Çıkmış KHK lılara ağlıyor! Sanki birileri uzaydan gelmişte bir çırpıda önüne gelen herkesi işinden edip kapıya koymuş gibi!
Sen bu ülkede Bakanlık yaptın. Hükümetin en muktedir adamısın! Dahası Cumhurbaşkanının
“ Bülent abisisin!” Yani “ nedir bu yaptığınız” diye soracağın açık adres varken, dönüp her zaman olduğu gibi bizlere ağlıyorsun!
Damadını tereyağından kıl çeker gibi nasıl kurtardıysan, binlerce KHK mağdurunu kurtaracak gücünde vardı, var!
Kusura bakma o işte senin de parmağın var, hem bir değil, beş parmağın!
Bir gecede kapıya koyduğunuz öğretmenler ve daha nice çalışan şimdi köşe başlarında bir şeyler satayım diye zabıta ile köşe bucak saklambaç oynuyor!
Gittiğim bir çay ocağında tesadüfen karşılaştığım tanıdık arkadaşın ruh halini bana nasıl anlatacaksın Bülent Arınç?
Tıpkı senin benzinlikte elinde pompayla karşılaştığın Danıştay üyesi gibi!
Bize masal anlatma! Bunu sen yaptın, siz yaptınız?
Şimdi ağlayarak bizi bir tarafımızdan daha götüreceksiniz!
Çünkü bu ülkenin canına hep ağlayarak okudunuz! Tıpkı Pensilvanyada ki gibi!
İçeride yediklerinizin ve yaşadıklarınızın keyfini yaşayın, pencereye çıkıp bize ağlayın!
Devam edin!
Bizi iyi yerimizden yakalamışsınız!
Siz yeter ki ağlayın!
Sizin gözyaşlarınız bizim için referanstır!
Çünkü aksi “ Vatan hainliğidir!”
Bu kadar haksızlık ve hukuksuzluğa timsahlar bile, sizin yanınızda hayretler içinde kalmış durumda!
Çünkü siz onlardan daha iyi ağlıyorsunuz!
***************
LÜTFEN SÖYLEYİN
Ukalalık etmiş olmayayım ama dünyadaki bütün ekonomik teorilere ait kitapları okumuş biriyim. Marks, Keynes, falan filan!
Mesela bizim rahmetli Turgut Özal iyi bir Keynes’ çıydı! Serbest piyasa ekonomisi onun fikri olsa da, fikir babası Keynes’tir!
Onlara göre piyasa serbest olmalı kim kaça alır, kim kaça verir, kimseyi ilgilendirmez; önemli olan paradır ve para geliyorsa gerisi teferruattır!
Buraya kadar her şeyi anladım ama okuduğum onca kitapta hiç bir zaman piyasaya yüzde yirmi ikilik bir vergi kazığı hazırlarken enflasyonun düştüğünü hiç görmedim!
Üstelik attığınız her adıma ceza keserek!
Anladım, hala serbest piyasa ekonomisindeyiz ve bu durumda serbestçe sallamak işin ilgili kuralı olsa da, yine de kuşkuluyum “ acaba yanlış kitap mı okudum diye?”
Şimdi bu işin okulunu bitiren ekonomistler varsa lütfen beni aydınlatsın!
Gerçekten sıyıracağım!
Acaba dünya ekonomi literatürünü alt üst edecek yeni bir buluşumuz mu var?
Yüzde yirmi iki vergi ve artı cezalar, ama enflasyon düşüyor! yahu sevgili Bakan, sen iyi misin?
Vallahi ben iyi değilim!
Neredeyse ikinci yetmişlik bitecek, ben hala kafayı bulmadım!
Çünkü kafamızı çaldınız!
Ara ki bulasın!
Tamam, koyunuz; ardınız sıra meleyip geliyoruz ama!
Yeter artık!
Trene bakacak kadar da öküz değiliz!
****************
BU DAHA İŞİN LE LESİ
Devletin tanımı kişi ve ideolojilere göre değişse de, genelde tanım dışı bir görevi vardır! Temsil ettiği vatandaşları huzur ve refaha ulaştırma yolları aramak ve sosyal devlet anlayışı ile onları geleceğe hazırlamaktır!
Geleceğe hazırlamanın temelinde eğitim yatar.
Bunu başarmanın tek yolu çağdaş bilimdir! Aksini düşündüğünüzde bulunduğunuz dünya liginden geriye düşer ve eğitimin yerini hurafe alır, alınca sa şimdi biz de olduğu gibi, dünyadaki üniversitelerin başarı sıralamasında esemen okunmaz ve eğitim sıralamasında dünyada yüz otuzuncu sıralara itilirsin!
Hal böyle olunca refah ve geleceği unutacaksın!
Boşalan bir bütçeyi zam, faiz ve cezalarla doldurmaya çalışmak gibi bir yol seçmişiz! Çünkü üretim bitti. Köylü, çiftçi ekip biçemiyor!
Küçük sanayi işletmeleri iflas etmiş ve bankaların icra kıskacında!
Tüm bunlara tedbir alınmazken, hiç bir zaman olmadığı kadar bir vergi furyası ile karşı karşıyayız!
Son olarak ev alan ve satana getirilen “ gerçek değer” hikâyesi!
Şimdi vatandaş buna da çözüm bulacaktır!
Çıkıp “ kardeşim, satmadım, hibe ediyorum” derse be yapacaksın?
Bu sefer çıkıp vatandaşa “ hileli satıştan” dava mı açacaksın?
Hazır arsıza, hırsıza getirdiğiniz ve elinizin altında bir yargı paketi varken, bunu da ekleyin!
Peki, bu zam, ceza ve vergi fırtınası dinecek mi sanıyorsunuz?
Siz bekleyin!
Bu işin daha “ le lesi!”
Dinleyeceğiniz bir de “ lo losu” var ki asıl siz o zaman anlayacaksınız nasıl bir türkü dinlediğinizi?