Ekonomi dediğiniz böyle dizayn edilir!
Son bir haftadır seri atışlardan başımızı kaldıramıyoruz!
Allahtan sigara içmiyorum ve bu zama “ Bena ne” diyerek geçtim ama diğerlerine ne diyeceğimi bilmiyorum.
Zam!
Ceza!
Vergi!
İşine gelirse böyle!
Bunları her iki kişiden birimiz istedik ve istemeyen diğeri de ceremesini çekiyor!
Hayatın kendisi böyledir!
Bir cinayeti işlemekle, izlemek aynı şeydir! Hata bana göre izleyen daha çok suçludur!
İşe oradan başlamadığınız sürece katili hiç bir zaman yakaladığınız söylenemez!
İçki ve sigara zamlarıyla neyi teşvik ettiklerini biliyorlardır herhalde!
Şimdi millet tabakadan tütün sarmaya başlayacak ve her türlü meyveden boğma rakı siparişlerine başladı bile!
Sonra kaçaktan içip ölünce bir de fetva yiyecek “ Murt gitti” diye!
Tabi öte tarafta adil yargılama varsa, murt gidene mi, gönderene mi fatura kesilir bilemem!
“ Mermi fiyatlarından haberin var mı?” diye söyleyene sormak gerekir!
Kazdağları bu ülkenin akciğerleridir; birileri rant uğruna söküyor, haberin var mı?
Sen milliyetçilik örtüsüyle oraya buraya parmak sallayıp, solcuları vatan haini ilan ediyorsun ya!
İşte o solcular oradan bir tek ağaç sökülmesin diye gövdesini siper ediyor!
Söyle bana şimdi kim vatan haini?
Ülkenin nefes borusunu tıkayanlar mı, yoksa oraya bir zerre toz kaçmasın diye mücadele edenler mi?
Nesim amcamın çobanı kendisine yapılan zulme “ Ne yapayım Allah’ın adaleti bu kadar, benim elime çobandeğneği, senin eline ağalık vermiş” diyeli yıllar oldu!
Evet!
Sizin elinize din ve milliyetçilik gibi tükenmez bir sermaye veren Tanrı’ya şükredin!
O alan sınırsızdır!
Koşturun atınızı!
Koşturuyorsunuz zaten!
******************
ADAM DOĞRUSUNU YAPMIŞ
Neymiş efendim “ CHP’li Belediye Başkanı oğlunu müdür olarak atamış!”
Ne yapacaktı?
“Oğlum git kahvede pişpirik mi oyna” diyecekti!
Baba makam mülk sahibi, oğlan boşta! Olacak iş mi?
Evde yengenin dırdırından adamın ne azap çekeceğini bilmiyor musunuz?
Malatyalı deyimiyle “ Belediye Başkanı olmuşsun ama şu çağaya bir iş bulamıyon ” diye başının etini yiyeceğini ve dahası adamı bir çok şeyden men edeceğini bilmeyenler atıp tutuyor işte!
Eee...
Ne oldu?
Adam apar topar çağayı tekrar görevden aldı!
Sanki memleketin sorunları çözüldü!
Yapmayın, etmeyin!
Şimdi bu kötü örnekten dolayı yol açıldı ya!
İster misiniz damatta kapıya konulsun!
İşte o zaman “ Yok, hani para, hani ekonomik dengeler” demeyeceksin!
Tam “ Stabil” bir dengeye oturmuşken ekonomiye çelme atmak budur işte!
Bana kalırsa CHP bilerek bu komployu kurdu!
Kendi Belediye Başkanları ile bunu kurguladılar!
Amaç, damatı yemek!
Şimdilik başarmış görünüyorlar!
Umarım damat bu tuzağa düşmez!
Gelelim işin diğer kısmına.
Bir üniversitemizin rektöründen tutun, çaycısına kadar hepsi bir arada üniversitede iş başındaydı!
Orayı beğenmeyen akrabalar ise, farklı şekilde memnun edilmişlerdir!
Tüm bunlar kültürümüzün bir parçasıdır!
Bizde, önce “ Emmi, dayı” gelir! Hatta “Dayın yoksa, bu iş olmaz” gibi bir garanti inanmışlığımız var!
Şimdi biraz daha çağ atladık! Dayı eskidi sanki!
Şimdi “Babanız yoksa ayvayı yedin” moduna geçtik!
Artık bir baban olsun da, ister kayın baba, isterse öz baba!
Ne fark eder?
Baba, babadır...
****************
BÜLBÜL SESİ
Kaç gündür şafak vakti gelip kapımızdaki Ardıç ağacının dalında ötüyor.
Böylesine güzel bir sese uyanmak tarifsiz bir haz.
İlginçtir bu köyde geçti çocukluğum ve ben hiç bir zaman böyle bir türe rastlamadım.
Onu görüp çekmek istiyorum ama nafile! Adeta sesi var kendisi yok.
Sık dalların arasında göremiyorum. Erkekli dişili oldukları kesin.
İki aynı sesin farklı rengine akıp gidiyorsunuz ve bizim bülbül nedense geveze değil; üç beş dakika ötüp sesi kesiliyor ve ben uçtuğunu da görmüyorum! İhtimal Ardıç ağacına yuva yapmıştır diye düşündüm. Lakin onu rahatsız ederim diye ağacı kontrol etmedim. Ben her sabah beni uyandıran sesine razıyım. Yeter ki terk etmesin buraları.
Bu sabah Ası pınara giderken yolumuzun üstünde kalabalık bir keklik sürüsü gördük. Anası ve yavrularını sayabildik; tamı tamına yirmi altı adet ve iyice de büyümüşler. Sonra kanat kırıp karşı yamaçtan dağın eteğine süzüldüler.
Geçenlerde aynı yerin biraz ilerisinde dağ keçilerini görmüştük. Kısacası orman ve Ardıç’lar büyüyünce onlarda terk ettikleri vatanlarına dönmüşler!
Bu sene çok farklı çeşidi görme şansım oldu. Kelebekler, kuşlar, dağ keçileri, körüklü kertenkele ve zehirli zehirsiz yılan çeşitleri!
Ormana ve köyüme can gelmiş. Şimdi bir başka seviyorum bu sessiz ve sakin köyü.