Geçen günlerde Malatya’mızın yetiştirmiş olduğu en önemli akademisyenlerden biri olan Prof. Dr Mesut Parlak “SÖZCÜ “ gazetesinde ki köşesinde “ Malatya da neler oluyor?” başlığı ile bir yazı yazmıştı.
Yazının özünde Malatya CHP de son zamanlarda olan yaşanan olaylar anlatılıyordu.
Ben şahsen yaklaşık 50 yıllık siyasi ve sosyal yaşamım sürecinde gerçekten CHP nin bu kadar kötü yönetildiğine hiç şahit olmadım ve bu güne kadarda böyle bir rezalet olaylara şahit olmadım.
Şahsen 1973 yılında çok saygı duyduğum rahmetli ağabeylerim Yüksel Mazmanoğlu ve Erhan Kırçuvalın teşvik ve önerileri ile CHP ne üye oldum.
Aynı yıl CHP Malatya il gençlik kollarında yapılan kongrede seçilerek gençlik kollarında çalışmaya görev yapmaya başladım.
12 Eylülün CHP kapatması ile birlikte o faşist darbenin mağduru olarak uzun süre çalıştığım iş yeri amirlerince müdürlerince sürgün edildim ancak SODEP ve SHP sürecinde yine burada ki arkadaşlarımla siyasete devam ettim. 1989 Yılında Malatya ya döndüm ve yine SHP de siyasete devam ettim.
1993 yılında Veli ağbaba yı SHP ye ben üye yaptım. Bununla birlikte belediye meclis üyesi yazdım orada gurup başkanlığını kendisine zorla verdim. Zorla diyorum çünkü o zaman daha yeni ve o zamanda bu zamanda da olduğu gibi bilgi birikim diye bir eksiklik olduğundan zorlanacağını düşündüğünden kabul etmek istemedi ancak ben zorladım alışırsın öğrenirsin dedim de öyle kabul etmişti.
Daha sonra ki kongrelerde bizlere yaslanarak siyaset sahnesine girdi önce il saymanı sonra ikinci başkan ve daha sonra hepimizin desteği ile il başkanı oldu.
İlk il başkanı bizlerin desteği ile oldu ve ilk işi ne oldu biliyor musunuz?
Beni İHRAÇ ETMEK
2000 yılların da gazetede köşem de yazdığım yazı da öncelikle parti çıkarını düşünen ancak Başta Veli ağbaba ve Celal Berktaş gibilerin siyasi çıkarlarına hoş gelmeyen yazımdan sonra alel acele beni disipline sevk ettirdi ve neticede kesin ihraç ettirdi.
Düşünün ben onu siyaseten zirveye taşıdım o beni yere indirdi. Zaten aramız da ki fark da bu demokrasi anlayışı demokrat olma anlayışı alışkanlığı da bu.
SHP nin her kademesinde il yönetim kurulu üyeliği il sekreterliği il genel meclis üyeliği ve defalarca hem de CHP - SHP birleşme kurultay delegeliklerinde bulunarak ve hepsine seçilerek gelip hizmet etmiş biri olarak sayın hocamızın yazısına her satırına noktasına katıldığımı belirtmek isterim.
Öncelikle şunu açık ve net olarak belirtmek isterim ki bu gün RTE diktatör diyen basın özgürlüğü bu ülkede yok diyen ucuz kahramanlıklar yaparak “ cesur yürek “ olan ekonomik çözümler ürettiğini asgari ücretin azlığını savunan vatandaşın şöyle bir analizini yapalım.
Malatya CHP Yaklaşık 4 – 5 dönemdir bu vatandaşın bir şekilde emrinde.
İlk zamanlar bütün vatandaşlardan destek alarak seçildiği ancak o zaman aynen diktatör değdi adamlar gibi yola çıktıklarını yolda bırakarak yolda buldukları ile yola devam ediyor gerçi şimdi yolda da kimse kalmadı tek başına…
Daha önce Merhum Mevlit Aslanoğlu var dı (Allah rahmet etsin ). İki dönem burada milletvekilliği yaptı hiçbir zaman örgütün işine karışmadı hiçbir müdahalede bulunmadı.O halkla birlikte halk için çalıştı didindi. Oda bunları haddinden fazlasıyla rahatsız etti.
İnanın onu baskılarla hasta ettiler adam kendisini İstanbul’a çok zor attı ancak o da zalim hastalığa yakalandı ve daha sonra hakkın rahmetine erdi. Allah rahmet etsin.
Kendisi oy birliği ile arkadaşı sağdıcı Celal başkanı alt ederek il başkanı olduktan çok kısa bir zaman sonra Baykal’ın kaset olayı çıkmasa idi görevden alınmak üzere idi ancak gökten melekler enmiş gibi kaset olayı çıktı ve Baykal görevi bırakınca bu da kaldı.
Tekrar başa dönersek 2010 yılında yukarda da söylediğimiz gibi il başkanı seçildi.
