Dün Mehmet Fatih Bucak’ın Siverekte MHP den Belediye Başkan adayı olduğunu kendisine has üslubuyla ilanen duyduk!.Bakın “ Aday adayı demedim, direk aday” dedim!.
Çünkü hazret adaylığa soyunacak biri varsa, önce mezarını kazısın, yoksa ben kazırım” diyor!.
Sonra bağlandığı TV kanalında “ Ne lan öyle cicili, bicili Türkçe, ben yöremin diliyle konuşmak istiyem” diyerek sonrasını Urfa şivesiyle geveleyip durdu!.
Sonra kolej mezunu olduğunu, yüz seksen trilyon parasının olduğunu söylerken, varsa göbeğinden işeyen çoksun karşıma babında cümlelerle sözü bitirdi!.Tabi bana göre sözü bir şarjör mermi boşaltarak bitirmeliydi ama, demek ki, heyecandan unutmuş!.Bir dahakine mutlaka isteriz!.Şöyle bir kulaklarımızın pası silinsin ki, dediklerini iyi duyalım!.
Yoksa benim gibi densizin biri sağıra yatıp gider oradan aday falan olursa akıbetini düşünmek bile istemiyorum!.
İşte demokrasi böyle bir şeydir!. Herkes konuşmalı ve gerekirse ortaya savurmalıdır!.
Bunu Sedat Pekerde yapmıştı! Hem de miting düzenleyerek ve “ Oluk, oluk kan akıtacağım” diyerek ..
Çok mu şaşırdınız?
Ülke nüfusunu temsil eden insan sayısının bir soyadlarına bakın!.Yarısına yakınının soy adı “Kan ve Kılıçla” bitiyor!.Diğer yarısınınki de yırtıcı hayvan ismi!.”Aslan, kaplan,kurt, şahin, doğan, kartal, atmaca” daha bilmem neler?.
Bu soy isimler bize kahvede pişpirik oynayalım diye verilmedi!.
Gerektiğinde hakkını verelim diye, gözlerimizin içine baka baka verildi!.
Şimdi soyadı bunlardan farklı olan Fatih Bucak, baktı ki kimse soyadının hakkını vermiyor, çıkıp patladı!.Ne var bunda?!
Sayın Reisim, Sayın Fatih Bucak!.
Şimdiden sana hayırlı uğurlu olsun!.Demokrasimizin yeni ürünü olan siz değerli şahsiyetin mutlaka klonlanması lazım!.
Çünkü bize sizden çok lazım!.Yoksa ülkede raydan çıkmış demokrasiyi ensesinden yakalayıp doğru yola çekme şansımız yok!.
Ha, sakın savcılar hakkımda soruşturma açar diye kaygılanma!.Onlar bu ara çok meşgul ve işi gücü bırakmış “Acaba Hasan ŞAHİN ne yazar?” diye pusudalar!.
Kısacası sen rahat ol ve mümkünse gelip orada oyumu zat-alinize kullanmak istiyorum!.
Allah nefesini daim, ömrünü uzun etsin..
*****************
SAMİMİYETSİZLİK
Devlet kavramının tanımını bir çok açıdan yaparken, en belirgin olanı belki de bir sınıfın diğerlerine baskı ve tahakkümü tanımı en doğru olanıdır!.Bu en çokta Ulus-Devlet yapılanmalarında görülür!.
Çünkü bu yapılanma devleti tüzel kişilik olarak görür ve herkesin bu tüzel kişilikte sorumluluğu vardır!.Yani sen, ben, o bu tüzel yapıda devletin ta kendisiyiz!. Ancak yönetim anlayışında sorumluluk iktidardadır ve iktidarı yetkilendiren de bizleriz!.
Peki, yetkilendirilen bir iktidarın istediği gibi hareket etmek gibi bir hakkı var mıdır?
Bu soru ileri demokrasinin yaşandığı ülkelerde “ Yoktur” diye doğal yanıtla karşılık bulabilir!.
Çünkü buralarda iktidarlara keyfiyet hakkı verilmemiştir ve iktidarlar aldıkları yetkileri demokrasinin gereği ve insan haklarını baz alarak uygularlar!.Her ne kasadar iktidar yetkisini ellerinde bulundursalar da, asıl olan kamu hassasiyetidir ve buna azami dikkatle riayet ederler!.
Demokrasiyi içleştirmeyen ülkeler, iktidarı bir fırsat olarak ele geçirir ve tüm uygulamalar halka rağmen yapılır!.İtirazın karşılığı anti yasalarla cezai uygulamalardır. ve burada istenen geniş kitlelerin biatidir!.
Bu genelde teokratik devlet yapılanmalarında görülür!.Bu yapıların kiminde diktatoryal krallık, kiminde ise seçimle gelinmiş iktidar gaspçılığıdır!.Aslında ikisi de zihniyet olarak örtüşür!.Tek fark iktidara geliş biçimleridir!.Çünkü onlar İçin iktidar nimet ve fırsattır!.
Fırsatı değerlendirirken yapılması gerekenlerin başında acımasızlık gelir ve bunun İçin de gereken neyse mutlaka yapılır!.( Buna en iyi örnek Kaşıkçı cinayetidir.) Çünkü diktatörlerin en büyük korkusu eleştirilmektir. Bunun tarihteki örnekleri sayısızdır!.İlginçtir, hepsi de kaybetmiştir!.
Diktatörlerin bir ortak özelliği de samimi görünüp, samimiyetsiz olmalarıdır!.Yine bu konunun en iyi örneklerinden biri kimdir, diye sorulacak olursa; yanıtın Veliaht Prens Selman olduğunu söylemek en doğru ve en net olanıdır!
Emrini verdiği bir cinayetten haberi yokmuş gibi davranması, tipik diktatör özelliğidir!.Gerekirse emir verdiği ve o emri uygulayanları ipe göndermekten de tereddüt etmeyecektir!.
Çünkü bunlar ancak kan olunca nefes alıp verirler, başka türlü yaşama tutunma şansları yoktur!.
********************
Yitirdiğim yerde sesin gelir.
Kaç çığlık arası koptu fırtına bana değil, git NUH’ a sor.Dönüp bakmaya fırsatım yok, unutum rengini gökyüzünün, ben yerde yaralarımı toplamakla meşgulüm!.
Çocukluğumu korku masallarında büyüttüm. Ondandır ki, gülünç geliyor gecenin kabusu.Tınmıyorum uykumdaki eşkıya gürültüsüne, ucunda şafağa koşmak varken!.
bir ağacı sevmekle bir ormanı sevmek farklı şeylerdir can cazım..Unutma ki, ormanı sevdiğinde yılanı da düşünmelisin, gelmiyorsa içinden bırak, ben yine de ormandan yanayım!.
Kim ağlattı sokağın başındaki dilenciyi? Kendimi bozdurup avuçlarına düşmek istiyorum!.
üstelik öfkeden betona sarılmış taş duvarları yıkarak!. Sonra ağzımı bozup küfür ederek! Korkma, taşa tutamazlar, bu şehir çoktan yitirdi taşlarını, kaşla göz arası!.İ