Son günlerde, en çok iki konu tartışılıyor. 1-Suriyeli göçmenler sorunu. 2-Fırat’ın doğusundaki PYD, sorunu.
Her iki sorunu yaratan da bugün bizi yöneten insanlardır. Bu sorunlar S 400 sorunu ile birleşince, kendi sorunumuz uluslararası sorunlara dönüştü. Böylece Türkiye dünyadan soyutlandı. Diplomasi dibe vurdu. Başta ABD ve AB olmak üzere bütün komşularla düşman olduk.
İsterseniz, önce göçmen sorunu ile başlayalım.
Göçmen sorunu nedir? Bu sorunlar başımıza kim bela etti?
Biraz bunları biraz konuşalım.
Göçmen sorunu Emperyalist batı ülkelerin ve onların uydu devletleri tarafında uzun süre üzerinde çalışmış planlı bir harekettir. Bu plana göre BOP, denilen proje işleyecekti ve Ortadoğu yeniden yapılandırılacaktı. Ortadoğu’da sınırlar yeniden çizilecekti. Ilımlı İslam denilen Arap İhvan hareketi bütün Ortadoğu’da tercih edilen rejim haline gelecekti. Olmadı. Türkiye bu konuda kandırıldı.
Peki, ne oldu?
Türkiye hiç düşünmeden bu projeye balıklama atladı ve emperyalistlerin o bölgedeki planlarına destek olundu. Kilis ve Hatay sınırımız bunlar için sonuna kadar açıldı.
Suriye’de iç savaş başlatıldı ve bu savaşta dünyanın en acımasız gaddar kelle kesen katillerden yeni örgütler türetildi.
IŞID açıktan kendisi gibi düşünmeyen herkesin kellesini kopardı ve yayınladı.
Davutoğlu, iki hafta içinde Şam’a varıp, rejimi devirip Emevi Camisinde namaz kılacağını söyledi, o da Olmadı
Arap milliyetçiliğinin sembolü olan BAAS rejimi yıkılacak ve yerine İHVAN denilen Ilımlı İslami örgüt gelecekti. O da olmadı.
Bu süreçte İsrail karşıtı olan, Libya, Suriye ve Irak devletleri ortadan kaldırıldı.
IŞID, EL NUSRA, TAHRİRİ ŞAM, ÖSO, AL- FARUK, AL TOHİD, AL –FATAH, AL İSLAM, AL ŞAM, Peygamberin Zürriyeti Bölükleri, El Asala A watanmiya benzeri onlarca terör örgütü kuruldu ve Suriye halkını içeride paramparça ederek çatışmalar başlatıldı. Milyonlarca insan öldü, gerisi göçe zorlandı.
Türkiye eğer emperyalistlerin isteğine uymasaydı ve kendi sınırında güvenliği sağlayabilseydi, belki Suriye halkı bu talihsiz savaşta ölmeyecekti, Suriye parçalanmayacaktı. Ülkemiz de göçmenler ülkesine dönüşmeyecekti. Fırat’ın doğusu sorunu şimdi olmayacaktı.
Türkiye, bu oyunda kandırıldı ve yalnızlaştırıldı. Türkiye bu emperyalist oyuna basit baktı ve Esat, gidecek, İhvan, gelecek dedi ve kucağında üç buçuk milyon göçmeni buldu.
Bu göçmen kitlesi Türkiye’nin başına bela oldu. Göçmenlerle ilgili kendilerine söz veren batılılar Türkiye’yi göçmenlerle baş başa bıraktılar.
Türkiye eğer akıllı ve halka dayalı bir yönetim tarafında yönetilmiş olsaydı ,bu iç savaşta taraf olmaz, rejim düşmanlarına kapılarını açmaz, bu savaşı engeller ve bugün bu ağır sorun ile karşı karşıya kalmazdı.
Gelelim ikinci sorun FIRATIN DOĞUSU sorununa.
Fırat’ın doğusuna PYD ve ABD ortak yönetimi var.
PYD yi doğuran tek unsur IŞID gibi bir acımasız örgütün varlığıdır.
IŞID bölgeyi ele geçirmek için Kürtlere saldırıya geçmeseydi PYD de olmazdı.
IŞID, Girdiği Kürt bölgelerindeki erkeklerin kafalarını kesti ve kadınlarını ise köle pazarlarında sattı. Bu süreç Suriye’nin kuzeyinde, Fırat’ın da doğusunda PYD nin doğmasına sebep oldu.
PYD, IŞID ile savaşan en başarılı örgüt unvanını aldı.
Daha sonra PYD batılılar tarafında desteklenince, bölgedeki dengeler değişti.
Şimdi burada soruyorum, Emevi Camisinde namaz kılma sevdanız olmasaydı:
a-PYD ve Fırat’ın doğusu diye bir sorunumuz olacak mıydı?
b-IŞID denilen bir örgüt yaratılmasaydı PYD gibi bir örgüt olacak mıydı?
c-BOP denilen bir projeye katkı sunmasaydınız, Fırat’ın doğusu diye bir sorunumuz olacak mıydı?
d-Mezhep politikaları uygulanmasaydı, Fırat’ın doğusu diye bir sorun olacak mıydı?
e-Suriye iç savaşında siz taraf olmasaydınız şimdi Türkiye’nin göçmen sorunu diye bir sorunu olur muydu?
f-Libya’daki iç savaşta sizin ne işiniz vardı?
g-Mısır’daki rejim çatışmasında sizin ne işiniz vardı.
Sözün kısası, YURTTA SULH, CİHANDA SULH ilkesi terk edilmemiş olsaydı, şimdi bu sorunlar yaşanacak mıydı?
Peki, bütün bu sorunları kim yarattı?
Bu sorunları yaratanlardan siz bir çözüm bekliyor musunuz?
