Türkler 13. Yüzyılda Anadolu Erenlerin öncülüğünde akın akın Anadolu’ya geldiklerinde, Anadolu’da yaklaşık 5 veya 6 milyon insan yaşamaktaydı. Bu coğrafyada yaşayan insanların büyük bir çoğunluğu Türk değildi. Büyük bir çoğunluğu Hristiyan olmasına rağmen, bu coğrafyada Zerdüşt, Şaman, Mısırlı Hermes’in inancına mensup (İdris peygamber) vs. insanlar vardı.
Türklerin Anadolu’daki oranı %10 civarındaydı. Çünkü Anadolu’ya gelen Türkmen sayısı 700 bin civarında olduğu tahmin edilmekte.
Anadolu’ya Türkmen göçleri 1230 sonrası başladı. Bu göçlerin nedeni, Moğolların Harzemşah krallığının işgali ve halkı acımasızca haraca bağlaması sayılabilir.
Horasan Erenleri ve Horasan Türkmenleri de bu süreçte Anadolu’ya gelmeye başladılar. Bu süreçte gelen insanlarla Selçuklu Devleti arasında da çatışmalar oldu. Bu çatışmaların en önemlisi ise Babailer ayaklanmasıdır.
Anadolu’ya gelen Türkmenler ve onların başı sayılan Anadolu Erenleri tamamı Ehlibeyt taraftarlarıydı.
Bu dönemde Kerbela katliamından sonra İslam ortada ikiye bölünmüştü. Emevi yanlıları kendilerine Ehlisünnet diyorlardı. Haşimiler ve taraftarları ise kendilerine Ehlibeyt diyorlardı. EHLİ BEYT PEYGAMBER SOYU ANLAMINA GLİYORDU.
Bu ayrışma sürecinde, Emevilerin taht ve dinin başındakileri ne halife dediler. Halife hem devletin, hem de dinin başındaki kişiydi. Halifelik makamı kutsaldı. Emevi halifeliği, Emevilerden sonra da devam etti. Mısır’ın Yavuz Selim tarafında ele geçirilmesinden sonra halifelik Osmanlıya geçti. Osmanlı böylece yönünü de belirlemiş oldu. Osmanlı Arap İslam’ın hilafet anlayışını benimsemiş oldu.
Ehlibeyt çiler ise liderlerine imam sıfatı taktılar. İmamlık Hz. Ali’den başladı ve 12. İmam Muhammed Mehti ile son boldu. Anadolu’ya gelen Türkmenlerin hemen hemen tamamı bu inancı benimsemişlerdi.
Anadolu erenlerin büyük bir çoğunluğu Horasanda İmam Rıza’ya yakın dergâhlarda yetişmişlerdi.
Anadolu’ya 13. Yy da gelen Anadolu Erenleri beraberinde Ehlibeytin din anlayışı olan, bugün Alevi dediğimiz inancı da beraberinde getirdiler. Anadolu’ya getirilen Ehlibeyt İslam tamamen Türkmenlere ait bir din anlayışı idi. Türkmenler kendilerini tarihsel süreç içinde Arap asimilasyonunda korumak için kendilerine has bir İslam anlayışı geliştirdiler ve Araplardan ayrıştılar. İslam’ın Alevi yorumu tamamen Türkmenlere aittir.
1501 yılında kurulmuş, 1736 yılına dek varlığını devam ettirerek Azerbeycan, İran, Ermenistan, Irak, Afganistan, Türkmenistan’ı daha sonra Anadolu’daki Akkoyunlu devletini de içine alan SAFEVİ DEVLETİ Osmanlı padişahlarını korkutmuştur. Çünkü SAFEVİ devletini başında bir Azeri Türk vardır. Çok güzel Türkçe konuşmakta ve şiir yazmaktadır. Osmanlı yeni kurulan bu Türk devletinin bir gün altını oyacağı endişesini hep içinde taşımıştır.
Osmanlı sarayı bu süreçte Türkmenleri dışlayarak, sarayda devşirmeler egemen olmuştur. Bu durum saray devşirmesi ile Türkmenler arasında sürtüşmeye neden olmuştur.
Türkmen’e yüklenen ağır vergiler sonucunda Türkmenler Antalya’nın Tekeli bölgesinde, ŞAH KULU adlı, Şah İsmail hayranı, birisinin öncülüğünde ayaklanmıştır. Ayaklanma kısa sürede Anadolu’nun büyük bir alanına yayılmıştı. Bu süreçte Osmanlının saray veziri Hadım Ali Paşa (Balkan devşirmesidir) ,Ankara yakınlarında vurularak öldürülmüştür. Daha sonra Şah Kulu da vurularak öldürülmüştür.
Bu isyanda, isyancılar Kızıllaş Türkmenler olarak adlandırılmıştır. Yani Kızıl başlık ile Türkmenlik bir arada kullanılmıştır.
Daha sonra Yavuz Selimin diğer kardeşleri imha ederek padişah olmasından sonra Şah İsmail’in üzerine yürümesi ve Çaldıran faciasından sonra, Osmanlı sırtını Türkmenlere dönerek yönünü Araplara çevirmiştir.
Yavuzun Selim’in, Mısır’ı ele geçirmesinden sonra Arap kültürü olan hilafet anlayışı devlete egemen olmuş ve imamete sırt çevrilmiştir.