Seçim kurullarında kamu görevlisi olmayan kişi ya da üyelerin sandık kurulu üyesi oldukları, bu nedenle sandık kurullarının yasaya aykırı ve usulsüz oluştuğu, bu durumun seçim sonuçlarına etkisi olduğu gerekçesiyle 31.03.2019 tarihinde yapılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin iptali ile yenilenmesine karar verildi.
298 sayılı Seçim Kanunu, sandık kurulu başkanı ve üyelerinin nasıl belirleneceğini ortaya koyarken sandık kurulu başkanı ve bir üyenin kamu görevlisi olması gerektiğini bunun mümkün olmadığı hallerde sandık kurullarının teşkilinin usule uygun olacağı kabul edilmiştir.
Aynı zarftan çıkan belediye meclis üyesi, muhtar ve ilçe belediye başkanlarına ait oy pusulalarının geçerli kabul edilip, büyükşehir belediye başkanlığı seçiminin iptal edilmesi, kararın hukuki dayanağını ortadan kaldırmaktadır. Aynı zarftan çıkan dört pusuladan üçünün kabul edilip, bir tanesinin kabul edilmemesi hukuksuz, hukuksuz olduğu kadar da adaletsiz haksız bir karardır.
YSK nın kararının hukuki olmadığını düşünüyoruz. Yeniden seçim yapılacaksa İstanbul Büyükşehir, İlçe, Belediye Meclisi ve Muhtarlık seçimlerinin yenilenmesi gerekirdi. ( Baroların ortak açıklaması. Alıntı )
Hukukçuların, Avukatların birliği olan baroların bu açıklamasında yola çıktığımızda YSK nın vermiş olduğu kararın tüm Türkiye de ki vatandaşlar tarafında durup düşünülmesi gereken bir anti demokratik karar olduğu ap açık ortada dır.
Seçim 31 Martta yapıldı sözüm ona bitti ama İstanbul büyük şehir belediye başkanlığı seçimi bir türlü Mazbatanın verilmesine rağmen bitmedi bitirilmedi.
İstanbul da yanlış bilmiyorsam 31 binin üzerinde sandık var. Bu sandıklar en az 3 – 5 kere her türlü sayıldı. Harman yapılıp sayıldı. Geçersiz geçerli ne kadar oy varsa sayıldı. Yandan sayıldı önden sayıldı arkadan sayıldı sağdan sayıldı soldan sayıldı yok yok yok bir türlü yaklaşık 14 bin oyu bitiremediler yok edemediler ancak 6 Mayısta alınan hukuksuz bu kararla yandaş YSK ile yok saydılar.
Aradılar taradılar Ne dediler en son Aynı zarftan çıkan dört pusuladan üçünün kabul edilip, bir tanesinin kabul edilmemesi için bu kez itiraz ettiler ve reislerini devreye soktular.
Düşünün ki aynı zarfta dört oy var ve üçü doğru biri eğri suçlu. Böyle bir anlayış böyle bir düşünce olur mu olabilir mi?
Bu nedenle diyoruz ki bu karar hukuksuz, hukuksuz olduğu kadar da adaletsiz haksız bir karardır.
Bir kadın düşünelim. Bu kadın bu ana hamile ve bir müddet sonra dördüz doğum yapıyor.
Ancak kadının kocası bu dördüzlerin üçünü kabul ediyor ama en büyüğünü iri olanı kabul etmiyor.
Kadın yüreklice ana gibi direniyor ancak önce evin külfeti daha sonra da reisi hayır bu kabul olmaz bu çok iri ya da büyük vs diyor. Bu benden değil diyor. Aslında kendi çocuğuna bu başka bir şey diyecek diyemiyor..
O zaman tüm hısım akraba o yörede bölgede yaşayan ve kadının dürüstlüğüne güvenen güvenmek zorunda kalan herkes nasıl olur diyor. Bu kadın üçünü de diğerini de aynı erkekten yani kocasında helalinde aldı karnında taşıdı büyüttü ve doğum yaptı. Eğer biri senin değil değişik se bu çocuklar dördü de değişik olur yok eğer düzgün ve aynı ana babadan oldularsa dördü de nur topu gibi çocuk. Neticede reisin dediği dedik olduğu için karar veren verecek olanların hepsi reise biat ederek o bir çocuğu ayırdılar diğerlerini kabul ettiler.
İstanbul büyük şehir belediye başkanlığı ile aynı zarfta olan muhtarlık, belediye meclis üyeliği ve ilçe belediye başkanlığına seçilenlere değinmediler. Onlar helal büyükşehir belediye başkanlığı haram dediler. Aslında ramazanda oruç tuttular ama hak yediler hem de Allahın bile af etmem dediği Kul hakkı yediler.
