Cumhuriyet, Mustafa Kemal adıyla anılıyor.
"Mustafa Kemal ve cumhuriyet" denilince, Alevi yurttaşlar taparcasına seviyor.
Mürteciler de nefret ediyor.
Alevi yurttaşlar cumhuriyeti ve onun temel değerlerini bilerek, Mustafa Kemal'in çağdaşlığa dönük yüzünü, bilim ve Fene olan inancını görerek seviyorlar.
Bu gün dahi özenilen" 600 yıllık Osmanlı Yönetimi" topluma barışı mı, demokrasiyi mi, kadın erkek eşitliğini kazandırdı
Şimdi tahrip edilmek istenen Barış, demokrasi ve eşitlik Mustafa Kemal'in kurduğu Cumhuriyetin eseridir.
Mürteciler, ne cumhuriyeti, ne kazanımlarını, ne de Mustafa Kemal'in düşüncelerini bilerek değil, Aleviler O'nu seviyor diye nefret ediyorlar.
Bu, karanlıkta anıran "kör deve" mantığıdır..
Bilmeden sevmek, bilmeden nefret etmek.
Cumhuriyetin kuruluşunda da, bu gün de o çarpık mantık değişmedi.
Son sıralarda Alevi yurttaşlara baskı yapıldığı bilgilerini alıyoruz.
Ne yazık ki bu baskıları Devletin koca koca valileri, kaymakamları ve okul yöneticileri örgütlüyor.
Adıyaman'da Alevi öğrenciler namaz kılmaya zorlanıyor.
Sarıkamış'ta, zorla Alevi köylerine cami yaptırılmak isteniyor.
Her türden yöntem kullanılıyor.
Her tertibe başvuruluyor.
İstiyormuş görüntüsü vermek için, köylüleri baskıyla "Kamera" karşısına çıkartıyorlar.
Adıyaman'ın Balören beldesinde bulunan çok Proğramlı Anadolu Lisesi'nde okul Müdürü, öğrencilere Menzil tarikatına bağlı Semerkant dergilerini okumaları için dağıtıyor.
Kız öğrencilerin erkek öğrenciler ile konuşmaları yasaklanıyor.
Bu, doğrudan, "demokratik, laik ve sosyal hukuk devleti"ne karşı sinsi bir başkaldırıdır.
Alevi yurttaşların ibadetlerini cami değil Cemevinde yaptıklarını bile bile bu zulüm ve baskıyı yapmalarındaki amacı anlamak mümkün değil..
Ayrıca özgür bireye "ibadet yeri" göstermek kimin haddine
Düşünüyorum.:
Neden Cumhuriyetten
Mustafa Kemal' den
Ve
Alevilerden nefret ediyorlar?
.
Acaba:
Mürteciler ve onun yolunda olan çağımızın gerici ve yobazları;
Alevilerin Mustafa Kemal ve O'nun çağdaş düşüncelerine bağlı oluşundan mı,
23.12.1919 tarihinde "Alevi ve Bektaşiler"in bağlı bulundukları Hacı Bektaş Kasabasındaki "Bektaşi Dergahı"na uğrarken.
Bektaşi Dergahının, Mustafa Kemal ve kuruluna gösterdiği büyük ilgi nedeniyle mi..
Yoksa
Cemalettin Çelebi'nin;"Paşa Hazretleri, cesaretli ve öngörüşlü yönetiminizde Türk Ulusunun düşmanı kahredeceğine inancım sonsuz. Ulu Tanrı'nın ulusumuza bağışlayacağı zaferden sonra Cumhuriyet ilanını düşünüyor musunuz?" sorusuna
Mustafa Kemal'in de yanıt olarak, " Aramızda kalsın, Cumhuriyeti Kuracağız " demesinden mi?
Veya
Kapkaranlık bir yaşamdan kurtulamadıklarından mı?
Bu kin,
bu nefret.?"