ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

 

İşi bitirilen Irak ve Libya’dan sonra sıra Suriye’ye gelmişti!.

Diyeceksiniz ki ya diğerleri?

      Onlar şimdi beklemedeler ve günü gelince onlara da el atılacaktır!.Bunlardan biri Mısırdır ve Mısır şimdilik Amerika’nın emrindeki bir darbe hükümeti ile idare ediliyor ve yakın takiptedir!.

Zaten Suudi Arabistan’ı söylemeye gerek yok!.

Onlar sadece Amerika’ya kasa görevi görüyor; günü gelince onlarda çizilen kaderden kurtulamayacaklardır!.

      Asıl kıyamet İran üzerinden kopacaktır ve bu Ortadoğu’nun cehennemi olacaktır ve bu molla rejimi ile görünen odur!.

Evet, Suriye demiştik!.

     Görünen o ki, orada bir güvenli bölge oluşturulacak ve Suriye ile Kürt’lerin bir mutabakat çerçevesinde anlaşmaları sağlanacaktır!.

“Sağlanacaktır” diyorum, çünkü şu saatten sonra Esat ın ipleri kendisinin orada kalmasını sağlayanların elindedir!.

Kısacası onlar ne derse o olacaktır!.

        Emperyalistlerin ne söyleyecekleri de hepimizin malumudur; kendi çıkarları neyi gerektiriyorsa onu yapacaklardır; aksini düşünmek hamlıktır!.

       Kısacası şu saatten sonra Suriye denilen bir devlet sadece kağıt üzerinde var!.Çünkü Esat tüm iradesiyle Rusya’nın piyonu haline gelmiştir!.İşin ucunda Rusya olunca da Amerika’nın öyle pılı pırtıyı toplayıp gitmesini kimse beklemesin ve ayağını sağlamlaştıracak her türlü tedbiri alacaktır!.

Peki ya Türkiye?.

Putin Erdoğan görüşmesinde çıkan ilk izlenim,

Rusya’nın orada “Benim dediğim olacak” gibi bir şey!.En azından öyle anladım!.

      Bir de aynı saatlerde Selahattin Demirtaş’ın mahkeme heyetine söylediği sözler var “Biz bu ülkenin yanlışlarını söylediğimizde düşman olmuyoruz, eğer biz kendi sorunlarımızı kendimiz çözersek, Türkiye Orta doğunun yıldızı olur, samimi arzumuz budur!”

İşte bu son cümlenin altına imzamı atıyorum!.

Ama anlayan kim?

Bu ülkenin fakir ve yoksul olmak gibi bir mecburiyeti yok!.

Kaynakları ve genç insan potansiyeli bunu rahatlıkla aşacak bir avantajdır!.

Peki, ya biz ne yapıyoruz?.

Noktalayayım!.

Yazık ediyoruz!.

***********************

Eşkıya

 

Heybede ekmeğimiz fakirliğimizin kuruyan çaresizliğiydi

Yer gök Tanrı’ya kesilirdi

Verecek bir şeyimiz olmazdı, avuçlarımızdan gayri

Heybetli dağların eteğinde olurdu topraktan evimiz

Eşkıya masallarıyla uyutulurduk, kan ter içinde sabahı ederek

Ürkekti gözlerinin karasında henüz memede tomurcuk

eteğinin altında korkuya yatmış namus belası

Cep aynasını ilk kez tanıdım

Anamın elindeki yüzümde, sonra tutunca güneşe ardında koştum acısını hala unutamadığım dizimde

ölünce çocuklar

anne baba tesellisiydi cennet

gelmişse şehirden kara lastik

ilk gecesi baş ucumuzdu, genzimizde zifiri bir koku ne de güzeldi

sonra büyüdük

ellerimiz

gözlerimiz

dahası ayaklarımız

büyüdükçe

dağlarımız küçüldü

terk etti eşkıyası bu dağı

şimdi hiç uyuyamıyorum

Gecemde vurulmuş eşkıya sesi

*****************

AYIP ÇOK AYIP

 

Fazıl Say!.

 

       Her türlü baskının ve üstelik sanata dair her türlü girişimden öcü gibi kaçanların olduğu bir ülkede müthiş bir yetenek olacaksın ve bu yeteneği aşkla icraya evirirken zamanının çok bölümünü piyanonun başında geçirmekten kamburlaşıp, manken fiziği peşinde koşanların hedefi olacaksın ve öylesine ulvi bir sanatçıyken,seni daha önce yerden yere vuran Cumhurbaşkanına bile sanatınla pes ettirip, huzura getireceksin!.

Ama yok!.

“Omurgasızmış, Cumhurbaşkanını eğilerek selamlamamalıymış ve dahası dik durmalıymış!”

Yemişim ben sizin dik duruşunuzu!.

Ne yani, çıkıp Cumhurbaşkanına “Ne işin var, burada mı?” demeliydi!.

Sağa sola savuranlar!.

Siz nezaketin ne olduğunu bilir misiniz?.

Kendisine ağır sözler sarf eden bir insana en iyi yanıt sanatçı nezaketidir!.

İşin diğer boyutu!.

        Sevin, sevmeyin oraya gelen ülkenin Cumhurbaşkanıdır!.Bu ülkenin sanatçısı oraya kadar gelen bir Cumhurbaşkanına karşı ancak öylesine bir karşılama ile yanıt olur!.

        Bu ülkedeki bir çok olumsuzluğa karşı gıkı çıkmayanların oturdukları yerden ahkâm kesmeleri tam da bizlik bir durum!.

    Fazıl Say’a koyduğunuz tepkinin en minimumunu neden Tarım Bakanına yapamıyorsunuz onu söyleyin!.Hani haberiniz yoksa söyleyeyim, tüm ovaları ve toprakları nadasa bırakılan ülkem Rusya’da ithal ettiği buğdayın tonajını artırarak bu güne kadar dokuz yüz seksen milyon dolarlık ithalat yapmış!.

Tamamen dışa bağımlı hale getirilen tarım politikalarına sesiniz çıksın!.

Neymiş?

“Fazıl Say, dik durmamış!”

Fazıl Say, dik dursa da, durmasa da pek artısı, eksisi olmaz!.

Peki ekip, biçmesen ne olur?.

Onu da ben değil, gidin Konyalı çiftçi size söylesin!.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.