Başlıktaki söz, genelde bu ülkede malı götürüp keyif sürenlerin bizi kaderimize razı ederek söyledikleri ve korku ikliminin anahtar sözüdür!
Tabi ben başlıkta ufak bir değişiklik yaptım. Onların söyledikleri “ her canlı ölümü tadacaktır” gibidir!
Her canlıyı topyekûn biri birine katsalar da, ancak sonunun ölümle biteceğini bir tek insanlar bilir! Diğer hayvanların hiç biri bilmez, hata eşekler hiç bilmez!
Bir de bildiği halde doymak bilmeyenler var ki insan ister istemez “ acaba öteye gitmek için mutlaka servet sahibi mi olmak gerek” diye bir duyguya da kapılmıyor değil!
Adamın biri Fas’tan, Tunus’tan, Beyaz Rusya’dan katalog üzerinden çeşitleme yaparak sex âlemine dalarken, bize “ sakın gözlerinize hâkim olun, yoksa zinadan kavrulur gidersiniz” diyordu!
Bu adam gece gündüz bizi dini vaazlar veren biriydi! Ne yalan söyleyeyim kaç kez gözlerimi oymayı denedim bir türlü beceremedim!
Es kaza bir yere kayarda ömür boyu cehennemde yanacağıma, şu fani dünyada kör, bekar gezerim daha iyi!
Gerçekle yüzleşme demiştik, ben nereye gittim yahu?
Konumuz ülke gerçeğiydi!
Turgut Özal, iştahı bol bir adamdı! Yemeğin ve paranın kokusunu müthiş alırdı!
Bu ülkeye teknoloji kullanımının önünü o açtı ve birden tüm sanal dünya elimizin altındaydı ve özellikle porno izlemede şu an Hindistan, Pakistan, İran gibi ülkelerle dünyada ilk onun içindeyiz ve bunun devlete zararı da yok!
Çünkü “ savaşmayın, sevişin” diyen müthiş bir öneriyle hatırı sayılır bir nesil yetiştirdik!
İşte böylesine ufku geniş rahmetli, Musul-Kerkük petrollerine dalmak istedi ama o dönemin korkak paşaları buna müsaade etmedi ve hata korkarak istifa edenlerde oldu!
Oysa girseydik, şu an dişlerimizin pasını bile benzinle alacaktık ve arabalarımızı benzin istasyonlarında eşantiyondan su yerine benzinle köpürtecektik!
Hala hayıflanırız “ bıraksalardı Özal bir gecede orayı hal edecekti, zaten Osmanlı döneminde orası bizimdi” diye!
“ Bir koyup, üç alacaktık” alamadık işte!
Şimdi Suriye topraklarındayız! Trump bas bas bağırıyor “ kardeşim ben oraya petrol için girdim ve aldım da, burası artık benim; herkes evine dönsün” diyor, biz hala sınır nöbetindeyiz ve buradan bize verdikleri işin baş belası Işid’liler!
Kendilerine dönmesinler diye her ülke bunları vatandaşlıktan çıkarmaya başladı bile!
Çok sızlanırsak Trump çıkıp diyecek “ Türkiye o topraklarda kan döktü, artık oradan çıkmasalar hakları vardır ve oraya mülteciler için evler de yapabilirler” diye!
Tabi biz buna balıklama atlarız! Boş ve kumsal bir arazi! Sonra ister istemez kucağımıza mevcut iki milyon insan daha düşecek. Şu an dört milyon da içimizde var, gerisini siz hesaplayın!
Orayı tarıma açsan, İsrail tohumu var!
Traktör çalışsa petrole Amerika konmuş!
Tüm bunlardan sonra er ya da geç, gerçeğimizle yüzleşeceğiz ve bu gün buna sebep olanlar gitse de, bu halk acıyı, yoksulluğu daha uzun yıllar yalayacak!
**************
BİAT ETMEK
Orta zekâ yığınların kaderidir ve bugün yeryüzündeki insanların neredeyse yüzde doksan beşini karşılayan bir orandır! Bu oranın bir de iki yakası var; biri gelişmişlik düzeyinde olan orta zekânın yakaladığı durumdur ve bu gün ki sanayi toplumlarında karşılığını bulmuştur! Kendine göre çağı yakalamıştır ve buradan gelişmeyen diğer zekâ daşlarını iliklerine kadar sömürüp bu dünyanın nimetlerinden olduğunca yararlanandır! .
Yani bunlar Kapitalist olmayı becermişlerdir! Bu beceriye de içlerinde bulunan az sayıdaki üstün zekâlıların sayesinde ulaşmışlardır! Onlardan yararlanırken, onları kuru biat a zorlamamışlardır! Çünkü ilk ve orta çağ mantığı zeki insanları öğütme ve yok etme mantığıydı!
Günümüz artık öyle değil! Az gelişmişlik bir beyin göçü sebebidir ve bugün kafası çalışanlar hızla refah düzeyini yakalamış ve biat kaygısı olmayan ülkelere gitmektedirler!
Özellikle Amerika bu beyin göçü ile büyümüştür!
İkinci kısım, az gelişmiş biz ve bizim gibi üçüncü dünya ülkeleridir!
Buralarda hurafe hâkimdir! Hurafe bir biat kültürüdür! Din de, siyasette, hatta kişisel tercihlerinde biat zorunluluğun vardır! Aklına değil, birilerinin aklına inanıp onun ardına takılacaksın!
Senin aklın sadece kafatasının içinde ve görevi seni yürütmek, ihtiyacın olduğu zaman karnını doyurmak ve anı gelince bunları boşaltmaktır!
Gerisi “ ben bilmem, eşim bilirdir!”
Bunun en büyük örneği Ortadoğu kültürüdür!
Bu kültürün tarihi kan ve yok etmektir!
Temelinde “ biat” yatar! Yığınları anında harekete geçirip kandan nehirler akıtmak her zaman vardı ve hala var!
İnatçı ve gerçekle uzaktan yakından ilgisi olmayan bir kültürdür!
Çünkü bu kültürde cehalet vardır! Cahil gerçeği kabul etmeyi yenilgi sayar! O nedenle suya direnen kaya gibidir! Üzerinde kaç sel geçerse geçsin, açığa çıktığı an yine kayadır!
Çünkü kendine ait olmayan bir beyin taşımaktadır!
O beyin biat etmiştir!
Kayadan da tehlikelidir!