Son günlerde yine Alevi evleri işaretlenmeye başlandı. Karanlık ve derin güçler, İzmir’de yaşayan Alevi vatandaşlarımızın evlerini işaretlemeye başladılar. İzmir valisi bu eylemi ciddiye almayarak mezhepsel bir sorun yoktur diye geçiştirmeye çalıştı. Oysa bu olay öyle basite alınacak bir olay değildi.
Türkiye’de, dönem denem Alevi evlerinin işaretlenmesi, bir felaketin habercisi olarak karşımıza çıkmıştır. Çünkü Türkiye’nin yumuşak karnı Alevilerdir. Geçmişte yapılan darbelerden önce Alevi katliamları yapılmıştır. Alevi katliamları darbecilere hep gerekçe olmuştur.
Her alevi katliamı sonucu darbelerin oluştuğunu tarihteki örneklerden biliyoruz.
12 MARAT 1971 Askeri muhtırası öncesi Elbistan, Pazarcık ve Kırıkhan’da Alevilere yönelik saldırılar oldu. Bu saldırılardan sonra Demirel hükümetine muhtıra verildi ve tüm yurtta sıkıyönetim ilan edildi. Siyasi iktidar el değiştirdi. Sonrası çok kötüydü.
12 EYLÜL 1980 darbesi öncesi Çorum’da, Malatya’da, Sivas’ta ve Maraş’ta Alevi evleri işaretlendi. Daha sonra ilişkilerin, derin milisleri devreye girdi ve adeta Alevilere soykırım uygulandı. Bunu akabinde Kenan Evren kurtarıcı olarak faşist cuntasını oluşturdu.
Sonrası herkesin malumu.
Bugün yine karanlık odaklar ve derin ilişkiler bir şeyler peşinde olduklarını görüyoruz. Amacına ulaşmak için yine Alevileri işaretleyerek bir yerlere varmak istiyorlar. Bunlar uluslar arası ilişkiler ağının bir parçası olduğunu herkes biliyor. Bu karanlık adamlar ne hikmetse yakalanamıyorlar. Bu karanlık uluslararası derin ilişkiler ağı ne yaptıysa kendine hep kar kaldı. Bunlardan hiçbir dönem hesap sorulamadı. Örnek mi?
Maraş Katliamının hesabı sorulamadı.
Çorum Katliamının hesabı sorulamadı.
Malatya eski belediye başkanı Hamit Fendoğlu’na gönderin bombanın akıbeti halan çözülemedi ve hesap sorulamadı. Buna bağlı olarak Malatya’daki Alevi katliamının hesabı sorulamadı.
Sivas Ali Baba Mahlesi baskını Alevilerin katledilmesinin hesabı sorulamadı.
Gazi Mehlesindeki Cem Evine ateş edip, oradaki görevliyi öldürenler halen yakalanmadı ve cenaze merasimi sonrası halka katliam yapanların hesabı halen sorulamadı.
Madımak otelinde diri diri yananların hesabı sorulamadı.
Başbağlar’da halkı toplayıp katledenler yakalanmadı ve hesap sorulamadı.
Ne hikmetse Alevi katliamlarının hesabı sorulamıyor. Sorulmadığı için de aynı saldırılar sürekli olarak çizik plak misali tekrarlanıyor. Akabinde de çok karanlık işler oluyor.
Bizi yönetenler ise Alevilerle ilgili birikmiş sorunlara el atmıyorlar. Onların sorunlarını çözmeye yönelik hiçbir çalışma yapmıyorlar. Bu sorunu ülkenin gündeminde çıkarabilecek hiçbir çalışmaya katkı sunmuyorlar. Alevilerin ülkenin yumuşak karnı olmaktan çıkmasına bir katkı sunmuyorlar.
Nasıl mı?
Bugün Aleviler devlet bürokrasisinden yoklar.
Bugün Alevilerden bir tek vali yoktur.
Bugün Alevilerden bir tek bakan yoktur.
Bugün Alevilerden bir tek emniyet müdürü yoktur.
Bugün Alevilerin ibadet hanesi olan cem evleri yasal statüsü yoktur.
Bugün Aleviler diyanetten yoklar.
Bugün Aleviler zorunlu olarak Sünni inancın din dersini alıyorlar.
Bugün Alevilerin vergisi ile var olan diyanetten hiçbir hizmet alamıyorlar.
Sanki aleviler doğuştan potansiyel suçlu olarak doğuyorlar ve ötekileştiriliyorlar.
Sayın Cumhurbaşkanı, son İzmir’deki ev işaretleri ile ilgili "Türkiye'de bizim devlet olarak yönetim olarak böyle bir problemimiz yoktur. Bu kapılara işaret koyanlar en yakında zamanda yakalanıp bunun hesabı sorulacaktır. İnsanlarımız arasında nifak tohumu ekmelerine fırsat vermeyeceğiz. Bu tarz girişimlere karşı uyanık olmalıyız" dedi. Doğru söyledi.
Alevilerin ötekileştirilmesi için, birikmiş sorunları için hiçbir şey söylemedi. Asıl sorun yüzyıllardır sorunları çözülmeyen ve yukarıda saydığımız sorunların çözümünde geçmekteydi.
Suriye’deki iç savaş ve onu Selefi savaşçıları ve diğer cihatçı guruplardan Alevileri tehdit etmesi, Alevileri sürekli olarak tedirgin ediyor.
Bugün derin güçler yine harekete geçtiler ve Türkiye’yi bir çatışma ortamına çekip amaçlarına ulaşmak istiyorlar. İzmir Valisi de olayı basite alıp geçiştirmeye çalıştı ama Sayın Cumhurbaşkanın açıklaması valinin açıklamasını geçersiz kıldı.
Sayın Cumhurbaşkanı isterse bu karanlık ilişkiler birer birer çözülür.
Bu olay aydınlığa kavuşturulursa Türkiye’nin geleceği açısında önemli bir iş başarılmış olur.olur.