24 Haziran 2018 tarihinde yapılan Cumhurbaşkanlığı ile milletvekili seçimleri aynı zamanda rejim yapısını da değiştiren “demokratik laik parlamenter” sistemin de son genel seçimi oldu.
Çünkü denge denetleme gücü olarak sadece MHP’nin kaldığı tek başına meclis yeterli çoğunluğunu sağlayamamış, kapsamlı ve derin bir ekonomik krizin korkusunu da ensesinde his eden, iç ve dış politikada güvenlik eksenli siyaseti devrede tutan AKP den toplumu rahatlatacak, gerilimi düşürecek adımların atılmasını beklemek tıpkı Pazar günü yapılan seçimden farklı bir sonuç beklemek gibi. ham hayalden ibaret bir beklenti olur kanısındayım.
İç işleri Bakanı’nın CHP ile HDP konusunda peş peşe yaptığı açıklamalar gerilimin devam edeceğini gösteren işaretlerdir.
Önce kısaca son seçimi ile ilgili bir değerlendirme yapacak olursak bunu iki aşamalı olarak değerlendirmek gerekiyor. Birinci aşama seçim öncesi aşama yani oy kullanımı başlamadan önceki aşama; MHP liderinin erken genel seçim çağrısıyla başlayan tek kale propaganda sürecinin son gününe kadar olan süreç. İkinci aşama oy kullanımı, sandık tasnifi ve önce Anadolu ajansının iki saat gibi kısa bir sürede, ardından YSK nın AKP-MHP koalisyonun zaferini ilan ettiği zaman dilimi olarak ifade edebiliriz.
Birinci aşama ile ilgili bir bütün olarak adil demokratik, bütün kuralların çiğnendiği, muhalefetin adeta soluksuz bırakıldığı, adil, eşit, demokratik bir seçim kampanyasından söz edilmediği, iktidarın gerek devletin gerekse sermayenin parasal ve medya olanaklarını sınırsız kullandığı ancak muhalefetin kendi olanaklarıyla da olsa propaganda gerçekleştirme olanağından yoksun bırakıldığı, kısaca meramını anlatamadığı bir süreç oldu. Bu sürecin en bariz kanıtı TRT nin parti eşitliğine gösterdiği ölçüdür.
İkinci aşama olan seçim günüyle ilgili bir şey ifade etmek gerekirse;
İtiraf etmeliyim ki oy kulanım yeri olan bina ve kendi oy kullandığım sınıf olan 2054 no lu sandık olmak üzere bağımsız olarak yaptığım izleme esnasında kural ve usullere aykırı seçmeni etkileme gibi bazı istisnalar dışında tespit ettiğim ciddi bir ihlal veya bağımsız izlemeyle ilgili bir engelleme olmadı.
Kuşkusuz bu durum başka yerde ihlal yaşanmadığını göstermiyor. Bilakis sosyal medyaya da yansıdığı gibi Suruç benzeri birçok yerde kaba gücün devrede olduğunu gösteren durumlarda odu. Bu tespiti çok sorunlu geçen 24 Haziran seçimlerini meşrulaştırmak için de söylemiyorum. Arzu edildiği gibi bir seçim sonucunu almakla ilgili önceden yapılmış “özel çalışmaların” olup olmadığını benim bilmem elbet mümkün değildir
Asıl sorun başta ana muhalefet partisi olmak üzere Milet ittifakının bu seçimlerle ilgili derin sosyolojik, ekonomik ve psikolojik bir analizi yeterince yapmadan, mevcut iktidar koalisyonun tüm hazırlığını iktidarı terk etmeme üzerine inşa ettiğini hesaplamadan, eşit ve adil olmayan koşullardan eşit adil bir sonucun üretilebileceği ihtimaline kendini inandırmış olmasıdır. “başarabiliriz” sloganını öne çıkararak toplumun önemli bir kesimini mobilize etme başarısını gösteren İnce bu işin çok ince dokunan bir iş olduğunu hesap edebilmeliydi.
Çünkü bu seçim süreci son iki ayda başlayıp biten bir süreç değildir. On altı yıldır hazırlığı yapılan rejim değişikliğini de içeren bir seçim gerçekleştirildi. Bu günkü siyasal sonuca varan yolun taşları muhalefetin önemli katkılarıyla dizilerek gerçekleşti.
Muhalefetin desteğiyle toplumun milliyetçi, militarist, bir öze kavuşturulduğu, İşsizlik yoksulluk çemberinde bunalan geniş yoksul kesimlerin sosyal destek programlarıyla iktidarın bağımlısı haline getirilmesine karşı bir politikasının bulunmadığı, inanç değerlerinin olabildiğince işlendiği, yüzden fazla belediyenin kayyıma devredilmesine, dokunulmazlıkların kaldırılarak haksız yerde binlerce siyasetçinin hukuki bir temele dayanmaksızın tutuklanmasına karşı çıkılmadığı, yargı , OHAL ve KHK lerle toplumun sindirildiği yerde, kendi ekseninde konsolide ettiği yüzde elliyi aşkın toplumsal kesimin desteğine sahip bir iktidarın herhangi bir seçimle iktidardan ayrılmayacağının hesap edilmemiş olması ancak siyasal öngörüsüzlük olarak tanımlanabilir.