Ne zaman bir sıra dışı gelişme olursa “İdam isterük!” diye ortalığa düşer, ortam sakinleşince de herkes gibi söyleyenlerde kabuğuna çekilir ve susarlar!
Şunu başta belirteyim; idam en büyük insanlık suçudur! Hele bunu devletler yapıyorsa, bir nevi kan gütme ve intikam alma yetersizliğidir!
Geçmişte bu ülkede buna benzer uygulamalar yapıldı. Ancak hiç birinde toplum vicdanı bu kan alma paranoyasına razı gelmedi!
Şimdi kadın öldürenlere idam isteniyor!
Diyelim ki böyle bir yasa çıktı. Siz bundan dolayı katillerin idam edileceğini mi zannediyorsunuz?
Hayır asla!
Bundan dolayı hiç bir erkeği idam etmezler!
Ağır tahrik ve benzeri hafifleticileri devreye koyar, bırakın idamı, bir kaç yılla ödüllendirir tekrar aramıza salarlar!
Ama tersi durumda; bir kadının son çare olarak öldürdüğü erkeğe hepimiz “ Vay be!” diyerek
Kafadan suçlu ilan eder ve ipi boynuna geçiririz!
Aslında böyle bir düşünce kadın idam etme düşüncesidir!
Söve döve bitiremediğimiz ve bir de kafalarına kurşun sıktığımız kadınlar; sanırım bir de ipin ucundaki halinizi görmek istiyoruz!
Erkeğiz ya!
********************
KADIN CİNAYETLERİ
Aslında günü birlik yaşadığımız ve ortalamada günde beş kadının doğrandığı bir ülkeyiz!
Tüm bu cinayetler gazetelerin arka sayfalarında ve görünmeyecek bir yere konur!
Öyle ya reklam alanını kapatıp, gazeteyi gelirden etmek var! O nedenle dostlar pazarda görsün misali üç beş cümle yeter de artar bile!
Bakın peşin söyleyeyim siz bu ülkede hiç bir zaman kadın cinayetlerini önleyemezsiniz! Hata gittikçe daha çok artacaktır!
Yok efendim idammış falan!
Yahu kadını öldürdükten sonra assan ne olacak?
Ya da katili ateşe atsan ne değişecek?
Çünkü o katili o hale sen getirdin!
Söylemlerinle!
Erkeği kutsayan ayrıcalıkla!
Eğitim sisteminle!
Dahası hurafe din anlayışıyla!
İşte bunların toplamı bize kadın cinayetleri olarak dönüyor!
Sadece kadın cinayetleri mi?
Hayır!
Taciz, tecavüz ve daha nice iğrençliklerin temelinde şu yukarıda saydıklarım var!
Küçük yaşta evlenmesine cevaz verdiğin kız çocuklarını kim öldürüyor?
Sen!
Berdel ve istenmeyenle kim evlendiriyor?
Sen!
Şimdi çıkmış bağırıp çağırıyorsun “ Yapanı asarım” diye!
Sen önce şu eğitim sistemini çağdaş medeniyet düzeyine çıkar!
Sonra çocuklar konuşmaya başlayınca, kız çocuklarının da insan olduğunu yavaş yavaş belleklere yerleştir!
Okulda, arabada karşı cinsle yan yana oturmanın gayet doğal olduğunu öğret!
Daha söylenecek çok şey var!
Bunları yaparsan kimseyi asmak gibi bir zahmete de katlanmazsın!
Mesela Küba denilen bir ülke var!
Orada sendeki bu olumsuzlukların hiç biri yok!
Üstelik bunların dini inançları da yok!
Şimdi sorsan Cübbeli Ahmet’e “ Abavvv öyle deme, küllü kâfir olursun” der!
Ne bileyim işte!
Belki de Küba’nın Cübbeli Ahmet’leri yoktur diye orada kadınlar öldürülmüyor!
Ha!
Yanlış mı düşünüyorum?
******************
Ufak tefek hepimizin başvurduğu bir durumdur! Hata zararsız olanlarına bir de şirinlik payesi verilmiştir “ Pembe yalan” diye!
Yine de ne olursa olsun gariban söyleyince “ Yalancı” olur!
Büyüğünü daha büyüğünü söyleyenlere ise inanır ve yalanını alkışlarız! Bunu kimi siyasetçiler tüm doğru söylemlerin önüne koymuşlardır ve adeta bir yalan makinesine dönmüşlerdir!
İnanırız!
İnandırmışlardır!
Çünkü işin büyüğü her zaman cezp edicidir!
Tavuk çalınca hırsız olursunuz; ama banka ve kuyumcu soyunca “ Soyguncu, ya da eylemci” gibi unvanları alırsınız ki, herkes size gıptayla bakar!
Bir de büyük yalanlara anında inanırız ve artık söyleyene bırakmaz biz onu elden ele daha da büyütürüz!
Bizim köyde çeşit yılanlar vardır. Çok büyük yılan görme anlatımları neredeyse günlüktür!
Geçenlerde bahçeye inerken gerçekten büyük bir yılanla burun buruna geldim!
Hay söylemez olaydım; neden öldürmedim diye neredeyse beni öldüreceklerdi!
Tabi baktım ki benim yılan kısa sürede ejderha olmuş ve ben de inandım gördüğüm yılanın bir ejderha olduğuna!
Neyse ki imdada Asıpınar da bir çoban yetişti!
Bir yılanın koyunlarından birini yuttuğunu ve elinde tüfek olduğu halde vurmaya cesaret edemediğini ve çobanın iki gündür şokta olup, dilinin tutulduğunu...
Sonra jandarma ve milli parklara haber verildiğini söylediler!
Yetkililer gidip çobanı konuşturacak ama adamın dili tutulmuş sağlıklı bilgi alamıyorlar!
Sonra tarif edilen mevkide bir yılan arama operasyonu ama yok!
Oturduğumuz kalabalıkta sanki yılan uzmanıymışım gibi herkes bana döndü!
Anlattım!
“Bu tür yılanlar yılda bir uyudukları yerden çıkar ve tek seferde koyun, kuzu, insan ne rast gelirse yer ve tekrar yuvalarına çekilirler, taki bir sonraki seneye acıkıncaya kadar!
İnandılar!
Benim gördüğüm yılan şimdi kürdan kaldı ve kimse lafını bile etmiyor!
Varsa yoksa Ası pınarın koyun yutan yılanı!
Şimdi bakıyorum da çok büyüyen ekonomimizin dolar karşısında durmadan yalpaladığı ve habire hazımsızlık geçirdiğini!
Biri çıkar derse ki “ Bizim ekonomi, Amerikan merkez bankasını yutu ve bu sancı ondandır”
Derse Vallahi ilk ben inanırım!
Çünkü az gelişmişlik öyledir!