Dün bir dost ziyaretindeydim..Çabucak geçiştirilen bir hal hatırdan sonra hızlıca siyasete geçildi!.Üç beş kişiydik ama, sanki tartışmanın kokusu alınmış gibi birden sayımız gelen misafirlerle on'a yükseldi!.Önceleri dinleyici modundaydım!.Karışık yelpazedeki tartışmanın en hararetli iki konuğu MHP'li ve AKP'li idi!.Kısa sürede top bu ikilinin arasında kaldı!.Ben ise dikkatlice dinliyor ve bu ikiliye soracaklarımın notunu aklımın bir tarafında tutuyordum!.
Hep "Dış güçlerden" dem vuran ve gelişmemizi engelledikleri yönünde katı bir inanmışlıkla savuran AKP' liye birden hiç beklemediğim bir yerden tepki geldi!.
MHP'liden "Yeter yahu, ne dış gücü, on beş yıldır, ipinizi dış güçlerin elinden alamadınız mı, biz ülkücüler artık bu masala inanmıyoruz?!"
....
Artık sıra bana gelmişti!.Yüce bir ırktan tutunda, İslam aleminin hazırlandığı bu ikinci büyük cihata kadar savuran bu iki arkadaşa sorularım oldu!..
-Madem bu kadar doğruyuz ve çalışkanız, neden dünya eğitim sıralamasında yüz otuzuncu sıralardayız?
-Neden mucidimiz yok?
-Neden dünyadaki beş yüz üniversite arasında değiliz?
-Neden hala araba motoru üretemiyoruz?
-Neden cami sayımız okul sayımızdan çok?
Bir kaç soru daha vardı ve en can alıcı olanını sordum..
-Müslüman mısınız?
-Elhamdülillah!.
Yani kitabın emrettiği ve Peygamberimizin söylediği hiç bir şeye itirazınız yok!.
-Haşa!.
Peki, neden ırk ve ırkçılığı red eden bir inanışa rağmen, neden hala ulu ırktan bahs ederiz?.Ki, "Arabın Aceme, siyahın beyaza üstünlüğü yoktur, üstünlük takvadadır" diyen bir anlayışa karşı hala bu ırk üstünlüğünden direnmek şirk değil midir?.
AKP'li arkadaş hemen atladı " Evet, biz onun için ümmet diyoruz."
Diğer arkadaş meseleye farklı girdi ve "İşte bizim asıl hedefimiz siyasal İslamcılar, bunlar bu ülkenin en tehlikelileridir!.
Tesadüf bu ya!.
Bir saat sonra Sayın Cumhurbaşkanı üniversitelerle ilgili " Yahu hala dünyadaki beş yüz üniversite arasında yokuz, bu acı bir durum."
Bir sorumda Sayın Cumhurbaşkanına..
Peki siz on beş yıldır ülkeyi yönetiyorsunuz, hiç mi bir üniversitemizin sıralamaya girmesi için çabanız olmadı?.
İsterseniz yanıtını ben vereyim!.
Akademisyenleri ihraç etmekten sıra gelmedi sanırım!.
"Dünyadaki beş yüz üniversite arasında yokmuşuz"
Biz de bunu diyorduk!.
****************
BİZ BİZE BENZERİZ
Geçmişte meydanlarda biri birine demedik laf bırakmayan ve hata küfür boyutunda hakaret edenlerin birden bire kuzu sarması dolma olmaları beni hiç şaşırtmamıştı!.
Güç ve erk denilen o gizli egoda bunların hepsi vardı!.
İnsanoğlu işte!.
Herkesin bir kırılma derecesi vardır ve bu kırılanların dönüp kendilerine dahi ağır sözler söyleyerek pişmanlık duydukları geçmişlerine ihanet ve hakaret ettikleri çokça görülmüştür!.
Dünyadaki örnekleri nasıldır bilemem ama, bizim ülkemizdeki örnekleri gerçekten İnsanın havsalasını allak bullak edecek cinsten!.
