Andımız, pardon andınız 1930'ların tekçi, ırkçı zihniyetin ürünüdür.
Kurtuluş savaşında omuz omuza mücadele veren, Türk ve Kürt uluslarına ihanetin ürünüdür.
Kürdü yok saymanın ürünüdür.
Köyde ilkokula başlayanlar çok iyi bilirler.
Türkçeyi bilmeyen ilkokula yeni başlayan öğrencilerin ilk işi adınız olur.
Okul ile evimiz arasında 5 metre kadar gibi bir mesafe vardı.
Ev ile Okul arasında yol vardı.
Her sabah Türkçe dahi bilmeyen öğrenciler andınızı su gibi ezbere biliyorlardı.
Birinci sınıfta başlardık sırası ile ırkçılık başlıyordu.
Harfleri öğrenir öğrenilmez,
Öğretmen bir ipe büyük harfleri ipe dizerdi hadi bakalım!
'' Hadi dizin bakalım'',
'' Ne mutlu Türküm'', '' Vatan sana canım feda '' sonrasında '' Ali
Okula gel '' öğretilirdi.
Bir Türk olarak her sabah çocuğunuz okula gidiyor. Andınız diye bir metin var.
'' Varlığım Kürt Milletine armağan olsun.'' diye adını andınız olan Irkçılığı kusuyor.
Çocuklarımızın Neler his ettiğini söyleye bilir misiniz?
Ya da bir Ermeni vatandaşını çocuklarını düşünün her sabah, '' Türküm, doğruyum, çalışkanım. Varlığım Türk varlığına armağan olsun.'' Demesi nasıl bir duygu olmalıdır.
İlkokul hayatımızda Türk olmak için yarıştık ama olmadı.
Ne Türk olduk, nede varlığım kimseye armağan olmadı.
Çocuğumun da her sabah varlığının Devlet Bahçeli gibi bir tekçi zihniyete armağan olmasını istemiyorum.
Aynı zamanda da bir Türk vatandaşının çocuğunun varlığının bir Kürde armağan olmasını da istemiyorum.
Bir Ermeni Vatandaşının çocuğunun her sabah andınızı okuması kadar ırkçı bir dayatma yoktur.
Dağlara taşlara ırkçılık yazdınız,
okul kitaplarına yazdınız ama beceremediniz.
Ne yaptıysanız, beceremediniz, bizi Türk yapamadınız.
Nede varlığımızı, kendinize armağan ettiniz.
Cumhuriyetin değerlerine, Türkiye halklarını kültürleri, dilleri ile birlikte anayasanıza alsaydınız, her şey çok farklı olurdu.
Cumhuriyet'in adı, Demokratik Cumhuriyet olurdu.
Cumhuriyeti toprağa verilmesine neden olan Devlet Bahçeli gibi insanların konuşmaya hakkı yoktur.
Tarih Devlet Bahçeliyi asla unutmayacaktır.