Başlığın açılımı hepinizin bildiği gibi "Büyük Orta Doğu Projesi" dir!.
Aslında bu projenin temelleri Amerika'daki ikiz kulelere yapılan saldırılarla başladı!.El-Kaide denilen dinci örgüte yıkılan bu olayın perde arkasını kimse araştırmadı!.Araştıramazdı da!.Çünkü işin ucunda Amerika vardı ve bu El-Kaideyi de böylesi bir gün için yetiştirip, büyüten de Amerikaydı!.
Sonra ne mi oldu?.
Bu proje için düğmeye basıldı!.İsrail’in baş düşmanı Saddam Hüseyin ipe götürülerek, dünyanın sayılı askeri gücü olan Irak ordusu adeta darmadağın edildi ve o koridorda İsrail'e rahat bir nefes aldırıldı!.Sonra Kaddafi ve Libyası!.Onlarda İsrail düşmanıydı!.Bunun bedelini de Kaddafi' ye acı bir sonla ödettiler!.
Sıra Beşar Esad'a gelmişti!.Meselenin farkına çabuk vardı ve adeta Rusya ya sığındı!.Yürüttüğü akılcı ve zekice manevralarla en azından bugüne kadar vaziyeti idare etti, şimdilik başarmış görünüyor ama, bu ilerisi için garanti mi?
Asla!.
Orta Doğu coğrafyasında hiç bir şeyin garantisi yoktur!.Hele ki İsrail karşıtıysanız!.
Şimdi canavarın dişlerine takılan yeni bir ülke var!.
Suudi Arabistan!.
Katı Vahabi İslam la yönetilen ve kendisinden başka hiç bir İslami mezhebi hak görmeyen Suudların en büyük düşmanı Şiiliktir!.
Aslında Vahabilik ve Şiilik Ortadoğu'nun iki katı baş belası İslami inançtır!.Bağnaz bir inanmışlıkla çağın çok gerisinde yürüyen bu iki inancın en büyük zulmü sadece kendi halkına değil, bölge insanı içinde bir kaostur!.
Dünyanın en büyük zenginliği olan bir nimeti elinde bulunduran Suudlar bu parayı gelişmeye değil, adeta ölüme yatırmışlardır ve son bir yıldır özellikle aldıkları silahlarla Müslüman Yemen halkına kan kusturmuşlardır!.
Şu anda tüm paralarını silaha yatırmaktan kaynaklı ciddi ekonomik sıkıntı içindeler!.Bunda Trump'ın onlara şantajla silah satmasının da etkisi vardır!.
Son Gazeteci cinayeti de iyi tasarlanmış ve Suudi'leri oradan yeme projesidir!.Yoksa dünyanın hiç bir istihbarat örgütü çok rahat ve kanıtsız işleyebileceği bir cinayeti bu kadar açık ve herkesin gözü önünde yapmaz!.Üstelik koruması dahi olmayan bir adamdan bahs ediyoruz!.Kısacası canavar şu anda Suudların kapısında duruyor ve şimdilik hırlıyor!.
Dişlerini geçirir mi?
Bence önüne atılacak kemiğe bağlı!.Doyar mı, doymaz mı, onu bilmem!.
Bildiğim tek şey, bu canavarın azdığıdır ve uzak durmaktan yarar vardır!.
Anlayana!.
**************
HEVESLENMEYİN
Kimileri iki gündür kulak kabartmış, heyecanla Bahçeli, Erdoğan polemiğinden bir " Acaba" bekliyor!.
Peşinen söyleyeyim, buradan kimseye ekmek çıkmaz!.Geçmişte bir birlerine söylediklerinin yanında bunlar "Şam'da tatlı" kalır!.
Madalyonun diğer tarafına baktığınızda Erdoğan'ın artık Bahçeli'ye pek de ihtiyacı kalmadığını iyi okumak lazım!.
Peki,Bahçeli'nin Erdoğana ihtiyacı var mı?.
İşte bu sorunun tek değil, bir çok yanıtı vardır!.
Bu yanıtı verebilmek için MHP' nin kodlarına bakmak lazım!.
Evet, MHP ideolojik bir partidir!.Orada hayat bulmanız için mutlaka "Türk" olmalısınız!.Digerleri olup, ben "Türküm" demenin bir karşılığı da yoktur!.İçlerin de bulunan Kürt Vekiller olabilir, ancak bunlar orada Kürt kimliği ile bulunamazlar!." Varlığını Türk varlığına armağan" ederek bulunurlar!.Bu dahi, MHP ideolojisinin son tahlilinde hiç bir karşılık bulmaz, bu böyle biline!..
Tekrar gelelim MHP'ye!..
Bu ülkede hiç bir zaman iktidar olmak gibi hedefleri olmamıştır!.Ancak, her iktidarı çok iyi kontrol altında tutmak gibi bir becerileri vardır!.Buradan da her zaman başarılı olmuşlardır!.Çünkü devletin kuruluş felsefesi tamamen MHP ideolojisi ile örtüşür ve hiç bir iktidarın asla ve katta itirazı olmaz!.Ara sıra yaptıkları iktidar ortaklıklarında da bu böyledir!.
