Dün bazı arkadaşlarla “İslami devletin” özgürlük sınırlarını tartıştık.
Ben, içki yasağı ile ilgili mevcut mevzuatın “İslami bir devlet” için de yeterli olabileceğini ve bir “İslam devletinde” dileyenlerin domuz etini de satabileceğini iddia ettim.
Ancak arkadaşlarla fazla anlaşabildiğimi de söyleyemem...
Bu konuyu buraya taşımamın asıl nedeni ise şu: bizim İslami kesim, siyasi teorisini tartışmaya hiç de hevesli olmadığı halde, olağanüstü denebilecek bir düzeyde iktidar heveslisi..!
Bizler hiçbir zaman siyasal anlamda ne olduğumuzu ve ne olacağımızı tartışmadık; bilakis her zaman yalnızca neye karşı olduğumuzu tartıştık.
Dahası, ne olduğumuzu hala da tartışıyor sayılmayız.
Tahmin edileceği gibi böyle bir kesimin başına gelebilecek en büyük facia ise, iktidar olmalarıdır.
İşte biz de maalesef bu halimizle iktidar olduk!
Derken, yalnızca hak ve özgürlükler, demokrasi ve Kürt meselesi gibi can yakıcı konularda çuvallamadık; aynı zamanda devletin iyi-kötü var olan mevcut kurumsal yapısını bile alabildiğine ve geri dönülmesi zor bir şekilde bozuk da...
Bari şimdi hep beraber dua edelim ki Allah bizleri bir an önce iktidardan uzak tutsun..!
********************
Neymiş efendim…?
Sahi biz Müslümanlar için de ‘ülkelerin içişlerine müdahale etmeme’ kuralı, mutlak bir kural mı olmalı?
Devletlerin egemenlik hakları, her zaman bireylerin hak ve özgürlüklerinden daha mı önde olmalı?
Seçilmiş bile olsa, bir yönetimin kendi halkına istediği muameleyi reva görmesi, kendi vatandaşlarının hak ve özgürlüklerini açık ve ağır bir şekilde ihlal etmesi durumunda bile bütün dünya bu duruma yalnızca seyirci mi kalmalı?
“Ne de olsa adam seçilmiş bir kere, madem halk da kendi halkı, o halde bir sonraki seçimlere kadar halkına istediğini yapabilir” mi denmeli?
O halde; “Size ne oluyor da; ey Rabbimiz, bizi bu zalimlerden kurtar diyen mazlum kadınlar, çocuklar ve erkekler uğurunda savaşmıyorsunuz?” (4/75) diyen ayeti nasıl anlamalıyız?
Neymiş?
Efendim, ABD emperyalistmiş..!
İyi de, ama sen de o mazlum halkı inim inim inleten zalimin yanındasın!
Nerde durduğunun farkında mısın?
Sahi, emperyalizme karşı olmak adına da olsa, niçin hep diktatörlerin yanındasınız?
***********
BAŞÖRTÜSÜ
“10 yıl okul idaresine ve aileme karşı mücadele vererek taktığım başörtümü şimdi çıkarmış bulunuyorum. Oh be... Özgürlük varmış; şimdi kendim oldum!”
Evet, bu başını açtığını söyleyen bir kızın sosyal medya paylaşımı.
Belli ki bu kızcağız için başın örtünmesi veya açılması dini değil, tamamen siyasi bir mesele.
Başörtüsü muhalefetteyken örtünmüş, aynı örtü iktidar olunca da açmış; hepsi bu..!
Aksi halde bir dindar, kendi kişisel ibadetini kamusal bir mesele haline niye getirsin ki?
Tabii ki olayın davranış bozukluğu kısmı ise işin cabası.
Özgürleşmeyi açılmak ile orantılı düşünen birine, bolca özgürlük dilemekten başka ne denebilir ki?!
