Rusya’yı bile şaşkına çeviren, beklemediği bir anda Kuzey Suriye’den Askerlerini çekme kararı alan ABD nin tutumu karşısında şaşkınlığını ve kırgınlığını gizleyemeyen birçok bölge ve batı devleti karşısında “biz istedik ABD çekildi” noktasında bulunan Türkiye bir yandan istediğimizi elde ettik havasına girerken, diğer yandan çok bilinmeyenli bir denklemle karşı karşıya gelmiş olduğunu da ihtimal dışı görmemektedir.
Dolayısıyla daha önce, başladık başlatacağız dediği operasyonu bir süreliğine ertelediğini açıklamak durumunda kalması, söz konusu ihtimali önemsediğini göstermektedir.
Cumhurbaşkanının Rojava ya bugün yarın gireceğiz, operasyonu başlattık başlayacağız söylemleri devam ederken ABD adeta herkesi ters köşeye yatırır gibi ani bir kararla hadi buyurun ben çıkıyorum sizde girin dercesine çıkış kararı alması gün geçtikçe Türkiye’yi beklediği gibi çokta rahatlatacak veya mutlu edecek bir gelişmeye benzemediği görülüyor.
Çünkü ABD nin bu ani kararı beraberinde birçok yeni senaryo ve hesabı tedavüle sokacağını da kimse ihtimal dışı görmemelidir.
Her şeyden önce temel önceliği ticaret olan Trump gibi popülist bir Başkan tarafından yönetilen, gerek askeri gerekse ekonomik açıdan geçmiş pozisyonuna nazaran daha zayıflamış bir ABD nin bir an önce maliyet kaygılarıyla Suriye batağından sıyrılma mantığını anlayabilir.
Ancak ABD nin tümden emperyal amaçlarından vaz geçerek bu günden yarına bölgeden elini ayağını çekeceğine dair bir hesap hatası içine girilmesi de büyük yanılgı olacaktır.
An itibariyle ABD nin bölgedeki askeri üsleri, gözetleme yerleri fiilen devam eden devriye görüntülerinin yerinde durmasıyla birlikte DAİŞ e karşı ABD nin de içinde bulunduğu koalisyon güçlerinin aktif durumda bulunması sahadaki gerçek durumu göstermektedir.
Nitekim Trump’ın ani kararı sonrasında ABD dışişleri bakanı ve DAİŞ le mücadele birimi sözcüsünün istifa etmesi, ABD Kongre ve senato temsilcilerinin sert muhalefeti, AB ülkelerinin memnuniyetsizliği ABD nin Suriye ile ilgisini sıfırlamayacağı, ABD devlet bürokrasisi nezdinde kararla ilgili ciddi sorunlar yaşandığını da göstermektedir. Çıkış kararından hemen sonra Irak’a gelen Trump ‘ın ifade ettiği sözlerden anlıyoruz. Iraktayız gerektiğinde Suriye’ye de buradan istediğimiz zaman müdahale ederiz ifadesini kullanmıştı.
Türkiye’nin başından beri Suriye ile ilgili politikası kendisinden başka hiçbir aktörün onaylamadığı argümanlar üzerinden gelişti.
Türkiye rahatsızlığını ABD nin bölgedeki varlığı PYD ile işbirliği ve PYD nin “ terörist” örgüt olma üzerinden okumasını da boşa çıkaran ABD nin ani çıkış kararı Türkiye’yi Suriye politikasında daha da zorlayacaktır.
Dolayısıyla PYD nin ABD nin ani çıkış kararından sonra Suriye rejimi ve Rusya’ ile başlattığı görüşmeler eğer bir uzlaşıyla sonuçlanırsa ki olumlu sonuçlanma ihtimali daha güçlü Türkiye’nin müdahale dayanakları da uluslar arası hukuk karşısında meşruiyetini yitirecektir.
Çünkü Suriye rejimi ABD nin boşaltacağı alanlara girerek kendi toprak bütünlüğünü kuruyan devlet konumunu tahkim edecektir. Ayrıca dilendirildiği gibi Türkiye’ nin ABD ile olan stratejik ortaklığa 3,5 Milyar dolarlık patroit anlaşmasıyla yeniden dümen kırması Rusya ile olan ortaklığı ne üçlüde etkiler ileriki günlerde daha iyi anlaşılacaktır.
Çünkü bu yakınlaşma Türkiye ile S 400 anlaşması yapan, Afrin benzeri bir çok operasyon el alanda Türkiye’nin önünü açan Rusya’yı ne ölçüde memnun ettiğini de öğrenmiş olacağız.