Turgut Özal Tıp merkezi “ nakil “ de Dünyada sayılır yerde. Özellikle Prof. Dr. Sezai Yılmaz hem tıp merkezinin hem Malatya nın hem de Türkiye nin yüz akı. Kendisini tebrik ediyor nice sağlıklı huzurlu barış dolu yıllar diliyorum. Diliyorum ki İnsanlara daha çok nakil yapsın daha çok insana hayat versin.
Yine Bir zamanlar burada kardiyoloji de özellikle stent takma işlemlerinde çok başarılı hizmetler yapan Prof. Dr. Ramazan Özdemir hocamız Malatya’ya çok hizmetler yapmışlardır. Şimdi de Malatya Turgut Özal tıp merkezinde başarı ile çalışan hocalarımız sağlık ekiplerimiz hemşirelerimiz mutlaka var.
Yine bu gün basında takip ettim ilik naklinde çok önemli işler nakiller yapılıyor hocalarımızı tebrik ediyorum
Zaten şu an hastane de bu saydığım az bir kadro da olmaz ise hastane çoktan çökmüştü dökülmüştü.
Merhum Turgut Özal Malatyalı olarak Malatya ya büyük umutlarla ve büyük aralar harcanarak yapılan yatırımla ” Houston” da ki Hastane örneği benzeri gibi bir sağlık kurumu devasa bir hastane yapmak için gerçekten çok çaba sarf etti.
Ancak hemşerimizin bu devasa hastaneyi tam teşekküllü olarak bitirmesine ömrü yetmedi. Ya da bu insanın biraz daha yaşamasına birileri müsaade etmedi ki halen neden nasıl öldüğü öldürüldüğü net bir şekilde ortaya çıkmadı ki zavallı oğlu Ahmet Türkiye de kim nerede nasıl bir hareket yaparsa benim babamı………………öldürdü diyor ya da öyle sayıklıyor.
Neyse konumuz orası değil konumuz Turgut Özal tıp merkezinin neden niçin tel tel dökülmesi.
Ben geçen hafta şekerimin yükselmesini his etmemle birlikte tıp merkezine giderek kan tahlili yaptırdım.
Neticede kan değerlerim yüksek çıktı. Diyabet hastası biri olarak kan şekeri regülâsyonu yapılması amacı ile yatırıldım.
Bu nedenle de endokrinoloji bölümünde doktorumuz hocamız sayın Doç. Dr. Bahri Evren yatmamız gerektiğini ve diyabet hastası olmamız dolayısıyla takip edilmemiz gerektiğini belirterek yatmamıza karar verdi.
Bende sağlığım ve yaşam şeklimin düzelmesi için yattım.
Öncelikle Başta Doç. Dr. Bahri Evren tüm endokrin kliniği çalışanlarına emek çeken arkadaşlarına çok teşekkür ederim.
Gerçekten bütün o servisin ekibi tabir caize temizlikçiden hemşiresinden hasta bakıcısına Hocasına kadar hepsi arı gibi gece gündüz durmadan çalışıyor didiniyor hastalarını hiç yalnız bırakmıyor hastalarla ilgileniyorlar. Hepsine çok ama çok teşekkür ederim ediyorum.
Hocalar güzel personel iyi hemşireler dikkatli ve çalışkan ancak hastanenin yönetimi hastanenin genel gidişatı Hiç de iç açıcı değil ben öyle gözlemledim
Öncelikle yemeğinden bahsetmek gerekirse inanın ben normal yaşamımda özellikle evimde hiçbir yemek ayırımı yapmam. Ne gelirse onu yerim. Bu bölüm diyet bölümü olması nedeni ile ben biliyorum ki tuzsuz yemekler gelecek. Çünkü daha öncede yattım biliyorum.
Ancak bu kez 5 gün yattım bu beş gün içerisinde hep aynı yemek yani bir gün taze fasulye bir gün patlıcan sulu bir gün her ikisinin karışımı. Beş gün aynı şekilde yağsız tuzsuz sıcak suda haşlanmış bir durumla karşı karşıya kaldık.
