İdam, dünyanın en rezil, en alçak can alma yöntemidir!.Bunun acısını bu ülkede de yaşattılar!.Geçmiş tarihli idamlar saymakla bitmez!.Ama yakın tarihin idamları tüm travmasıyla toplumun hafızasına kazınmış durumda!.Mendereslerin idamından tutun, Denizlerin idamına kadar daha niceleri!.
Astığımız bu insanlara sonradan iadei itibar diye uyduruk göz yaşları ile anıt mezar bile diktik ama, onların bunu görmek için hiç bir şansları yoktu!..Asmıştık ve geride aileleri ile birlikte vicdanı kanayan milyonlar bırakarak!..
Bu ülkede 12 Eylül idamları bir daha anlamlıydı!.Darbeci Kenan Evren " Bir sağdan,bir soldan idam ederek" ne kadar adil bir canavar olduğunu dişlerini sırıtarak söylüyordu!.
Ama ne oldu?
Öldüğünde, sadece imam ve beş kişi ile gömüldü!.Bence bundan daha büyük ceza olamazdı!.
Şimdi dünya İran'a odaklanmış durumda!.Genç, şair ve aktivist olan bir insanı asacaklar!.Dünya ayakta ama, yılda yüzlerce insanı gözünü kırpmadan ipe gönderen İran'ın buna ses vereceğini sanmıyorum!.Adeta bir cinayetler Cumhuriyetine evirilen bu ülkenin bundan geri adım atması mümkün görünmüyor!.
Üstelik adına "İslam" denilen bu kan ülkesinin, İslam da "Allah'ın verdiği canı ancak Allah alır" katiyetinden de haberi var ama, din bunlar için sadece bir maske!.
Üstelik nedense idam en çok İslam ülkelerinde var ve olmayanlar da, olsun diye meydan meydan bağırıyor!..
İnsanın sorası geliyor: Yaratanın men ettiği her şeye neden bu kadar ısrarcısınız?
Yoksa inanmıyorsunuz da, bizi mi kandırıyorsunuz?.
Çünkü Tanrı buyruğunda bu yaptıklarınızın hiç bir yeri yok!.
******************
BİZ NELER YEMEDİK Kİ
Etler şarbonuymuş!.
Olsun!.
Bize dokunmaz!.Biz artık her tür hastalığı savuşturacak bir bünyeye kavuşalı yıllar oldu!.
Radyasyonlu çayları lıkır lıkır içelim diye, dönemin Bakanı bizzat televizyona çıkıp, çay höpürdeterek gözümüzün içine bakıp " Bakın ben içiyorum, siz de için" demedi mi? Öyle ya, bizim canımız koca Bakandan daha kıymetli değildi!.O, içmişse biz de içeriz dedik ve adeta çay içme yarışına girdik!.
Sonrasında özellikle Karadeniz insanı kanserden kırıldı ama, kimse nedenini bile araştırmadı!.
Bu radyasyonlu çaylardan daha tehlikelisi Rus Nataşalardı!.Kapılar açılınca yeşil görmüş dana gibi ülkemizin dört bir yanına dağıldılar!.Aslında ilk başta sexi ve sevişmeyi doğal bir hal olarak görüyorlardı!.
Ne zaman ki, bizimkiler onları paraya alıştırınca, kafaları dank etti ve Karadenizli fındığı ve çayı satıp bunlara yatırdı!.
Boşanmalar tavan yaptı!.
Fuhuş ve ahlaksızlık aldı başını gitti!.
AİDS patlaması vardı ama, hamsi yiyenlere işlemez diye onu da hal ettik!.Korunma yöntemi olan prezervatifi Karadenizli Temel şişirip balon yapıp, rüzgara bıraktı.."Lan parasını verip bir de naylon mu..." diyerek kadın tokatlayanın hadi hesabı yoktu!.
Dışarıya gönderdiğimiz tavuk etleri hormonlu diye defalarca bize iade edildi!.
Peki siz bu iadelerden imha edilene hiç rastladınız mı?.
Hayır!!
Hepsini hafta sonu pikniklerde tüketip, afiyetle yedik!.Bundan ölen duydunuz mu?.Yok ağabey, biz iki kıçı kırık tavuk yemekle ölecek kadar aciz miyiz?!
