Toplumu zıtlaştırıp kümelere ayırarak bir kümeyi kendinden yana kılmak, AKP nin kurumsal, bizim mahallede de Taşdelen gillerin ailesel "baldan tatlı" siyaset yapma biçimi olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Otuz yıl öncesinde başlayan Taşdelengillerin oportünist siyasi duruşu halen aynısıyla sürmektedir.
Doksanlı yıllarda baba oğul dayanışmasıyla yükselen DSP sevdası Ankara'yı 20 yıl "İ. Melih Amca"ya teslim etme gafletinin nedeni halen bilinmemektedir. "Türlü çeşitli iddialar" olsa bile, şu an hiç birinin kıymet-i har biyesi yoktur.
Sosyal Demokrat kanatta oluşan o büyük kırılmadan sonra, bir süre Taşdelengiller "Siyasi Tedavül at”tan çekildiler.. Yerel ve genel iktidar olmasa bile toplumun demokrat kanadı kümelenip birbirlerine karşı düşmanca bakış ve davranışlardan soyutlanmıştı.
Artık demokrat kanatta alevi, suni, kürt Türk bölünmesi sonlanmıştı. Kimileri Diğerlerine "TSE" (Tunceli- Sivas- Erzincan) yaftasıyla suçlamıyordu. Orada da bir yanlışlık vardı. Tunceli- Sivas- Erzincan ahalisinin ne bir suçu ne de bir çıkarı vardı. Bir ayağı kilisede, biri camide parmakları da Cemevi'nde olan Taşdelengillerden Doğan tam bir şovmenlik yapıyor, çıkarına işler çıkartıyordu.
Şimdi aynı "fırıldak siyaset"i oğlu sürdürüyor. Çankaya belediyesi sanki bir kamu kuruluşu değil Taşdelengillerin aile şirketidir.
Yarından itibaren ilçe kongreleri için tespit ( sözde seçilecek) edilecek mahalle temsilcilikleri için Çankaya Belediyesi üzerinden ne ödünlerden bulunduklarına akıl erdirmek olanaklı değil.
Verdikleri sözü tutarlarsa yüzlerce insanın Pazartesi veya birkaç gün sonra, işe başlamaları gerekir. Bir kaç kişi de olsa işsizlerin iş sahibi olması benim için de vicdan sahibi herkes için de sevindirici olur.
Ama Külliyen yalandır.
Yalan, Taşdelegillerin en büyük sermayesidir.