Rabbim hepimizi affetsin.
Dr. İbrahim Halil Özyavuz,