Cumhuriyet Halk Partisinin her gün biraz daha aşınan ilkeleri son sıralarda daha da aşınıyor..
Bir kaç defa yazdım.
Bir daha yazayım.
CHP yöneticilerinin büyük bir çoğunluğunun, Partinin iktidar olup kamu hizmetinden uzaklaştırılmış toplumun yarasını sarmaktan , ülkeyi sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel olarak 21. ci yüz yılın koşularına uygun düzeye getirmekten , yurttaşlar arasında her alanda eşitlik sağlamaktan çok, kendi ikballerini sağlama almaya, korumaya çalıştığını görüyoruz..
Parti, tüm yurttaşların hak ve hukukunu sağlayan, koruyan bir siyasal kurum olmaktan arındırılmış, bir kaç kişiye milletvekili, bir kaç kişiye belediye başkanlığı, bir kaç kişiye Belediye meclis üyeliği imtiyazı veren kumpanya haline dönüştürülmüştür..
Bu imtiyazı sürdürmek, daha büyük imtiyazlara sahip olmak için de özünde sağcılığı barındıranların, iğrenç yağcılık huylarını toplantı salonlarına taşıdıklarını izliyoruz
CHP nin genlerinde demokrasinin varlığını yadsıyamayız.
Çoğu zaman var olan demokratik varlık, kurallar ve Tüzük hükmü haline getirilmiştir.
Ne var ki Amerika'da, Avrupa'da hangi alanda ve ne amaçla eğitildikleri tam olarak bilinmeyen bazı "türedi siyasetçiler" Partinin demokratik kurumsallaşmasını henüz içlerine sindirememişler.
15.09.2019 cuma günü sözünü ettiğim kurumsallaşmalardan biri olan, Ankara İl Danışma Kurulu toplantısı vardı.
Toplantı CHP Genel Merkez salonunda yapılıyordu.
Katılım istenilen düzeyde değildi.
Çankaya, Yeni Mahalle, Elmadağ Belediye Başkanları katılımcılar arasındaydı.
CHP li leştirilmeye çalışılan ABB Başkanı Mansur Yavaş yoktu.
İl Başkanı başarılı bir sunum yaptı.
Etimesgut ilçe Başkanı dersini iyi çalışmış olacak ki çok akla yatkın seslenişte bulundu.
Taş delengillerden Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen,
CHP tarihini sorguladı.
Salon o konuşmayla sarsıldı.
Taş delengillerden Amerika'da eğitilmiş Çankaya Belediye Başkanı Alper Taş delen, "Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na yağcılık yapayım" diye düşünürken parti suçu işledi.
Nasıl parti suçu işledi?
"Kemal Kılıçdaroğlu Genel Başkan oluncaya kadar
CHP vesayetçi bir partiydi"
"CHP 28 Şubatçıydı"
"CHP E Muhtıracıydı"
"CHP 367 linkçiydi" demekle,
Kullanılan dil, tam AKP dilidir.
Taşınan mantık, AKP mantığıdır.
Taş delengillerden Alper Taş delenin mantık ve dilinden anlaşılan, CHP nin vesayetcilik süreci: M.Kemal, İ. İnönü, Babasını Ankara Belediye Başkan adayı yaptırmak için kapısında titrediği Bülent Ecevit ve sonraki bütün genel başkanları, yöneticileri kapsıyor.
Deniz Baykal, zaten tüm suçların organizatörüdür, (!).
ABD eğitimli Taşdelengillerden Alper'in, psikolojisi bozulmamış ise, ettiği lakırdıları iradesiyle söylemiş oldu ise; Ne yapmak istiyor?
Birilerine yağcılık mı?
"E Muhtıracılık ve 367 lik günahı ", sürecinde, vıcık vıcık yağlamaya çalıştığı Kemal Kılıçdaroğlu'nun da Gurup Başkanvekili olduğunun hesabını yapamadı galiba?.
Taş delengillerden Alper Taş delen O konuşmayı "Aslan Yüreği" ile yaptı.
Fakat konuşmasına karşı oluşan tepkileri dinleyemedi.
Çünkü
Aslan yürek, yerini "fare yüreği" ne bırakmıştı.
Salondan kaçtı.
Konuşmacılar da "zehir zemberek" konuştular.
Ben Taş delengillerin "Sağcı" olduğunu, Ankara'yı Melih Amcaya sattıklarını biliyordum. Ama bir türlü anlatamadım.
Lakin
Yağcılığın sağcılıktan beter illet olduğunu bir kere daha anladım.
CHP Ciddi ve demokrasiyi özümsemiş bir parti olduğunu kanıtlamak için Küstahlığa varan konuşmalar yapan, "Amerikan eğitimli" bebeleri cezalandırmalıdır.