Hukuksuzluk genel bir afet gibidir; onun olmadığı yerde kimse kendisini güvende hissedemez; “ben bu ülkenin eşit vatandaşıyım” veya “ben bir şey yapmadım ki” bile diyemez...
İşte birçok FETÖ den tutukluların ceza evinde birilerine yazdığı mektupları ne yazık ki bu gerçeği bir kez daha teyit ediyor.
Hüzünlenmemek ve vicdanen sarsılmamak elden değil...
Tabii ki Nazlı Ilıcak kadar bile şanslı olamayan binlerce mağduru düşünmemek de...
Zira “hukuk”, bu ülkede kamuoyunun vicdanını rahatlatmak bir yana, kanatıyor.
Ne demişti Haşim Kılıç: “Yargı siyasi öfkenin silahı olarak kullanılıyor.”
***************
Bir yandan refahlık bir yandan sefalet
Şu an itibariyle Cumhurbaşkanı Erdoğan BM’de konuşuyor ve aynen şöyle diyor:
“Dünyanın bir yanı yüksek refah seviyesi, lüksle hayatını sürdürürken diğer tarafta açlığın, sefaletin, cehaletin kol gezmesi kabul edilemez.”
Peki, Sayın Cumhurbaşkanının kendi ülkesinde durum ne?
Biraz da ona bakalım:
I. Veri:
TÜİK'in son yayımladığı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması Sonuçları'na göre en yoksul iller;
1-Bitlis
2-Muş
3-Van
4-Şırnak
5- Batman
6-Mardin
7- Şanlıurfa
8- Diyarbakır
II. Veri:
Aylık geliri 852 liranın altına düştüğü için devlet desteğine muhtaç hale gelen, yani ‘Yeşil Kart’a muhtaç kişi sayısı 8 milyon 628 bine ulaşmış…
III. Veri:
Saray’ın mutfak masrafı 2018 yılında bir önceki yıla göre yüzde 160 artarak 428 milyon liraya yükselmiş…
Gerisini saymaya gerek var mı?