23 Haziran 2019 tarihi, ülkemizin siyasi tarihi açısından çok önemli bir tarih olmuştur. Bu tarih Türkiye demokrasisi adına tüm halkların kardeşliği adına ayrıştırmadan bölmeden parçalamadan birleştirerek barışı özgürlükleri sağlamak adına çok ama çoook önemli bir tarih olarak Türkiye Cumhuriyeti tarihine altın harflerle yazılmayı hak etmiş bir tarihtir.
Öncelikle bu çok önemli seçimin başarı ile kavgasız gürültüsüz demokrasi dışı hiçbir hareket olmadan bitirilmiş olması da demokrasi adına çok önemli ve dikkate değer bir durumdur. Bu anlamda İstanbul seçimlerinin bu kadar demokratik bir zeminde geçmesini sağlayan tüm güvenlik güçlerine amirine memuruna teşekkür etmek gerekir.
Bu seçim sadece İstanbul da yapılmadı. İnanın 81 ilimizin hepsinde yaşayan 81 milyon insanımız bu seçimi ve sonuçlarını pür dikkat bekledi ve sonuçları öğrenene kadar TV başında kalkmadı.
Zaten İstanbul 81 ilimizin ebrusudur. Yani tüm illerin temsil edildiği ve tüm illerde gelen vatandaşların yaşadığı çok büyük olan metropol bir şehir. Dolayısıyla herkesi ilgilendiriyordu.
Bu seçimde iktidar tüm gücüyle, tarafsız olması gerektiğini düşündüğümüz makamlarla birlikte, seçimi kazanmak için her türlü geniş olanaklarla çalışmıştır. Böylece bu seçim bir yerel seçim olmaktan çıkmıştır.
Seçimlerde 17 yıldır iktidarda olan artık ülkede demokrasi adına hiçbir belirti bırakmayan ekonomik olarak son noktaya getirilen ayrıştıran illet zillet demeye devem eden ve Devlet İktidar imkânlarını Cumhurbaşkanlık makamını da kullanan bir iktidar adayı var. AKP – MHP ittifakı
Diğer tarafta da bu güçlerin karşısında Karadeniz in Trabzon unda asil bir aileden gelen ancak hiç kimsenin bu seçimlerde aday olana kadar tanımadığı küçük bir ilçe belediye de başarılı belediye başkanlığı yapan ve CHP – İYİ PARTİ ittifakının adayı Ekrem İmamoğlu var.
Bu iki ittifak ve destekleyenler aslında 31 Martta seçim yaptılar 14 bine yakın oyla Cumhur ittifakı kaybetti ama alavere dalavere itiraz ve YSK marifeti ile seçimi kazanan Ekrem İmamoğlu nun mazbatasını geri alarak 23 Haziranda yeniden seçim dediler.
23 Haziranda demokratik bir seçim yapıldı. İstanbul halkı yapılan o haksızlığa ve iftiralara okkalı bir tokat vurarak bu kez yaklaşık 800 bin oyla yani bu kez 14 bin oy değil yüzde on farkla (yaklaşık 800 bin oyla) seçim kazanıldı.
Bu nedenle de ülke nüfusunun yaklaşık beşte birinin yaşadığı İstanbul değişim isteğiyle CHP ye iktidara hazır ol demiştir. CHP, Sayın İmamoğlu'nun kullandığı sevgi, barış, hoşgörü dilini kullanmaya devam etmeli, umut ve demokrasi aşısını sürdürmeli, toplumun refahı için sosyal ve ekonomik projeler üretmeye devam etmelidir.
Öncelikle İmamoğlu'nu kutluyorum, başarılı olacağına da yürekten inanıyorum. Belediye yönetiminde ilk intiba çok önemlidir. Sanıyorum Sayın İmamoğlu bunun farkında zaten 31 Martta seçildikten sonra ki 18 günlük uygulaması bunu gösteriyor.
Bu seçimin galibi Türkiye dir… Demokrasidir.