Burada isimlendirmeye gerek bile yok!.Çünkü bu konuşma ve küfürler, biri birine en ağırından ettikleri hakaretler tüm sosyal medya kayıtlarında var!.Zaten gerektiğinde, bizi yöneten liderler bu konuda biri birlerine yeterince laf söylüyorlar!.
İşte bu birbirine ağır laf söyledikten sonra birden bir araya gelenlerin yavaş yavaş eski modlarına çekilecekleri sinyali gelmeye başladı!.
Bunun için ortada iyi de bir bahane var!.
Rahip Brunson meselesi!.
Devlet Bahçeli ” İçimize sinmedi, bir günde gizli tanıkların ifadesi değiştirildi, Hukukta gizli tanık mı olur?” diyor!.
Bahçeli’ye “Günaydın” demek lazım!.Hele söz konusu solcularsa neden olmasın?.Hata ne kadar çok olursa memleketin ali bekası için daha mühim faydaları olur!.çünkü bu gizlicilerin yüreği vatan aşkıyla yanıp tutuşur!.Biliriz, ne kadar gizli olsalar da hiç bir zaman yalan ve iftira atmayacak kadar açık ve şeffaf yüreklidirler!.Tüm bu gerçeklere rağmen neden yüzlerini gizlerler onu anlamış değilim!.
İşte Bahçeli şimdi takmış bunlara ” Neden ifade değiştiler” diye!.
Demek ki, Bahçeli bunların vatanseverliğinden
şüphe ediyor!.
İşte bu şüphenin sonu da pek hayra alamet değil!.Çünkü durup, dururken son günlerde iktidara çatmaya başladı!.Zaten ara sıra birden uykudan sıçrayıp ” Hani Fetö’nün siyasi ayağı?” diyerek, zihin bulandırıyordu!.Şimdi buna Rahip Brunson vakasıda eklendi!.
Tüm bunlara bakıp, Bahçeli’yi iyi okumak lazım!.
Acaba diyorum bizi yeniden bir seçime mi götürecek?
Götürür mü, götürür!.
Hiçbir şey sürpriz değildir!
“İnsan yaşadığı yere benzer” diyor şair!.
Galiba biz daha çok benziyoruz!.
Hem de birbirimize!.
************************
Artık Saçlarımda Kar Üşüyor
bir ömürdü
düşe kalka tırmandığım
her fırtınada kırıldığım
kabri küçük olur çocukların
acaba üşürler mi diye ağladığım
oysa bir Tanrımız vardı
cebinde taşıdığı çocukları saçan
meyveye de durmazlar ki
koparsan
dudaklarım çağla kokusu
şimdi
gökyüzü öksüz
uçurtma ölüsüyüm
takılmışım dikenli tellere
çekildikçe biraz daha kanıyorum
geride ülkem
dört yanı sırılsıklam
kapılmış bir sele
uzatıyorum elimi
tutamıyorum..
**************
Yağmurla yaşamak
Baharı yaşamamıştık, malum dört duvar!.En çokta yağmurda yürümeyi özlemiştim..Aksilik bu ya,neredeyse her gün yağmur yağıyordu i!.Gündüzleri otuz metre karelik havalandırma avlusunda denk gelirse çıkıp ıslanıyordum ama, ne toprak kokusu, ne de yaprak hışırtısı!.
Yağmur bana yavan geliyordu!.Geceleri koğuşun çatısına düşen damlaların ninnisiyle uyumaya çalışıyordum, en çokta çocukluğumun toprak damımıza düşen yağmurun hayaliyle!.
Bir bahardan ve yağmurdan koparılmanın ne demek olduğunu anlatamam!.
Dün köye gitmiştim!.Eskiköy'e yağmur yağıyordu!.Meşe ağaçları ben biraz daha fazla duyayım diye yapraklarını yağmura açtılar ve ben huşu içinde durup dinledim ve sonra yüzümü gökyüzüne, bulutlara çevirdim!.İlk kez bu kadar hasretle yağmuru öptüm, bulutları kucaklayarak!.