Ak Partililer şimdi ellerini vicdanlarına koysun cevap versinler:
28 Şubat döneminde başörtülü kadınlara bu yapılmış mıydı?
Şimdi bir basın açıklaması yaptılar diye herkesin gözü önünde bu kadına bu tacizi reva görenler acaba kapalı kapılar ardında “FETÖ’cü” dediklerine ne yapmazlar; düşünebiliyor musunuz?
Bir soru daha: acaba bu kızın soyadı “Erdoğan” olsaydı bunlar yine bunu yapabilecekler miydi?
Ve sizler yine böyle sessiz kalabilecek miydiniz..?
Hani ya, herkes hukuk önünde eşitti?
Başörtüsünü değersizleştirecek kadar istismar ettiniz; sonra ortada ne hukuk bıraktınız ne de namus..!
*****************
Siyasi Ahlak mı?
Bulunduğu partide bir gün olsun parti içi demokrasinin olmayışına, üye ve delege yapısındaki yanlışlıklara, her şeyin yukarıdan atamayla belirlenmesine itiraz etmeyenlerin, günün birinde bu işleyiş aleyhlerine işlediği vakit, “bana haksızlık yapıldı” diye bağırmalarına da hiç haklarının olmadığına inanıyorum.
Gelinen noktada hiçbir ahlaki tutarlılığı kalmamış olan bir siyasi iklimle karşı karşıya bulunuyoruz.
Mevcut siyasi kurum ve aktörlerin dışında kalan ve siyasete daha ahlaki bir temelden bakan kişilerin, daha fazla zaman kaybetmeden acilen siyasi inisiyatif almaları gerekiyor...
******************
Bir tartışmada söylediklerimi sizinle de paylaşmak istiyorum:
1- Peygamber (as)’in muhatabı herhangi bir devlet değil, devlet öncesi doğal toplumdu.
2- Peygamber (as)’ın çıkan sorunları çözmeye dönük toplumunu örgütlemiş olduğu bir gerçek olmakla birlikte, herhangi bir devlet kurduğu da söylenemez.
3- İslamın herhangi bir devlet talebi olmamakla beraber meşru bir devlete karşı olduğu da söylenemez.
4- İslam’ın öngördüğü toplumsal düzen, yüzde yüz adalete ve rızaya dayalı bir düzendir.
5- İslam, hiçbir bireyi veya toplumu kendi rızası olmaksızın herhangi bir otoriteye itaate icbar etmez.
6- Hz. Peygamber’in vefatı sonrası İslam dünyasında yönetim şekli sürekli rızadan baskıya doğru, bireyin ve toplumun özgürlük alanını daraltan ve giderek yok eden bir seyir izlenmiştir.
7- Bugün din adına bize bırakılan miras, rızaya dayanan özgürlükçü bir anlayış değil, zor ve zorbalığın oluşturduğu siyasi bir kültürdür.