CHP tercihini şüphesiz halktan yana yapmalı. Halk güvenmediği lidere ve örgütü onay vermiyor. CHP bu süreci Yetmişli yıllarda canlı olarak yaşadı. Bugün de yaşamaya devam ediyor.
CHP artık yol ayrımına geldi ve durdu. Ya halktan yana tavır alıp bir sol parti olacak ve iktidara aday olacak. Ya da iki ara bir derede kalarak, hem sağa, hem de sola göz kırparak kaderine razı olacak.
CHP, şimdiye kadar izlediği politikalarla bir oligarşi gurubu meclise taşımaktan başka bir şey yapmadı. Bu gurup yıllardır partin başında ve halkın başına bela olmuş durumda. Bunların keyfi yerinde ama halk çok rahatsız görünüyor.
Parti her geçen gün biraz daha sağa kayıyor ve kaymaya devam ediyor. Sağda boşluk olmadığı için kendi içinde devinip duruyor.
Parti kadrolar eğitimli insanlardan değil, kodamanlardan oluşturuluyor.
Devrimci ve sol düşünceye kapılar kapatılıyor.
Zor yetişen sol kadrolar sakıncalı olarak görülüyor.
ŞİMDİYE KADAR NELER YAPILDI?
Demokrasi mücadelesi içinde aktif olarak yer alınmadı. Bir adalet yürüyüşü yaptı ve onunla yetindi.
Parti halka güven veremedi.
Partiyi ele geçiren boş ve cahil insanlar, aydınların ayağını partide kesti.
Hiçbir liderlik vasfı ve birikimi olmayan, sadece birilerinin adamı olan şahıslara il ve ilçe yönetimleri teslim edildi.
Sendikalardan ve diğer demokratik kitle örgütlerinden uzak duruldu.
Toplumun alt kimlikler üzerinden ayrışmasına müdahale edemedi. Toplum ayrıştıkça CHP küçülmeye başladı.
ŞİMDİ NE YAPMALI?
CHP ‘nin mevcut yönetim ile iktidar olacağına artık kimse inanmıyor. Öyleyse bu oligarşi gurup yerini yeni bir yönetime bırakmalı.
İl yönetimleri birilerinin menfaati için değil halkın menfaati için derhal yeniden örgütlenmeli.
Sendikalarla ve diğer demokrasi yanlısı kurumlarla işbirliğine gidilmeli.
Halkın taleplerini içeren güçlü slogan ve söylemlerle halka öncülük edilmeli.
Eğitimli insanlar, derhal partinin yönetimine gelmeli.
Devrimci kadrolara kapılar sonuna kadar açık tutulmalı.
Partinin sağcılaşmasının önü kesilmeli.
Tarlada, fabrikada, inşaatta, hayatın her alanında halkın yanında saf tutulmalı.
Demokrasi mücadelesin tüm demokrasi güçleri ile birlikte yürütmeli.
İnsan hakları ve diğer evrensel değerlere sahip çıkılmalı.
Atatürk’ün devrimcilik anlayışı ve onun onuncu yıl nutku her yerde şiar edilmeli.
Halk ile parti arasındaki bağlar geliştirilmeli ve parti bir halk okuluna dönüştürülmeli.
CHP eğer bu yol ayrımında sola saparsa, ezilenlerin ve ötekileştirilen halklara sahip çıkarsa, halka güçlü bir şekilde güven verir ise, iktidar olmasının önünde hiçbir engel yoktur.
Aksi olursa AKP nin koltuk değneği olmasından öteye gidemeyecektir.
Bugün de yaşadığımız sancılar bundandır.
