3. Hava limanı inşaatı işçilerinin meşru taleplerine girmeden önce inşaatı gerçekleştiren konsorsiyumdan sadece iki firmayla ilgili bir hatırlatmada bulunmayı gerekli görüyorum. Birincisi Cengiz holding; Şu milletin a….na koyacağım diyerek trilyonlarca lira devlete olan vergi borcu af edilen şirket. Bir diğeri özelleştirme adı altında birçok kamu işletmesinin kendisine bahşedildiği Limak.
İkisi de son dönem içinde palazlandırılan firmalardandır. İkisi de kendilerine doğrudan veya dolaylı olarak transfer edilen devlet kaynaklarıyla büyümüşlerdir. Limak’ın ortak olduğu girişim gurubuna mevcut siyasal iktidar tarafından Tekel İçki fabrikaları özelleştirme adı altında nerede ise bedava sayılabilecek bir fiyatla devredilmişti. Bu şirketler birliği bir yıl sonra Tekel içki fabrikalarının % 90 lık hissesini 900 milyon dolara bir başka içki sektörüne devir etmişti. Daha sonra içki fabrikaları 2,5 milyar dolar karşılığında bir İngiliz firmasına satılmıştı. Bu iki firmaya yakın tarih içinde yapılan kıyaklarla devletin uğratıldığı zararı siz hesap edin!
Şimdi gelelim açılışına kısa bir süre kalmış 3. Hava limanında beş yıla yakın bir süredir her türlü kötü şartlarda çalışmış ve sonunda isyan noktasına getirilmiş işçilere ve onların talep ettiği haklara. Bu taleplerin hiç birisinde siyasal ve ideolojik içerikli bir istek yok. İktidara yönelik veya çalıştıkları hava alanı inşaatını sekteye uğratacak, geciktirecek bir talepleri hiç yok. İktidar nimetleriyle tıpkı adı geçen iki firma gibi Gergedanlaşmış köşe dönmüş köşeci yalakaların iddia ettiği gibi bu işçilerin talepleri inşaatın hızını engelleyecek, açılışını geciktirecek nitelikten uzak, karşılanması imkânsız talepler hiç yok.
Aşağıdaki taleplerden hangisi hükümete yöneliktir anlayamadım doğrusu.
İşçilerin şirket yöneticilerine sunduğu talep listesi şöyle
- hak talebinde bulunan işçiler işten atılmasın
- Habersiz şekilde işten atılanlar işe iade edilsin.
- servis sorunu çözülsün.
- Yatakhane, Lavabo, banyo temizlikleri düzenli olarak yapılsın. Tahtakurusu sorunu çözülsün
-Revir personelinin işçilerle ilgilenmesi, gerekli sağlık malzemelerinin temin edilmesi
sağlansın, işçilere dönük aşağılayıcı muamele yapılmasın.
- Maaşların tamamı hesaba yatırılsın, elden maaş ödemesi yapılmasın.
- Geçmişe dönük ödenmeyen maaşlar ödensin,
- İşçi ve formenler aynı yemekhanede yemek yesin.
- sorunlara sebep olan İGA yetkilileri görevden alınsın.
- İş cinayetleri çözülsün.
- iş kıyafetleri verilsin.
- Altı aydır ödenmeyen maaşlar verilsin. Bayram ikramiyesi ödensin.
Görüldüğü gibi taleplerin önemli bir kısmı ekonomik maliyet içermeyen, yetkililerin iyi niyetiyle çözümlenebilecek sektörel taleplerdir.
Şimdi bu anlı şanlı firmalara sormak gerekir. Devletten yani halkın cebinden aldıklarınızın milyonda biriyle son derece bu insani talepleri karşılamanız mümkünken, devlet gücünü de arkanıza alarak beş yüzden fazla işçiyi göz altına alarak coplayarak, işten atarak, hangi insani, ahlaki gerekliliği ve meşruiyeti yerine getirmiş olacaksınız? Sizinde, sizi copları ve kalemleriyle destekleyenlerin de vicdanları çoktan kurumuş, Çünkü sorun sadece Hava alanı işçilerinin talepleriyle ilgili olmanın ötesinde yaşatılan ekonomik krizin bütün yükünü ülkenin tüm kaynaklarını paylaşan sermaye yerine şimdiden tüm emekçilere yükleneceğine dair niyetin ortaya çıkmasıyla ilgilidir.