2011 seçimlerinde Kemal kılıçdaroğlunun himmeti ile burada ki örgütün otel yeme içme dahil bütün masraflarını karşılayarak başta o zaman il başkanı dâhil merkez ilçe başkan ve yöneticileri dâhil herkesi genel merkeze baskı yaptırtarak 1. sıra milletvekili adayı oldu.
Kendisi daha aday adayı iken Yerine il yönetiminde çok saf temiz çalışkan ancak bilgi birikimi biraz eksik olan Hüseyin Baştürk seçildi.
Kısa bir süre sonra örgüte hâkimiyet sağlamak adına Hüseyin Baştürk ile anlaşamayınca daha doğrusu Baştürk ağbabanın emir komutasına uymayınca araları açıldı ve olan oldu….
Anında il yönetiminde ağzını açmış il başkanlığı bekleyenlerin gayreti ile yönetim kurulu üyelerinin istifaları başlatıldı ve çok kısa zaman da Baştürk başkanın altı boşaltıldı ve baştürk’ü düşürdüler Enver Kirazı il başkanı seçtiler. Hüseyin baştürk bana göre gördüğüm kadarı ile bu zulümle ve haksızlığa daha fazla dayanamadı o da kanser hastalığına yakalandı ve biraz çektikten sonra o da hakkın rahmetine kavuştu. Allah rahmet etsin
Enver Kiraz o zaman da bu günde genç bir vatandaş ileride istikbal bekleyen ancak şimdilik susması gerektiğine inanarak veli ağbabanın her dediğini onayladı ve ortaya tam bir kendisinin başkalarına yakıştırdığı ancak aynaya baktığında kendisini gördüğü parti diktatörü ortaya çıktı çıkarıldı.
O günden sonra il ve ilçe başkan ve yöneticilerini belediye başkan adaylarını kurultay delegelerini belirleyen bir dediği iki olmayan olmasına cesaret bile edilemeyen hep kendisi ve yanında kalabilen birkaç kişi oldu.
Yani ona buna diktatör diyen adam kendisi tam bir Malatya CHP İçerisinde tek adam dolayısıyla diktatör oldu.
Basın özgürlüğünden en çok dem vuran bu vatandaşa buradan yüksek sesle sesleniyorum
Arkadaşlar iyice okuyun BEN GAZETEDE Kİ KÖŞEMDE YAZDIĞIM YAZIDAN DOLAYI İHRAÇ EDİLDİM. Yoksa ben birileri gibi çalmadım çırpmadım. Birileri gibi ismim birileri ile anılmadı birileri ile çıkmadı kimse benim yüzümden yerini yurdunu görevini sevdiklerini bırakarak uzak yerlere şehrini ülkesini terk ederek gitmedi. Kimsenin aile huzurunu bozmadım ( hırsızlar yolsuzlar hariç)
Tek suçum gazeteci olmak ve yanlış olanları eleştirmek. Bu da suçsa bu suça her zaman razıyım ve cezası ne ise de çekerim çekiyorum hiç önemli değil tam aksine bana şereftir
O vatandaş şunu iyi bilsin ki her zaman her yerde ne yanlış varsa görür ve bilirsem yazarım yazacağım.
Yazdığı yazıdan dolayı İhraç edilen tek ben de değilim.
Yıllardır yazı yazan şu an itibarı ile 6 – 7 romanı yok satan bir gazeteci - yazar olan Mustafa Yuka da aynı şekilde yazdığı yazıdan dolayı ihraç edilmiştir. Yani basın özgürlüğü talebi falan filan kandırmacadır yalan değilsede yanlış olduğu kesindir.
Emekten yana olduğunu söyleyen adamın yanında yakınında kaç kişi çalışıyor ve ne kadar maaşla çalışıyor araştırılırsa o zaman ne olduğu görülür.
“ Cesur yürek “ miş.
O Kadar cesursa yürekli ise kendisinin belirlediği bir yerde bir televizyonda radyoda kendisinin her hangi bir mekânında nerede ne zaman isterse gelsin tartışalım. Her zaman hazırım bekliyorum
Cesurluk öyle olmaz böyle olur gel halkın önünde arkadaşlarını da al gel tek başıma tartışmaya konuşmaya var mısın?
Sayın hocam siz haklısınız sizin yazınız ve daha önce yapmış olduğunuz bir röportaj birçok gelişmeye ışık tutuyor tutacaktır. Anlayana sivrisinek sazdır anlamayana davul zurna azdır.
Eskide çocukları severken Tosunum derlermiş ancak bilmezlermiş ki o tosun biraz büyüyünce öküz oluyormuş. Gerçi her ikisi de neticede hayvan da….
Malatya da son aylarda başta Akçadağ Arguvan ve Hekimhan olmak üzere bu güzide ilçelerde örgüte karışılmasa aday belirleme ve belediye meclis üyeleri belirlemesine müdahale edilmese idi inanın CHP bu dönem Malatya da çok karlı çıkacaktı ancak bu avantajı yok denecek kadar azalttılar.
Her geçen gün tehlike daha da çok ortaya çıkıyor diliyoruz daha da büyümeden bu tehlike bertaraf edilir de vekil aradan çekilir de tehlike daha da büyümeden esas olanlar asıllar kurtulur…
