Bana kalırsa bütün ülkeler kendini feshedip bir tek bayrak altında toplanmalı ve bunun ardına da “Dünya” demeliler!
Sonra herhangi bir seçime gerek kalmadan bu “Dünya” denilen yapının başına Putin’ i getirmeliler! İnanıyorum ki, zekâsıyla bizi daha birçok yıldıza, galaksiye taşıyacaktır!
Adam sanki Tanrı’lar tarafından özel olarak yetiştirilmiş gibi!
Çekirdekten ve kusursuz olarak eğitilip “ Haydi artık top sende” denilen bu adam, SSCB dağılınca bir sürü beceriksizden sonra ipleri eline alıp, yeniden dünyanın süper gücü olmayı başardı!
Şu anda dünyayı ve özelliklede Orta Doğuyu parmaklarında oynatıyor!
Esad gibi bir adamı timsahın dişleri arasında alıp hayata döndüren odur!
Bizim Ahmet abdest alıp Emevi camisinde namaz kılmaya hazırlanırken, bir de gürültü olsun diye Rus uçağı düşürdüğünü göğsünü gere gere söylüyordu!
Putin bu duruma sustu!
Biz bu suskunluğu korktuğuna yorduk ve gürledikçe gürledik!
Oysa Putinin derdi başkaydı! Diş biletmekten çok, nasıl diş sökerim diye ince hesaplara girdi!
Sonra ağzımızın içine baktı ki oradaki boşluğa Amerikan S-35 leri girdi girecek!
Hemen okşama mesajlarına geçerek o boşluğa tereyağından kıl çeker gibi S-400 leri yerleştirdi!
Bir uçak ve bir subayı gitmişti! Olsun zaten ecelli dünyada bir gün ölecektin; madem böyle bir ölüm kapıya düşmüş, ranta çevirmenin yolu gerekiyordu! O da öyle yaptı!
Sonra rahat durmadık ve birde Elçilik görevlisini vurmadık mı?
O buz gibi Putin yine sustu!
Ayağına gidip durumu izah etmeye çalıştık!
O sadece dinliyor gibi yaptı ve asıl yapması gerekenlerin kurgusunu kafasında şekillendirmekle meşguldü!
Onu da başardı!
Bir taşla, birçok kuş!
Trump gibi gövdesiyle değil aklı ile hareket etti!
Şimdi otuz iki dişimizin kalan yerlerini de doldurmaya çalışıyor!
Yakamızdan tutmuş, Amerika’nın elinden çekiştiriyor!
En kötü ihtimal gömlekten bir parça elinde kalacak!
Diğer parça yama tutar mı, tutmaz mı bilmem!
Bildiğim tek şey bu kadar bollukta kimsenin bir yama masrafına girmeyeceği!
Putin akıllı adamdır!
****************
ESKİ DEFTERLER
Genelde tozlu olurlar!
Kimi zaman içi kokar ve yazılar biri birine girer!
Oysa yan yana olan sözcükler birbirini tamamlamış, tümceye dönüşmüştür!
Ne var ki, zaman akınca kimi sözcükler mızıkçılık yapıp tümcenin huzurunu bozunca,bu defter içten içe huzursuz olur!
Tabi burada defterin bekası önemlidir! Birileri hırsından defteri parçalayabilir ve tüm sözcükler tümceden kopup sağa sola savrulabilir!
O zaman gel de toparla!
Eski defterleri ben de karıştırayım dedim!
Baktım ki mahalledeki bakkalın kızına yazdıklarım var!
Henüz orta okuldayım ama, gönül bu yaş dinlememiş!
Genelde hava durumunu sormuşum!
Belli ki o da beni seviyor olacak ki, “ ulan geri zekâlı, aynı mahalledeyiz havanın nasıl olduğunu bilmiyor musun?” dememiş!
Sonra mektupları bağlarken çok temkinli davranmışım. “ Seni öperim” kısmını üç nokta ile geçiştirmişim!