Ancak sandık seçim kurullarının oluşumunu bahane ederek İstanbul büyükşehir başkanlığına seçilen Ekrem İmamoğlu na önce mazbata verdiler sonra 6 Mayısta YSK nın almaktan zorlandığı ancak zorunlu olarak aldığı karar sonunda İstanbul sadece büyük şehir belediye başkanlık seçimini iptal ettirdiler ve mazbatayı da iptal ederek 23 Hazirana seçim kararı aldırdılar.
Sandık seçim kurulunu kim düzenler kim görev verir.?
İlçe seçim kurulları
İlçe seçim Kurullarını kim denetler?
İl seçim kurulları.
İl ve bütün seçim kurulları kime bağlıdır?
Yüksek seçim kurullarına yani YSK
Şimdi vatandaş Mehmet, Ahmet, Hasan, Hüseyin, Ali, Veli soruyor bu işlerde bir yanlışlık var ise oy verenler olarak bizim suçumuz ne? Yüksek seçim kurumu yapmışsa varsa şayet kendi yaptığı hatayı bize neden yüklüyor.
İşin garip garip olduğu kadar da düşündürücü olan yanı bakın 2014 ten kalma ne buldum.
Tarih 1 Temmuz 2014.
Kesinleşmiş seçmen listelerinin yeniden incelenmesi mümkün değildir. Mazbatanın iptali istenemez.
Yolsuzluk tespit edilirse seçim yenilenmez..yolsuzluk yapanlar ceza mahkemelerinde yargılanır.
Sadi Güven
YSK Başkanı 2014
Görüldüğü gibi o gün de bu günde Sadi Güven denilen kişi YSK başkanı. Ancak o gün o günmüş deme ki bu gün de böyle bir gün olmuş. İki kararda da onun ismi var yazık ediyorlar hukuk kişiye özel oluyor… yazıktır…. günahtır
Ortada gerçekten çok büyük bir haksızlık hukuksuzluk adaletsizlik var İnsan hakları ihlalleri var.
Peki, neden bunlar oldu?
Çünkü İstanbul gerçekten Türkiye de aklınıza ne geliyorsa buna siyasette dâhil her şeyin beynidir. İstanbul’u siyaseten kaybeden siyaset ya da siyasetçi artık vatandaş nezdinde seçmen âleminde ufalmaya başlamış demektir.
İkinci olarak ta ekonomik anlamda İstanbul ve İstanbul büyükşehir belediyesi Türkiye’nin en önemli kaynağıdır.
Kısaca bir not vermem gerekir se İstanbul Büyük şehir Belediyesi AKP nin son döneminde 2018 yılı itibarı ile cemaat ve tarikatlara toplam 847 milyon TL vermiş. Bunun sadece yuvarlak rakam 74 milyon TL si TÜGVA 41 Milyon TL si TÜRGAV 29 Milyon TL si de meşhur bademleşmelerin yapıldığı ENSAR vakfına. … ve diğer 16 - 17 vakıf, dernek, cemaatlere dağıtılmış verilmiş.
Ekrem İmamoğlu ilk geldi büyük ihtimalle bunların musluklarını kesti.
Suyu ucuzlattı ulaşımda reform yaptı talebeler çocuklara çok geniş imkânlar sağladı ekmeği ilk günde 1 tl yaptı daha da yapacaktı YSK adamın mazbatasını kaptı.
Şimdi İstanbul da yeni bir seçim atmosferine giriyoruz.46 gün var
Demokrasiden yana olan çağdaş laik demokratik hukuk devletinden yana talebi istemi olan faşizme karşı olan düşünen demokratım diyen herkes bu mücadeleye tam destek olmalı.
İstanbul da olmak demokrasi mücadelesine katkı sunmak Ekrem İmamoğlu nu sandıktan çok büyük farkla çıkarıp yeniden başkan yaparak mazbatasını almak için her türlü yardıma manevi anlamda çalışmaya başlamalıyız.
Faşizme zulme baskılara KHK lara karşı olanlar İnsan hakları ve barış özgürlükten yana olan Herkes ama herkes şucu bucu demeden tüm ülkemizin insanlarını kucaklayacak şekilde olduğu yerde durmayacak İstanbul da tanıdık bildik oy kullananlara ulaşacak ve gereğinin yapılmasına sağlayacak.
Gereği sandık
Gereği sandıkları demokrasiden yana oylarla doldurtmak
Gereği demokrat başkan seçmek
Gereği AY YILDIZLI BAYRAK altında Türkiye Cumhuriyetini ve halklarını özgürleştirerek barış içerisinde eşit yurttaşlık temelinde dim dik ilelebet ayakta tutmak ayakta kalmak
