DİNİME KÜFREDEN MÜSLÜMAN OLSA…
Bu başlık aslında çok anlamlı ve içerikli bir söz. Belki Anlayanlar olur da kendisini düzene sokar en azında bu yaştan sonra adam gibi adam olur yağı yağcılığı ve akçeli işleri bırakır işine gücüne bakar diye düşünüyorum.
Yoksa Müslümanlık Dünya da en değerli ve kutsal dinlerden birisidir. Hâşâ tabii ki Gerçekçi dinimize gerçek Müslümanlığa gerçekten inanan Allah la kendisi arasında olan vazifelerini görevlerini kendi dünyası içerisinde hiçbir gösterişe teşhire mahal vermeden yerine getiren dindar Müslümanlara hiç kimse küfür edemez ettirmeyiz.
Gazeteci olmak belki şu anda Türkiye şartlarında kolay gibi görünse de, aslında öz olarak gerçekten haberde objektif yorumda serbestîlik ilkesi ile hareket etmektir.
Çalmadan çırpmadan kalemini ekranını mikrofonunu satmadan doğru düzgün ve halkın haber alma özgürlüğüne hizmet etmek bu görevi yapmak bana göre kutsal sayılabilinecek bir meslek ve bu saygı değer mesleğe leke düşürmemek gerek.
Ancak bütün kurum ve kuruluşlarda olduğu gibi kokuşmuşluk ne yazık ki bu mesleğe de bulaşmış ancak içlerinde doğru düzgün gerçekten gazetecilik yapan arkadaşlarımı tenzih ederek diyorum ki gelin bu mesleğe daha fazla leke sürmeyelim işimizi hakkı ile gereği gibi yapalım.
Son günler de iki çok önemli konu ya da gündem oluşturan haberler üzerinde birileri yazılar yazarak yine bir yerlere birilerine çelme takmaya düşürmeden de hesaplar yapmaya çalışmakta olduğu gözlemlenmektedir.
Birinci olay Bu arkadaş CHP genel başkan yardımcısı ve Malatya milletvekili Veli Ağbaba ya laf atarak başlamış ahkâm kesmeye.
Veli ağbaba birkaç gün önce TBMM de yaptığı hararetli konuşmada bir takım iddialarda bulunarak ve bu iddialarını sıraladıktan sonra bu iddialarının yapılmasında katkıları olanların “ Allah belasını versin “ diyerek te sözlerini bağladı. Bütün bunlar TBMM kürsüsünde gelişti hani orası o kürsü dokunulmazdı ya .. Neyse
Bu iddiaları doğrudur yanlıştır bu iddiaların muhatabı direk AKP dir. Peki, sen kimsin sana ne battı be meslektaşım sen gazeteci misin tetikçi misin nesin. Tetik çekmek kolay da hedef belirlemek çok zor yanlış hedef seçtin burada sana senin gibilerine ekmek çıkmaz. Onu da peşin belirteyim
Bu gazeteci! sözde sosyal medyada gezinirken kendisini “ CESUR YÜREK “ olarak tarif eden Veli ağbabanın ateşli konuşmasına denk gelmiş ve o hararetli konuşmayı dinledikten sonra işi getirip FETÖ denilen dinci faşistin beddua seansı gözlerinin önüne gelmiş miş ve diyor ki “PENSİLVANYADA Kİ ŞARLATAN GELDİ BİR AN GÖZÜMÜN ÖNÜNE !...” Demek ki bu şarlatan senin gözünün önünde hiç eksik olmuyor öylemi? Sözlerinde bu anlaşılıyor
Ağbabaya hitaben de diyor ki “ kaçak otel yapanında Allah belasını versin “ demesini beklemiş.
Evet, kaçak otel yapıldı da bu ülkede bazıları 17 yıldır deveyi hamutu ile götürdü götürüyorlar.
Hiç uzağa gitmeye gerek yok on bin tane yolsuzluk hırsızlık sayarız da en son bomba İstanbul da haydar paşa ve sirkeci gar ihalesi ortada. Baldırı çıplak belediye bankamatik çalışanına tarih teslim ediliyor bunları görmüyor o otel görünüyor pes yani bu kadarına da
Başa dönecek olursak Şimdi bu şahsın bu yorumunda ne çıkarıyorsunuz? bilmiyorum ancak bana göre bu arkadaş her dua beddua lar dan sonra FETÖ yu hatırlıyorsa demek ki bu işin içerisinde başka bir iş var.
Benim rahmetli dedem ve babam der di ki bir adamdan çok bahsediyor onu her an anıyor ve konuşuyorsan ya o adamdan çok korkuyorsun ya da çok seviyorsun.
