ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

      Sizin çocuklarınızı, devletin polisi elinde yargı kararıyla tutuklamaya geldiği halde gelen polislere direnmiş, çocuklarınızı vermemiştiniz.

       Söylenenler doğruysa, korumalarınıza, gelen polislere fiili mukavemette bulunma emrini bile vermiştiniz.

       Bilahare, bu hadiseden bahsederken, belki de haklı olarak boğazınız düğümleniyor, ağlamaklı bir hal alıyordunuz...

       Hâlbuki şimdi çocuklarını faili meçhullerde kaybeden annelerin Cumartesi günleri Taksim’de oturma eylemi yapmalarına bile müsaade etmiyorsunuz!

       Peki, sormak isterim: sizinki ciğer de bunlarınki taş mı? Sizinki evlat da bunlarınki enik mi?

Elinde mahkeme kararı ile kapınıza dayanan devletin polislerine “darbeci” diyebiliyordunuz... Peki, sormak isterim; bu annelerin çocukları hangi mahkeme kararıyla infaz edildi?

       Size reva görülen muamele, tamamen veya kısmen bir komplo veya darbenin bir parçası olabilir; ancak sonuçta siz bu ülkede yine başbakandınız ve sizin çocuklarınız da en fazla hapse konulacaktı. Halbuki bu annelerin çocuklarının faili meçhullerle yok edildiklerini siz de dahil hepimiz biliyoruz.

Ve unutmayın bu anneler sizden yalnızca devletin sorumluluğunda kaybedilen çocuklarının kemiklerini istiyorlar!

Buna da mı hakları yok?

         Taksim’de oturma eylemi yapmanıza müsaade etmeyeceğiz, diyorsunuz. Sahi, Taksim denilen yer, rahmetli babanızın tapulu arazisi mi? Bu kadınların, burada oturacak kadar da mı Taksim üzerinde hakları yok?

        Orada yüzlerce dilenci var, kaldırımları haksız yere işgal eden bir sürü esnaf var, değişik nedenlerle oturanlar var, yanlış park edenler var... Bunlardan hiçbiri sizi rahatsız etmediği halde bu anneler niçin rahatsız ediyor?

      Ben söyleyeyim: çünkü bu yaman yüzleşme, sizin bile vicdanınızı rahatsız ediyor..!

Şunu asla unutmayın; vicdanınız, hiçbir zaman peşinizi bırakmayacak..!

*****************

Ulus Devlet ve İslamiyet

 

         Müslümanlar artık ulus devletin kutsallarını savunuyorlar. Ulus devletin öncelikleri İslami önceliklerin önüne geçmiştir.

      İslam dünyası toplumlarında Türkiye de dâhil olmak üzere bugün düşünsel, kültürel, felsefi ve entelektüel meşruiyetin yerini karizmatik figürlerin meşruiyeti alınmıştır. Karizmatik figürler, hayata ilişkin her ne varsa kendileri belirliyor.

        Toplumlar karizmatik figürler aracılığıyla düşüncesizleştiriliyor, kültürsüzleştiriliyor ve onların içleri hamaset yoluyla boşaltılıyor. Bir toplumun maruz kalabileceği en büyük tehlike ise hamasete maruz kalmaktır. Çünkü hamasete maruz kalan bir bünye hiçbir zaman gerçekliğin ayırtına varamaz.

Atasoy Müftüoğlu:

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.