Tabii sade ben değil bütün hastalar aynı tabloyla karşı karşıya kalıyordu. Hatta personel de yemek konusunda
Diyet hastasına pirinç ve makarna ve beyaz ekmek hiç verilmez verilmemesi gerekirken burada ikinci yemek olarak pirinç ya da makarna ya da şehriye veriliyor.
Her öğünde beyaz yuvarlak ekmek veriliyor. Her ara öğünde artık zamanı geçmiş şeftali ve küçük süt veriliyor.
Hastanede ilaç yok gibi tıbbi medikal malzeme hak getire. Bırakın bu ilaç ve malzemeleri elini sileceğin peçete tuvaletlerde kullanacağın kâğıt bile yok. Bunların hepsini hasta kendi imkânları ile ( var ise imkânı ) temin ediyor ve kullanıyor. Yok, olanlara da hak getire. İlacına kadar gerekli olan malzemeleri kendisi temin edemeyenler bir şekilde Allaha havale ediliyor.
Her oda da TV var ancak her kanal yok mecbursun özellikle ( A) haber ve benzeri kanalları izlemeye başka alternatif yok. Neden niçin belli değil diyeceğim ancak halkımızda bizde biliyoruz ki o kanallar hep iktidarın sazını çalıyor onların türkülerini söylüyor!!
Turgut Özal tıp merkezi yönetimi ve üniversite rektörü ne iş yapar ne ile ilgilenirler gerçekten çok merak ediyorum.Burası siyasi bir kurum mu yoksa halkın hastanesi mi? Hiç belli değil..
Malatya Turgut Özal Tıp merkezi bir dönemler bölgede ve orta doğuda parmakla gösterilirken şimdi sadece çoğunlukla Suriyelilere hizmet eden bu hizmetin karşılığını da alamadığı için çöküm yaşayan o geçmişte ki beş yıldızlık unvanını kaybeder duruma gelmiştir getirilmiştir.
O arada gazeteciliğim aklıma geldi ve diğer servislere giderek sıradan bulduğum çalışanlara ve hastalara sordum.
Bazı insanlarda sordum neden burası böyle oldu?
Bu devasa hastane neden böyle tel tel dökülüyor?
Bana anlatılan burada ciddi anlamda yönetim boşluğu olduğu Suriyelilerin tedavileri de dâhil bu güne kadar birçok kalem de Devlet ödeme yapmadığı için çok büyük alacaklarının ödenmediği için.
Dolayısıyla ekonomi bozulunca ilaç Malzeme ve iaşe yemek için para sıkıntısı olduğu o nedenle ihalelerin yapılmadığı yapılamadığı dolayısıyla da bu çöküntünün başlayıp çok hızlı bir şekilde ilerlediği yönünde.
İnönü üniversitesi de aynı şekilde iyi yönetilmiyor.
Bir insan iyi bir hekim iyi bir Profesör olur olabilir ancak yönetmek yönetici olmak idare etmek ayrı bir sanattır meziyettir yetenektir.
Ahmet Kızılay hocamız da çok iyi bir KBB ci olduğunu biliyorum. Keşke Ahmet Kızılay hocamız Malatya Turgut Özal tıp merkezinde KBB Profesörü olarak bölüm başkanı olarak kalsa ve hizmet etse idi inanın Malatya ya ve İnönü üniversitesine daha çok faydası olurdu diye düşünüyorum.
Bir tarihte hocamızla Kale Otel de bir basın toplantısına gitmiştik. O zaman masalarda Üniversitenin bir dergisi vardı ve şöyle bir baktım Birinci kapak sayfa da devasa bir cami resmi ve manşet üniversitemizde cami yapımında son aşamaya gelindi ya da buna benzer vs vs diye başlık vardı.
Ben taa o zaman dedim ki sayın hocam Üniversiteler bilim yuvasıdır ve bütün işi bilim üretmektir. Makale yazmak hazırlamak ve bilime hizmet etmek aslı görevidir. Cami yapmak vatandaşın işidir kaldı ki üniversitenin içinde büyük bir cami var onlarca mescit var hastanenin bütün odalarında namazlık var kılana yer gök kubbesi mescittir camidir.
Şimdi üniversite içerisinde ki o cami inanın iki fakültenin sığacağı bir yere ve her tarafı demir le döşenen bir mimari ile inşaatı devam ediyor.
