Okullarımızın birinde din dersi öğretmenliği yapan bir öğretmen, Alevilerin yemeği yenilmez demiş. Alevilerin yemeklerinin yenilip yenilmeyeceği tartışması dünden bugüne oluşmadı. Aleviler yıllardır bu topraklarda kendisini dışlanmış, ötekileştirilmiş olarak görürler ve devletin üst katlarında yokturlar.
Türkiye’de işe alımlarda mülakat Alevilere yıllardır tuzak olarak kullanılır. Yeni Türkiye dedikleri bu olmalı. Türkiye’de artık insanlar ayrıştırıldı, tıpkı Araplar gibi. İnsanlar siyasi görüşlerine göre değil ırk ve mezhepleri temelinde öbekleştirildi ki bu ülkeye yapılacak en büyük ihanetti.
Osmanlı devletini parçalamanın en temel aracı dindi. Önce Hıristiyanlık kullanıldı, balkan devletleri ayrıştırıldı. Daha sonra da milliyetçilik kullanılarak Araplar ayrıştırıldı.
Şimdi bir gizli el aynı oyunu oynuyor. Yeni Türkiye’nin yetiştirdiği bu tosuncuklar ülke halkını din ve ırk temelinde bölüyorlar. Sonrada çıkıp bölücülükten şikâyetçi oluyorlar. Eğer ileride bu ülke bölünürse bilin ki ırkçılar ve dincilerin sayesinde bölünecektir. Bu ülkeyi siz bölüyorsunuz ama taban bunu göremiyor. Tabanı kör ettiniz. Cahil bıraktınız. Tabanın bağırsaklarına girip iliklerine kadar sömürdünüz. Tabanı birbirine düşman ettiniz. Bizim hırsız sizin hırsızdan iyidir dedirttiniz.
Toplumu hızla ayrıştırdınız.
Böyle İslam’ı ve İslam tarihini bilmeyen öğretmenler yetiştirdiniz.
Bütün bunların kör cahil bıraktırılmış bir topluma İslam diye yutturdunuz. Şimdi bu ülke, bu cahil adamın nasıl öğretmen yapıldığını konuşuyor. Bu öğretmen de iyi bilir ki Emevi’lerin iktidarına kadar İslam tekti, bir taneydi. Maviye ile başlayan, Emevi iktidarı Kerbela soykırımıyla devam eden, süreç tam seksen dokuz yıl sürdü (661-750). Bu seksen dokuz yıllık sürede Emevi Ortodoks İslam anlayışına tepki olarak, Alevilik Heterodoks bir mezhep olarak doğdu.
Bu yobaz öğretmen de bilir ki İslam, Emevi iktidarında sonra ikiye bölündü.
1-Hz Muhammed, Hz Ali, Hz Hüseyin ile son bulan ekol, Bu ekole Ehlibeyt denir.
2-Ebesüfyan, Muaviye, Yezit ve sonrası Emevi İslam.
Bu cahil öğretmen belki de cennete gitmek için bunları söylemiştir. Bu cahil öğretmen şunu bilmeli ki, Ebasüfyan, Maviye ekolunda gelip de Hüseyin’in ekoluna küfretmekle ancak cehennemin dibine gidebilirsin.
Cahil öğretmen biraz insan olsaydı, biraz tarih bilgisi olsaydı bu alçakça söylemlere tenezzül etmezdi ve tercihini birlikte yaşamaktan ve iç barıştan yana kullanırdı.
Konu açılmışken bu mezhepsel ayrışmanın tarihçesine kısaca bir göz atalım.
1-Ali’nin ölümünde sonra Maviye ile Hz. Hasan anlaştı. Muaviye’ den sonra Hz. Hasan halife olacaktı.
2-Maviye bu anlaşmayı bozmak için Hz Hasan’ın karısı Cude’ ye zehir verdi. Dedi ki bu zehiri Hasan’a ver öldür, seni oğlum Yezit’e alayım.
3-Cude, kocası Hz. Hasana zehir verdi ve kocasını öldürdü. Cude daha sonra Muaviye’ye gitti ama Muaviye onu oğluna almadı.
4-Muaviye, hayattayken oğlu Yezid'e biat edilmesini istese de destekçileri ve Hicaz ahalisi, Yezid'e biat etmeyi reddetti. Çünkü Hasan’a söz vermişti
5-680 yılında Muaviye öldü. Ölen Muaviye'nin oğlu Yezid iktidar oldu ve Medine valisine mektup yazdı. Hüseyin'e değil, kendisine biat etmesini istedi, reddetmesi halinde bunu canıyla malıyla ödeyeceklerini söyledi.
6-Hüseyin, küfeliklere çok güvenmişti. Hüseyin Küfelilerden kendisine bağlılıklarını bildiren mektuplar alıyordu. Kûfe'ye gelip halife olduğunu ilan ederse Hüseyin'i destekleyeceklerini söylüyorlardı. Hüseyin bu teklifleri ciddiye aldı ve Kûfe' deki taraftarlarının yanına gitmeye karar verdi.
7-Hüseyin 72 akrabası ve ailesi Küfe’ye doğru yola çıktı. Bütün aile Kerbela ‘da katledildi.
İşte İslam böylece iki cepheye bölündü. Alevi diye aşağıladıkların Hüseyin’in cephesinde yer aldıkları için seksen dokuz yıllık Emevi saltanatı tarafından dışlandı. Küfür edildi ve hakarete uğradı.
Şimdi beni iyi dinle din dersi öğretmeni. Senin desteklediğin Emevi soyu yani Ebe Süfyan, yani Muaviye, yani Yezit, yani Mervan, yani, Hinde eğer cennete iseler, bil ki sen de cennete gideceksin. Orada Ehlibeyte ve onların uzantısı olan Alevilere bol bol bol hakaret edersin.
Gerisini de sen bilirsin.
Şunu iyi bil ki Birilerine güvenerek veya sırtını dayayarak bu ülkenin birliğine saldırma. Bunun hesabını ileride senden mutlaka sorarlar.
Atatürk’ün cumhuriyetini, kimse sana ve senin gibi aklı kısa, cahil, İslamcı geçinir İslam’ı bilmez insanlara böldürtmezler.