Çünkü yakalanması durumunda karnıma kaç kurşun yiyeceğimi tahmin etmişim demek ki!
Bu kızın adı “ Nil” di.İlk şiirimi de ona yazmıştım! “ Nehirler için de nile akar saçların”
diye!
Hakikaten beline inen kıvrımlı saçları bir nehrin dalgaları gibiydi!
Neyseki odun ardiyesinde buluşacakken yakalandık abisine!
Gerisi malum!
Evet!
Eski defterler dedik!
Ben de diyorum “ Sakın açma Ahmet bey!”
En çok sen altında kalırsın!
Elde “ FETÖ “ gibi güçlü bir argüman varken; ne bileyim yan iki koğuşta biri birimize seslenebiliriz!
Çünkü sen o zaman Başbakandın ve ne kadar ateşli konuşmaların vardı biliyor musun?
Bence sözcüklerin seni vurabilir; hem de on ikiden!
***************
KUŞLAR AYIBETMİŞ
İzmir’in dağları cayır cayır yanıyor!
Önceden bir müdahale planın olmadığı için seyredip terini silmekle yetiniyorsun!
Sonra birileri çıkıp diyor ki “ Yeterli uçak vardı ama müdahale edilmedi!”
Derken bir diğeri ve asıl sorumlu olan “ Uçaklar bakımsızdı ve yağ akıtmak gibi bir motor sorunları vardı” diyerek ne kadar sorumlu bir makamca yönetildiğimizin izahını kısaca özetliyor!
Duymadım ama aynı kişinin “ Kimi uçak motorlarına kuşlar yuva yapmış” dediğini de söylediler!
Düşünün iki kumru kuşu yan yana ve yeni bir yuva arayışındalar!
Birden gözleri hangarlardaki başıboş uçaklara takılıyor; kuşlardan biri Arşimet gibi “ Buldum, buldum” diyerek hızla motora dalıyor ve diğeri ardından onu takip ederek yeni mekâna kapağı atıyor!
Sonra çel çöp, ne varsa toplayıp yuvayı oturur hale getiriyorlar!
Önce yumurta bırakıyorlar, sonra üstüne yatıp bekliyorlar!
Aksilik bu ya orman yangını çıkıyor! Dişi endişeli “ Ya bizi buradan atıp, uçağı kaldırırlarsa” diye!
Erkek olanı dünya yansa umurunda olmayan tavırla “ Ya aşkitom, tasalanma; ben bu mahallenin kuşuyum ve ben beni bildim bileli bu uçaklar havalanmadı. Rahat ol, şimdi de öyle olacak!” Evet öyle oldu!
Yangına müdahale edecek uçağın var ama onu kullanacak akıl ve ferasetin yok!
Biri iktidar, biri muhalefet didişip dururken, koca İzmir’in yeşili, doğası kül oldu!
Görev ihmali olanların kılı kıpırdamıyor ve üstelik gözümüzün içine bakarak pişkince sorumsuzluklarının bedelini bize yüklemeye çalışıyorlar!
Eğer uygar bir ülkede olsa diyeceğim ama...
Kıyaslama yanlış olacak!
Biz de yok işte!
Ne insan, ne de insan hakları!
Hepsi arızaya düşmüş yağ akıtıyor ve biz attığımız her adımda bunların akıttığına basıp düşüyoruz!
Bir ülke düşünün seçilmişleri yerinden edilip yerine Kayyım atansın ve bunu yapan Bakan çıkıp buna” Demokrasinin gereğidir!” desin!
Eskiden hep derlerdi “ Türkiye’yi başkaları yönetiyor” diye!
Onu bunu bilmem ama bizim yönetmediğimiz kesin!
Çünkü bir ülkeye ancak bu kadar düşman olunur; bu kadar zarar verici uygulamalara imza atılır!
Sonra Ahmet abi çıkar der ki “ Bu anti demokratik uygulamadan vazgeçin!”
Ahmet abi vatan hainidir; sözünü derhal geri alsın!
