ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

Bir varmış bir yokmuş. Evvel zaman içerisinde kalbur saman içerisinde iken bir Veloş birde onun yavru kuşu Enoş var imiş.

Veloş babadan kalma servet ile her yerde her dalda uçup göçerken zavallı Enoş sadece ve sadece para babası hangar ağası Veloşun arkasın da giden ve onun her dediğine emme basma tulumba gibi kafasını sallayan sübyan bir adam kırıntısı olarak etrafında dolaşıp dururmuş.

Gel zaman git zaman Veloş bir saraya girmeye talip olmuş. Ancaak ilk zaman kendisine yardımcı adam gerekirmiş. Önce bedeni büyük aklı minnacık bir yaratık bulmuş onunla saraya doğru girmiş ancak onun hal ve endamından kuşku duymaya başlayınca birden ani de geri vites yaparak onun yerine kendisine daha sadık olan Enoşu getirmiş ve uzun zamandır onu her türlü kullanmaya devam etmiş.

Bu arada saraya giren ve yerleşen Veloş yaptığı bir sürü ayak oyunları ve şovlarla sarayın sorumlusu olan kral ve avenesi ile arayı dizmiş hatta bir müddet sonra onların arasına girmeyi bile başarmış.

Saraya girmek için her dört yılda bir değişim gerekli imiş.

Geçen bu dört yılın sonunda işte o zaman gelmiş çatmış.

Saraya bir şekilde alavere dalavere ile giren Veloş sarayın dışında ki özellikle bulunduğu daha önceleri yaşadığı eyalette hiçbir dostu kalmadığı için yine ve yeni ayak oyunları şam şeytanlıkları düşünerek saraya girmenin yollarını armaya başlamış.

Eh Enoş ve Enoş gib düşünen yan ve yandaşları zaten eyalette suyun başında duruyorlar. Daha doğrusu onları oraya bırakmış ve hiçbir şekilde oradan ayrılmamaları için de sarayda ki lejyonerlerle sıkı pazarlıklar yapmış onları da ikna ederek bekleme de bırakmış.

Kendi eyaletine dönen ve sözüm ona halkına danışarak onlardan icazet alarak saraya gitmesi gerekirken yine sarayda allem etmiş kulem etmiş burada ki belirlemeyi kendisine uygun hale getirmiş ve öyle sözde teamüle girecekmiş.

Halbuki yaşadığı eyaletin büyük çoğunluğu saraylara yıllarca hizmet etmiş emek çekmiş bedeller ödemiş bütün insanlar bizde varız demek için kadının huzurunda ve denetiminde taşa da olsa yazılı olan her insanın katılımı ile belirleyelim demişler. Böyle bir seçimde kim çok fazla desteklenirse öyle bir sıralama yapalım demişler.  Ancak Veloş eyalette evet peki derken büyük sarayda el altında hayır demiş dedirtmiş ve sadece eyaletteki saray yöneticileri yani Veloşun tutması Enoşun nezaretinde bir yoklama yapılmasına karar çıkartmış.

Bu karar da yetmemiş aylar önceden yazılı çizili ne kadar saray sevdalısı olan ancak Veloşu desteklemeyen vatandaş var ise hepsine birer çizgi çekilmiş silinmiş ve yerlerine yeniden Veloş Enoş ve arkadaşlarının tanıdığı anası babası kardeşi yeğeni dayısı dayısı kızı oğlu halası ya da kzıı oğlu velhasıl ne kadar hısım akraba eş dost varsa saraylı olsun olmasın yeter ki kendisini desteklesin herkesi yazmışlar.

Sarayda bir liste asmışlar adı var soy adı var başka bir ibare yok kimdir kimin oğludur kimin nesidir kimin fesidir belli değil.

Aslında oraya bir liste asılmış ancak sarayın bütün evrak araç gereçleri Veloşun yan da ki baba ocağında. Orada herkes her destekçi kendini buluyor bulamayanlarda bulduruluyor. Yani birileri çiziliyor birileri yazılıyor birileri gidiyor bazıları geliyor kısaca falan da filan

Bu gidişle bir kez daha saraylı olmak için birinci sıraya girer girecek ancak büyük oylama da halkın desteğini alarak saraya gidebilecek mi benim şahsen şüphelerim var. Saraya gitmemesi için o zamanın Matbuatı ile uğraşan yazarları çizerleri hep karşı olmuşlar karşı olmaya devam etmişler.

Bir zamanlar oğlan kırkı olan sonra ne idüğü belli olmayan bu yapı son şekli ile sarayın dengesini gidişatını hatta ahlakını bozmuşlardır. Sarayda ki her fert açıktan da gizlicede bu yapıdan şikayetlerini her yerde her mekanda dile getirmişler herkese anlatmışlar.

Bütün bunlara rağmen bu para babası daha doğrusu babasının cücükçülükte kazandığı paralarla baba pozlarına giren bu daldan dala uçan yanında ki başta Enoş olmak üzere birkaç tane alkol müptelası olan zavallılarla birlikte her gün kolilerle küplerle alkol tüketerek bu saraya da bu halka da bu eyalete de haddinden çok fazla zarar vermektedir   bu bir.

İkinci olarak ta bu ülkede yeni saraylar yeni krallıklar olmuş oluşmuş.

Diktatörlüklerin en alası memlekette at koşturmaya başlamış. Zevki sefa sürmeye başlamış

 Altın tabaklarda bardaklarda sofraların kurulduğu köşklerde yaşayanlar böyle ufak tefek sonradan yetme sonra dan olma ne krallıklara ne krallara hayat hakkı tanımazlar.

 Bir saniyede bir rüzgar ile yer ile yeksan ederler.  Ki onların krallaşmasına zaten şimdi krallaşmak isteyen zavallılar yol açmışlar. tabir caizse çoban olamaz dedikleri zatı muhteremi ülke sorumluluğunun en üstü yapmışlar. Zaten yok birbirlerinde farkları bir diğeri diyor ki ben Osmanlı kralıyım diğeri köhnemiş karartılmış içi boşaltılmış Cumhuriyetten dem vuruyorlar mış.

Tabii Veloş ile Enoş bu kadarını buraya kadarını ne bilirler ne de bilmek isterler. Onlar için varsa yoksa saraya girmek ancak sarayın yönetimi krallık padişahlıkmış kim kral kim padişahmış hiç fark etmez etmiyormuş. Çünkü her dönemde her sistemde bukalemun gibi değişerek dönüşerek uymayı çok iyi becerirlermiş.

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.