Demokrasinin yeniden inşası için buraya harç koyanlar çok önemlidir. Başta Kemal kılıçdaroğlunun bu galibiyette emeği çok çünkü Ekrem İmamoğlu’nu Beylik Düzünden alarak Büyükşehir belediye başkan adayı göstermiştir. Bu siyaseten risktir ancak bu riski göze alarak uygulamaya geçirmiştir. İkinci olarak bu galibiyet harcında CHP İstanbul İl başkanı Canan Kaftancıoğlu ve İYİ parti İstanbul il başkanı Buğra Kavuncunun emekleri tartışılmaz.
Bunların dışında millet İttifakı genel merkezleri, genel başkan yardımcıları ve Türkiye de her köşede kendi imkânları ile İstanbul a giderek sandıklarda görev alan hukukçular( Malatya da benim bildiğim benim yeğenlerim Ferudun Önal ve Tayfur Çakır )partililer İstanbul dışında olan İstanbul seçmenleri hülasa tüm Türkiye bu işe odaklandı.
Netice de istiklal marşını okutmayanlar Kürt ve Türk, Alevi – Sünni, ezen ezilen kavgasında nemalananlar ayrıştıran bölen parçalayanlar tek adam rejimini savunanlar halkların oyları ile seçimi kaybettiler ….
Demokrasiyi, insan haklarını, emeğe saygıyı hukukun üstünlüğünü demokratik parlamenter sistemi barış ve her türlü özgürlükleri savunanlarda galip geldi ancak kazanan Türkiye oldu.
Bu sonuç bütün siyasileri herkesi çok düşündürmeli.
Özellikle başaramayan taraf, demokrasiden uzaklaşmanın, kırıcı-sert dil kullanmanın, tek adam rejimine yaklaşmanın, ötekileştirmenin, tüketim ekonomisinin mutfağa etkisinin, meclisi büyük ölçüde dışlayıp Kararnamelerle devleti yönetmenin, ben yaptım oldu mantığının toplum tarafından ret edildiğini görmelidir ve bu tutumlardan uygulamalardan kesinlikle vazgeçmelidir.
Bu seçim sonucu gösteriyor ki Halk demokrasiden yana değişim istemektedir.
Galip gelen ittifakın büyük ortağı özellikle CHP ittifak ortağı ile birlikte el ele vererek 1989-1994 arasındaki SHP belediye yönetimlerinin yaptığı hatalara düşmeden geçmişten ders çıkararak gerçek sosyal demokrasinin yerel yönetim biçimini halka yaşatma konusunda çok çalışmalı yalandan talandan yolsuzluklardan israftan hesap sorarak bütün yanlışları düzeltmek için bütün dosyalar üzerinde titizlikle durmalı. Durmalı ki o dönemin hataları sonucunda teslim edilen belediye 25 sene bir daha demokrasi dışı israf ve soygun talan yönetimlerine bir daha teslim edilmeye.
25 yıllık AK parti yönetimindeki hataları ve iyi hizmetleri değerlendirip, günün koşulları ve İstanbul halkının talepleri de dikkate alınarak, günün teknolojilerini de etkin şekilde kullanılarak hızlı hizmet üretmelidir ve başarılı bir sosyal demokrat yönetim sergilenerek rüştünü ispat etmelidir.
Yukarda da söylediğim gibi Bu seçimde iktidar tüm gücüyle, tarafsız olması gerektiğini düşündüğümüz makamlarla birlikte, seçimi kazanmak için her türlü geniş olanaklarla çalışmıştır. Böylece bu seçim bir yerel seçim olmaktan çıkmıştır. Bu nedenle de ülke nüfusunun yaklaşık beşte birinin yaşadığı İstanbul değişim isteğiyle CHP ye iktidara hazır ol demiştir. CHP, Sayın İmamoğlu'nun kullandığı sevgi, barış, hoşgörü dilini kullanmaya devam etmeli, umut ve demokrasi aşısını sürdürmeli, toplumun refahı için sosyal ve ekonomik projeler üretmeye devam etmelidir.
Etmelidir ki Martın sonu yaz oldu bu seçimin sonuçları da katlanarak giderek gelecek genel seçimlerde İktidarı yakalamak olmalı
Ne dersiniz?