Şimdi ben de ortaya soruyorum bu arkadaş bunlardan bu kategorilerden hangisine giriyor acaba.
Onu dini lider olarak kabul edip korkuyor mu yoksa seviyor mu? Her dua ve bedduadan sonra ilk aklına FETO geldiğine göre bunu herkes lütfen düşünsün bakalım. Ortaya ne çıkaracaksınız?
Ben kısaca dinime söven Müslüman olsa diyorum..
Ben kimsenin avukatı değilim Veli Ağbaba kendisini savunacak güçte ve bilgiye sahip. Ancak ben her ne kadar zaman zaman eleştirsem vursam da başka kurtlara kuşlara da yem etmem ettirmem ne olursa olsun bir arada olmuşuz yan yana durduğumuz iyi günlerimiz de çok olmuştur annesi babasını anne baba gibi bilmişiz benim de kendisinin üzerinde siyasi emeğim vardır.
Muhtar haksız mı?
Aynı isminin önüne gazeteci kelimesini ekleyen vatandaş bu kez de Yeşil tepe de Hoca Ahmet Yasevi Mahallesi muhtarı Orhan Ünalırı diline dolamış
Muhtar mahalle halkının talep ve istekleri doğrultusunda mahallesinin sorunlarını Büyükşehir belediye başkanına anlatmaya çalışırken ne gibi zorluklar çektiğini anlatıyor.
Bu anlamda sesini daha da çok duyurabilmek mahallesine hizmet getirebilmek için davet edildiği daha doğrusu tüm Muhtarların davet edildiği yemekte başkana seslenerek derdini anlatmak istediğini ancak kendisine üç aydır ulaşamadığını açıkça haykırıyor.
Bu ses de tam cevaplanmayınca kendisine göre bütün bu haksız hukuksuz olayları gelişmeleri protesto etmek için de yemeği boykot ettiğini yemeyeceğini belirterek çıktığını ve basından bazı meslektaşlarımıza bu olup bitenleri anlatıyor ve yapılan röportajda Büyük şehir belediye başkanı Selahattin Gürkanı çok sert dille eleştiriyor.
O da mahallesinde seçilmiş o mahalle halkına hizmet etmek onların yaşamlarını kolaylaştırmak için o görevdedir görevini yapmaya çalışmaktadır.
BU vatandaş muhtarın bu haklı çabasını tii ye alarak muhtarı hiç anlamsız bir tavırla eleştiriyor. Bu eleştiride ki amaç bir yerlere mesaj vermektir. O yer mesajı aldı mı almadı mı bilmem. Alındıysa nasıl bir cevap verildi torba boş mu dolu mu onları bilmem ama ortada bir emeğe saygısızlık var, hizmete karşı bir duruş var..
Birde kendi duruşuna bakmadan muhtara nasihatler yapıyor Doğal olarak ta diyoruz ki Dinimize küfreden bari Müslüman olsa ……
*******************
Cumhuriyet bayramınız kutlu olsun
İşte bu nedenle bu tür zihniyetlerle bu gün bu Türkiye oluştu. Gemisini kurtaran kaptan, bana değmeyen yılan bin yaşasın vs vs
Herkes hele hele de yaşlılar bütün konuşmalarında eski iyi idi. Eskide insanlık vardı kişilik kimlik vardı. Sevgi saygı vardı.
Şimdi bakıyoruz bunların hiç biri kalmadığı gibi her geçen gün bu toplum yozlaşıyor yobazlaşıyor yağcı yalaka eğitimsiz Araplaştırılmak üzere olan bir toplum oluşturulmaktadır. Gelişmeler gösteriyor ki ekonomik ve siyasi anlamda kötü günler yaşıyoruz ancak sosyal yönde de daha kötü günleri kötü düşünen art niyetli kap kaç cı hırsız soyguncular içerisinde yaşın yanında kurunun da yandığı süreci yaşıyoruz.
Bu gün 29 Ekim CUMHURİYET bayramı. Herkesin bayramını kutluyorum. Demokratik Cumhuriyet bağımsızlıktır demokrasidir barıştır eşit yurttaşlıktır.
Bu cumhuriyeti yıkmak yerine ne idüğü belirsiz sisteme benzemeyen faşizmin ayak seslerini legalleştirecek tek adamlık bir yapı oluşturmaya çalışıyorlar ancak şuna herkes inansın ki bu topraklarda bu topluluklar o kara örümcek kafalılara o hırsızlara yolsuzluk yapan gericilere yağcı yalakalara müsaade etmeyecektir ettirmeyecektir.
Yaşasın demokrasi
Yaşasın barış
Yaşasın İlelebet yaşayacak Türkiye Cumhuriyeti ve onun şanlı bayrağı.