O nedenle Bahçeli, şimdilik ortağı AKP' ye yoklama çekmektedir!.Bu ortaklıkta nihai karar Erdoğan’ındır!.Çünkü Erdoğan öyle fazla buyruğa ve yönlendirmeye gelmez!.Fıtratında böyle bir şey yoktur!.Yani Bahçeli biraz daha su koy verse, söyleyecekleri bellidir..Kendi deyimiyle "Gidersen git, gelirken bana mı sordun" der ve kapıyı gösterir!.
Tabi bunu yaparken başka kapılara yönelir mi?.
İşte asıl soru bu!..
"Dün dündür, bu gün bu" sözü Demirel'e aittir ama, en çok da Erdoğana uyar!.
Burası Türkiye!..
Hiçbir şey sürpriz değildir!.
********************
MÜBAREK ZUHUR ETTİ
"Ben ateist değil,Müslüman’ım, Cumaları da kaçırmamaya çalışıyorum!."
Ben değil, Doğu Perinçek bunları söyledi!.
Bu mübareğin Müslümanlığına bir diyeceğimiz yok!.Olabilir, bugüne kadar döne döne her kapıya tokmak vurdu, son durakta cami duvarına toslaması normal!.Yalnız anlamadığım , şu kaçırmamaya çalıştığı Cuma meselesi!.
Yıllardır ben de kaçırmamaya çalışıyorum ama, nedense hiç bir zaman yan yana, ya da kafa kafaya gelmedik!.Anlaşılan bu mübarek zat namaz kılarken görünmezlere bürünüyor, tıpkı melekler gibi, omuzlarımızda geziyorlar ama biz göremiyoruz!.
Adnan Oktar hazretleri "Mehdi zuhur etti, geldi gelecek" diyordu!.
Şimdi iyiden iyiye ürperdim!.Acaba beklenen Mehdi Doğu hazretleri mi?.
Eğer öyleyse vallahi yandım!.Kendisine bir sürü laf saymışlığım vardı!.Ya birden yamulursam iyi mi?.
En iyisi zatı muhtereme ulaşıp el pençe af dilemek!.
Adam baktı ki, Sadece Milliyetçilikle olmuyor, yanına birde Mukaddesatçılığı ekledi!.Şimdi diğerleri düşünsün!.
Yakında kendi adına birde Cami yaptırması kuvvetle muhtemeldir!.
Belki siz fark etmediniz ama, son bir yıldır mübareğin yüzü nurlanmıştı!.Öyle yaldır, yaldır yanıyordu!.
Şimdi yarın çıkar "Rahmetli Mao'da beş vakit namazını kaçırmazdı" derse sakın şaşırmayın!.
Sonuçta o da dinin iyi bir getiri kapısı olduğunu anladı!.
Anladı ama!.
Yetmişinden sonra işe yarar mı, bilmem?
Onu da teneşire sormak lazım!.
******************
KURDUN SESİ KUŞUN SESİ
Ecevit, MHP ortaklığı herkesi hayrete düşürmüştü!. Bu iki partinin kodlarını bilmeyenler sanki cennetle, cehennemim birleştiğini sanıp, küçük dillerini yutmuşlardı!.
Çünkü bu ülke insanının algısı sadece meydanlarda bağıran siyasetçilerin çok yüzlü maskelerine odaklıdır!.Oysa gerçek hiç bir zaman öyle değildir!.Yani Aşık Mahzuni Şerif'in "Kurdun sesi, kuşun sesi bir çıkıyor neyin nesi?" dediği kadar hayret verici değildir!.Çünkü ağları kaba milliyetçilikle örülen bir ülkenin sınırlarında Kurt ile kuşun bir arada aynı sesi çıkarmaları sürpriz değildir!.
Şu anki durum bir ümmet ve ırk kavgası gibi görünse de gerçek hiç bir zaman öyle değildir!.
Erdoğan ve Bahçeli arasındaki benzer polemikten, Erdoğan'ın "Ben Türküm ama, Türkçü değilim" çıkışı çok rahat söyleyebileceği bir çıkıştır!.Çünkü İslam dini öyle diyor ve söz konusu din ise, kimin Erdoğan’a itirazı olabilir ki?!
Şimdi durun!!
Peki kendisini Milliyetçi ve mukaddesatçı diye tanıtan Bahçeli, işin Mukaddesat bölümünde çıkıp " Ben Müslüman’ım ama, Şeriatçı değilim" diyebilir mi?!
Diyemez!.
Aslında şeriatçı falanda değildir!.Çünkü şeriat,
Erdoğan'ın dediği gibi Türkçülüğü ret eder!.
Ama dedim ya, tüm bunlara rağmen Bahçeli "Şeriatçıyım" diyemez!.
Aslında Türkçülüğün temel inancı da " Şamanizm’dir!"
Siz bakmayın " Tanrı dağı kadar Türk, Hıra dağı kadar Müslüman’ız" demelerine!.
Onlar hala Orta Asya steplerinde gezer ve kımız içerler!.
Sonuç olarak Erdoğan şu an üç sıfır öndedir ve Bahçeli sahayı bırakıp giderse, sonuç yine de hükmen üç sıfırdır!.