Görmek isteyenler için nasıl bir yalan, riyakârlık ve zulümle karşı karşıya olduğumuzu, tek başına şu iki olay göstermeye yeter de artar bile.
Birincisi;
Talimatla marketlerde fiyatları aşağı çekme icraatı...
Düşünün, birçok ilde iktidar partisine ait belediyelerin binlerce marketi var.
Hadi diyelim diğer marketler fiyatları şişirdi, peki, belediyelerin kendi marketlerine ne oluyor?
Tabi adamlar, her palavrayı afiyetle yediğimizi bildikleri için..!
İkinci konu ise, Alparslan Kuytul olayı.
Adamın en son gözaltına alınış biçimi bile tek başına iktidarın yargıyı kendi emrine aldığının ve keyfince kullandığının açık bir delili değil mi?
Evet, körleri iyileştiren İsa bile görmek istemeyenlere hiçbir hakikati göstermeyi başaramadı; bizim ne haddimize..!
**************
Saçmalığın dibi?
Haber şu:
“81 ilde market operasyonu. Fiyatlar tek tek incelenecek. Başkan R. T. Erdoğan’ın ‘fırsatçılık, tefecilik vatana ihanettir’ diyerek dikkat çektiği marketlerdeki fahiş fiyat uygulamaları için 81 il valiliğine yazı gönderildi...”
Galiba saçmalığın dibi bu olsa gerek!
Anlaşılan o ki, bundan böyle devlet artık bizim mallarımızın fiyatını da belirleyecek!
O zaman Sayın Erdoğan’ın Üsküdar’daki evinin fiyatını da biz belirleyelim; iyi mi?
Bunlar, fiyatın arz-talep dengesi ile oluştuğu iktisadın doğal kuralını da tanımıyorlar.
Her şey bir yana, market sahiplerinden biri bunlara dönüp de, “kardeşim madem fiyatların çok yüksek olduğunu söylüyorsunuz, o zaman açın birkaç market siz kendiniz ucuza satın” dese, bunlar ne diyebilecek acaba?
Artık bunlara kızamıyorum da; yalnızca acıyorum...