Domates, biber, bilmem neler!..Toksin ve zehir taşıyor diye bilmem kaç kez bize yüz geri edildi!.
Onları da biz yedik!.Çöpe atacak halimiz yoktu ya!..
İşte biz böyle bir Milletiz!.
Şarbonmuş!..
Geçin bunları..Biz neler yedik, neler!..
Üç beş şarbonlu dananın lafı mı olur?!
***************
HATIRLAYALIM.
Bir önceki hükümet har vurup harman savurmuştu ve giderayak tabiri caizse geride enkaz bırakmıştı!.Bu enkazın ihalesine Bülent Ecevit, kurduğu sağ ağırlıklı koalisyonla balıklama atlamıştı ama, vaziyeti bir türlü toparlayamıyordu!..Her taraf çürümüş, nereye el atsanız elinizde kalıyordu!.İMF kapısı açık bekliyordu..Para vereceklerdi ama ağır şartları vardı!.Bu paranın denetimi kendilerinde olacaktı!.
Nihayetinde her şey IMF' nin dediği gibi oldu ve denetim için de Kemal Derviş görevlendirildi!.Üstelik Ecevit Hükümetinde Ekonomiden sorumlu Bakan oldu!.Onun ipleri eline almasıyla IMF den alınan para faiziyle bu ülke vatandaşının cebinden alınarak, takvimine uygun ödendi!.
Bu dönemde Ecevit'e yazar kasa fırlatılmıştı!.Cumhurbaşkanı Sezer'de Anayasa kitapçığı!..
Tüm bu yaşananlara Ecevit'in ortakları sadece sessiz kalıp vaziyeti izlemekle yetinmişlerdi!.
En çokta Bahçeli!.
Hani bugün yaşananların hedefinde "Türkiye Cumhuriyeti var" diyen Bahçeli!.Nedense Ecevit'e yapılanların ülkeye yapılmadığını, ya da işine öyle geldiği için hiç ses çıkarmadı!.Belli ki, kapalı kapılar ardında Ecevit'i istifaya da zorladığı kuvvetle muhtemeldir!.
Sonuç olarak Ecevit Hükümeti dağıldı!.Kemal Derviş iliklerimize kadar sömürdüğü IMF taktikleriyle ekonomiyi egemenlerin istediği gibi toparladı ve bu toparlama sonradan gelen AKP Hükümetine nimet gibi teslim edildi!.
AKP bir kaç yıl bu nimeti iyi götürdü!.Akabinde gelen çözüm süreci, kanın durmasına ve yabancı yatırımcının ülkeye rağbetini artırdı!.İşler iyi gidiyordu!.IMF den artık borç falan istenmiyordu!.
Kimi demokratik açılımlara da göz kırpmışlardı!.Her şey iyi olacaktı, ta ki, nereden çıktıysa bir Büyük Ortadoğu Projesi gündeme geldi!.Bizimkiler bu projeye balıklama atladı!.Oysa bu projenin başı Amerika’ydı!.
Müttefiki olduğumuz Amerika’yı yıllardır okuyamayanlar, niyetini de çözememişlerdi ve o Amerika Saddam ı, Kaddafi yi, Hüsnü Mübareği ve daha nicelerini acı sonlarla götürdü!.Esatı' da götürecekti ama, Esat çok akıllı davrandı!.Bu Emperyal gücün karşısına, diğer bir Emperyal güç olan Rusya'yı aldı ve şimdi görünen o ki, bu savaştan karlı çıktı!.
Peki, bu ateşe atlayan biz ne yaptık?
Baştan sona yaptığımız tüm yanlışlar bize devasa sorunlarla döndü!.
O yanlışa atlamak için yalakalık yapan kimi yazarlar çıkmış " Aslında Suriye politikamız yanlıştı" diyerek şimdi ters giden vaziyetten vicdanlarını temizlemeye çalışıyorlar!.
Bizler bu politikaların yanlışlığını bas bas bağırdığınızda ağzımıza biber gazı sıkılıyordu ve bu yalaka takım vaziyeti ağzında lokum emerek izliyordu!.
Bir kez daha yineliyorum!.Amerika dünyanın azgın ayısıdır, onunla kimse deliğe girmemeli!.
Hele Kürd ler hiç girmemeli!.