Bugün Edirne’de bir kadın, “Atatürk ilah değildir, Allah’ın kanunları var. Atatürk Batı’nın kanunlarını getirdi” diye bağırdığı için Atatürk e hakaret suçlamasıyla gözaltına alınmış (T24).
Hakaret bunun neresinde, anlayamadım?
Düşünüyorum da, acaba kadın şöyle mi demeliydi: “Atatürk bir ilah, Batının kanunlarını da getirmedi...” öyle mi?
Bildiğiniz gibi Atatürk, güya Padişahlığı kaldırıp Cumhuriyeti getirmişti. Ama ne gariptir ki biz Atatürk’ün 80.’inci ölüm yıldönümü olan bugün Osmanlının bütün padişahlarını kıyasıya eleştirebildiğimiz halde, hala “Atatürk’ün ilah olmadığını” bile söyleyemiyoruz!
Ne Cumhuriyetmiş ama..!
Beyler, bize rejiminizin adının ne olduğu değil, hak ve özgürlüklerimiz lazım..!
******************
Tutarsızlık
Dünyayı Kürt’lere dar eden, kendi anadilleriyle konuşma hazzına varmayı haram eden bir zihniyetin savunucusu çıkmış, “benim dilim her şeyde okunsun, ezan Türkçe okunsun kardeşim, ben anlayayım...” diyor.
Bu kadar tutarsızlık en hafif tabirle sahtekarlıktır..!
*****************
Özgürlük, Hukuk ve Demokrasi,
“Anayasanın Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili 136. maddesi dini ulusal bütünlüğün araçlarından biri olarak “laiklik ”in gereklerine bağımlı hale getirmektedir. Dolayısıyla, dinin bunun dışındaki her hangi bir anlayış ve uygulanışı anayasal korumadan yararlanamaz. Bütünüyle anayasa ve kanunların neredeyse tamamı bu ideolojiye dayanır.”
Mustafa Erdoğan
Özgürlük, Hukuk ve Demokrasi,
Brunson gerçekten de casus değilmiş!
Açıklanan gerekçeli karara göre meğer Papaz Brunson gerçekten de casus değilmiş!
Haydaaa...! La ula oğlum yeri göğü birbirine katmıştınız, “bir casusu yakaladık” diye!
Türk yargısını anlamak gerçekten çok zor.
Taner Kılıç, Büyükada, Brunson davalarının hepsinde dünyayı velveleye verdiler; bunlar casus, ajan, FETÖ’cü, hain diye...
Ben ise acizane, “bunlar ajansa ben de trenim” demiştim ve nasıl olduysa her seferinde taşrada yaşayan gariban ben haklı çıktım, bunlar ise .... (artık ben söylemeyeyim.)
Ya adına “yargı” denilen bu mekanizma bizim de bilmediğimiz bambaşka bir şey veya ben gerçekten de şeyhmişim de haberim yokmuş.
************
Bir de böyle bir kavram var: Anayasal yurtseverlik.
Mustafa Erdoğan, bu kavramın Türkiye’ye 1990’lı yıllarda Milliyetçiliğin yerine ikame edilmek üzere ve Kürt sorununun çözümünü kolaylaştırmak umuduyla “Anayasal Yuttaşlık” şeklinde girdiğini söylüyor.
Kitaptan bir paragraf:
“Anayasal yurtseverlik” kavramı epey bir zamandır kıta Avrupasında olduğu kadar İngilizce konuşulan dünyada da akademik çevrelerin ilgi alanında bulunuyor. Bu kavram etrafındaki tartışmanın günümüzün toplumsal ve siyasal teorisinde ağırlıklı bir yer işgal etmesinin ana nedeni, ulus-devletlerin küreselleşme sürecinin ve özel olarak da kültürel farklılıkların ortaya çıkardığı sorunlarla baş etmede karşılaştığı zorluklar olsa gerektir.”
Mustafa Erdoğan
Özgürlük, Hukuk ve Demokrasi s.111-112.
