Tüm ülkeyi ekrana kilitlediler. Acaba
İki rakip ne söyleyecek diye?
İzledik ve gördük; günü birlik duyduğumuz ve aklımızı ütüleyen sıradan cümleler!
Son bir haftadır meydanlara inmeyen Sayın Cumhurbaşkanı, fazla dayanamadı ve yine meydanlara daldı! Yine bildiğimiz dil, ağır sözler ve kutuplaştırıcı argümanlar! Ülkeyi bir arada tutacak sorumluluk duygusunu bir tarafa bırakıp, “ Benim olsun, gerisi tufan” anlayışıyla kendisinden olmayan herkese en ağır ithamlarla yönelmekten geri kalmıyor!
Belli ki artık söyleyecek hiç bir şeyleri kalmamış!
Küfür, hakaret ve yok sayma!
Elde bir şey kalmayınca mızıkçılık yöntemleri ile bir yerlere varmaya çalışıyorlar ama görünen, artık bu işin dikiş tutmayacağıdır!
İsmail Küçükkaya otele gidip, İmamoğlu ile görüşmüş falan!
E, görüşmüşte ne olmuş?
Sizlere ağır sorular mı hazırlamış? Yahu o vaziyeti idare etme oturumunda hepinizin istediği, ortak geçiştirme sorularıydı onlar.
Öyle soru mu hazırlanır?
Adeta maçı berabere bitirmek için çabalayan hakem misali!
Elde bir şey kalmayınca “ Vay hakem, neden dönüp seyirciye baktı” diye gerçek penaltıya itiraz eden kulüp başkanı gibi!
Vallahi helal olsun!
Ben ömrümde böyle gündem oluşturup, algı yaratan bir iktidar görmedim.
Daha dün kredi notumuz düştü! İflasların hadi hesabı yok; KHK’lı ve atanamayanların peş peşe gelen intihar haberleri ve dahası Amerika’nın yenilir, yutulur olmayan mektubu!
Hepsi bir tarafa, ama varsa yoksa “ İsmail Küçükkaya otele niye gitti?”
Hafta sonu seçim var!
Kimin kazanacağı beni pek ırgalamıyor!
Çünkü Reis dedi ki “ Bu adama İstanbul’u teslim edemeyiz.” dedi.
Ne demek istediğini bu ara aklı pek basmayan ben, çok iyi anladım!
Lütfen sizde anlayın!
**********************
DÜELLO!
Günlerdir abartılarak piyasaya servis edilen “ İmamoğlu-Yıldırım”
Buluşması nihayet gerçekleşti. İlk yarım saatini izliyordum ki, elektrikler gitti ve sabaha kadar bir daha da gelmedi! Olsun, pekte umurumda değildi! Zaten işin özeti başlarken belliydi. İsmail Küçükkaya her ne kadar “ Soruları tek başıma ben hazırladım” diyorsa da, onu külahıma anlatsın! Tek başına değil, bir ekiple hazırladığın belli ve zaten ortada soru yok!
Vaziyeti kurtarmaya yönelik ve hepimizin günlük olarak duyduğu sıradan laflar! İzlemediğim bölümleri de banttan izledim ve baktım ki, bu işte sadece televizyon kanalı karlı çıkmış! İyi reklam geliri elde etmişlerdir!
Gerisi bizim gibi toplumları çok iyi oyalama ve gerçek gündemden uzak tutma taktiğidir!
Pahalılık, işsizlik, ekonomik sıkışmışlık ve dahası siyasi çıkmaz; hepsi bir yana varsa, yoksa kim kime üstünlük sağladı paranoyası!
İki gündür evde, sokakta bu konuşuluyor!
Yani nesi konuşuluyor bu açık oturumun anlamış değilim. Binali Beyin vücut diline bakıyorsunuz, sanki ringe zorla itilmiş boksör gibi! Kendisine verilen tek taktik, İmamoğlunu sinirlendirmek! O nedenle sürekli “ Yalan, yalan söylüyorsun” gibi yüklenmelerle ringin dışına kaçma kurnazlığıydı!
İmamoğlu ise, elindeki sayısız argümana rağmen bunu iyi kullanamadı!
Moderatör İsmail Küçükkaya ise, vaziyeti idare etme sıkıntısı yaşıyordu! Dedim ya “ Rolünün dışına çıkma” tavsiyesi almıştı ve buna uymak zorunda kalmanın ezikliğini yaşadı!
Sonuç olarak son bir hafta bizi bu münazara ile oyalayacaklar!
Kim aç kalmış, kim işten atılmış pekte duyup görmeyeceğiz!
Sonrası seçim ve en azında bir ay da onunla oyalanacağız!
Gerisi yeni bir gündeme kalır ve o da bu ülkede zor değil!
Biz algılarımızı değiştirmediğimiz sürece, her zaman oltanın ucuna takılma garantimiz vardır!
Gerisi ipi çekene kalmış ve sonuçta balık misali, ister ızgarada, ister tava da, gideceğin yer bellidir; ipini çekenin midesi.
*****************
BİZE BİR ŞEYLER OLUYOR
“Ah..Ah! Nereden nereye geldik?”
Miting meydanında bunu söylediği gün, son bir ay da kaç kişi intihar etti bilmiyorum!
En son bugün bir doktor intiharı etti. Pek haber değeri yok gibi, sıradan bir haber gibi duyduk!
Tıpkı diğerleri gibi!
Alıştık!
Alıştırıldık!
Ölmek, intihar etmek ve dahası ev basıp bir aileyi yok etmek çokta umurumuzda değil!
Önemli olan bekamız!
Önemli olan İstanbul seçimleri!
Kendi kendine yeten ülke, artık kendine yetmiyor!
Yetmeyince dışarıya kaçan kaçana!
Çünkü bir intihar iklimine sürüklenmişiz!
Ya bedenimizi yok ediyoruz, ya da sevdamızı!
Kendi içimizde mülteciyiz!
Gelecek kaygısı ve artık insan kayırmanın ötesine geçen insan seçme sendromu, toplumda şizofrenik bir hale evirilmiş!
Hal böyle olunca en ucuz kaçış gelip beyninizi tırmalıyor!
İntihar!
“Ah..Ah!”
“ Nereden, nereye?”
Bugün bir doktor intihar etti!
Haberiniz var mı?
Yok!
Ama İmamoğlu ne dedi?
Binali Bey kime çattı?
Hepsini ezbere biliyoruz!..
Çünkü onlar bekamız için çalışıyor!
Ya ölenler?
Elinde alınan bir lokma ekmeği için öldüler!
“Ah... Ah!”
“Nereden nereye geldik?”
