İç İşler Bakanı, Süleyman Soylu, Maraş ve Çorum Alevi katliamı için Tiyatro dedi!
Süleyman Soylu, katliamlarla yüzleşmek yerine, özür dilemek yerine Tiyatro diyor.
Evet bende Tiyatro diyorum.
Oyunun adını, oyuncularını siz belirlediniz.
Aleviler, oyunun kötü oyuncuları yaptınız.
Sizde iyi bir seyirciler oldunuz.
Tiyatroyu izlerken çok keyif almış olmalısınız.
Bir ülkenin İç işler Bakanına, kendi vatandaşlarına yapılan katliama '' tiyatro '' demesi kadar kötü bir açıklama olamaz.
Başka bir ülkede olsaydı,
O Bakan görevde kalmazdı.
Katliam’da öldürülen insanların hepsinin cebinde Türkiye Cumhuriyeti nüfus cüzdanı vardı.
Katliamda ölen insanların hepsi vatandaşlık görevlerini yerine getiren insanlardı.
Devlete ve Bakana yakışan, kim bu tiyatroyu yazan senaristler kimdir.
Tiyatroyu yöneten yönetmenler kimlerdir.
Bu oyuncuları sahneye kim çıkardı.
Bu gün kalkıp olan hunharca acımadan yakarak yıkarak yapılan katliama tiyatro demek en hafif kelime ile duygusuzluk duyarsızlık acıma hislerinin insani düşüncenin körelmiş ölmüş olması demektir. Topu taca atarak işin içinde çıkmaktır.
Devletin görevi her vatandaşına aynı seviyede yaklaşmaktır.
Tiyatro insanların aileleriyle izledikleri keyif aldıkları, aynı zamanda oyunda ders aldığı yerdir.
Tiyatrocular bu günlerde birilerinin canını yakmış olabilir.
O sorun Tiyatrocularla sorunları olanların. sorunudur..
Ancak bu zihniyet tiyatrocularla da sorunludur halkın çok büyük bölümü ile de sorunludur.
Metin Akpınar ve Müjdat gezen gibi duayen tiyatroculara tahammül edemeyenler başka yerlerde neden tiyatro ararlar o da başka bir çelişki.. Neyse
Kalkıp utanç duyulması gereken bir katliama kimse tiyatro diyemez.
Aksi taktirde işte bu ve benzeri katliamlara Tiyatroydu, demek gittik, yönettik, izledik, büyük keyif aldık, evimize geldik anlamı gelir.
Bu vahim katliama böyle yaklaşılırsa, diğer tiyatrolar sahnelenir.
Ayrıca tiyatro ile katliam arasındaki fark, bir birine zıttır.
Tiyatro insanları eğlendirir.
Katliam insanların canını alır.