Düşünün ki hastalar hastane de ilaç bulamıyor inisülin iğnesini dahi temin edilmediği için göremiyor medikal malzeme hiç yok yemek dersen sefiller oynanıyor ancak kocaman devasa bir camimiz olacak.
Yazıktır.. Günahtır
Bu nedenle Malatya da bir rapor hazırlanıyor ve raporda Malatya adına çok üzücü üzücü olduğu kadar da düşündürücü bir durum var ve ben bunu görüyorum
**********
Bakın tarihçi yazar Orhan TUĞRULCA hocamız Malatya inönü üniversitesini bazı donelerle nasıl anlatıyor....
YÖK raporun da Malatya eğitimi..
Rapor, Malatya eğitiminin akademik başarısızlığının kronikleştiğini gösteriyor..
Orhan TUĞRULCA
Tarihçi/Yazar
Raporun tam da Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Ülke genelinde yönetim ve öğrenme etkinliklerinin izlenmesi, değerlendirilmesi ve geliştirilmesi için okul bazında “Veriye Dayalı Planlama ve Yönetim Sistemi”ne” geçmeyi planladığı (1) bir dönemde yayımlanmış olması isabetli olmuştur.
Türkiye geneli, bölge ve İl verilerini içeren bu raporun bizi ilgilendiren tarafı tahmin edileceği üzere Malatya’nın verileri olacaktır.
Raporda ilk dikkatimizi çeken husus Üniversiteye yerleşenlerin yerleştikleri bölgelere göre dağılımında, yedi coğrafi bölgeden biri olan ve Malatya’nın da içinde bulunduğu Doğu Anadolu Bölgesi’nin altıncı sırada yer almış olmasıdır.
Lisansta %7,27, Ön lisans ta %7,88, toplamda ise %7,54 olarak görülen bu yerleştirme rakamları, Marmara bölgesinin toplamdaki %30,79 ‘lük pay dikkate alındığında hayli düşük bir oran olduğu dikkatten kaçmamaktadır.
Benzer sonuçların “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA’nın en son 2015’te yaptığı sonuçlara da yansımış olması coğrafi bölgelerin başarısı konusunda bir sonuca varmamızı kolaylaştırmaktadır. Söz konusu PISA sonuçlarına göre İçinde bulunduğumuz bölgenin her üç kategorideki (Fen Okuryazarlığı- Okuma Becerileri- Matematik Okuryazarlığı) başarı durumuna göre;(YÖK araştırmayı yedi coğrafi bölgeye göre, PISA Türkiye’yi 12 bölgeye ayırarak sonuca varmıştır)
1-Fen Okuryazarlığı alanında 12 bölge arasında 382 ortalama puan ile son sırada,
2- Okuma Becerileri alanında 12 bölge arasında 384 ortalama puan ile son sırada,
3- Matematik Okuryazarlığı alanında 12 bölge arasında 370 ortalama puan ile yine son sırada yer aldığını görüyoruz.(2)
************
Çok kısa bir bölümünü aldığım Rapor, Malatya eğitiminin akademik başarısızlığının kronikleştiğini gösteriyor..Peki bunun sebep ve nedenleri nelerdir diye düşünmeyecek miyiz.?
Bu gün Malatya da siyaset yapan ve 17 yıldır iktidarda olan AKP bir dönem üniversitenin yollarına elektrik direğini “ orası zaten karanlık “ diyerek ihaleleri iptal ederken şimdi karanlıkların içerisinde çocuklarımızın geleceği istikbali ile oynadıklarının farkındalar mı acaba? Sizlerin kafası karanlık bari gelecek nesli de gençleri de karartmayın kararttırmayın.
Kısaca hem İnönü üniversitemiz hem de Turgut Özal tıp merkezi hastanemiz iyi yönetilemiyor ki bu eksikliklerin hepsi yaşanıyor. Diliyor temenni ediyorum burada ki tüm üst düzey Rektör Başhekim ve yardımcıları en kısa zaman da bu olumsuzluklara tel tel dökülmelere ve hızlı çöküşe dur diyecek yeni ve kalıcı projeler üreterek bu işi yeniden en azında eski haline dönüştürürler.