ALTIN
 3.022,60
DOLAR
 34,3205
STERLİN
44,5531
EURO
 37,4161

 

         Son derece keskin ve kritik bir dönemecin içerisindeyiz.  Siyasal, ekonomik, demokratik, diplomatik bütün alanlarda ciddi alt üst oluşlar yaşanmakta, her şey rayından çıkmış gibi sağsa sola savrulmaktadır. İktidar açısından her geçen gün yönetemezlik sorunu açığa çıktıkça, muhalefet açısından da durum pek iç açıcı değil.

        İktidar partisi kendi içinde geleneksel bütünselliğini sağlamakta zorlandıkça, muhalefet in zaaflarına sarılarak sürekliliğini devam ettirmenin arayışını çeşitlendirmeye çalışmaktadır.

        Kapatmaktan beter hale getiren baskı ve kuşatma, HDP yi nefes alamaz hale getirirken, CHP içinden “saraya kim çıktı” tartışmasının CHP yönetimi tarafından kötü yönetilmesi olayı dahi iktidar tarafından sarılacak ve kullanılabilecek çeşitlerden biri haline getirilebilmektedir.

       Bir yandan milliyetçi konsolidasyonu sağlamak için içerde ve dışarıda Kürt karşıtı şiddet tırmandırılırken, diğer yandan diplomatik alanda yaşanan çıkmazları süper güçler (ABD-RUSYA ) arasındaki çelişkilerden yararlanma stratejisi gündemde tutularak Suriye sahasındaki konum kalıcılaştırılmaya çalışılmaktadır.

          Ankara semalarında uçurulan F16 larla S 400 lerin test edilerek sistemin atıl tutulmayacağı gösterilerek Rusya üzerinden Suriye’de askeri operasyonla girilen alanın büyütülmesi sağlanmaya çalışılırken, Diğer yandan NATO ve ABD ile yaşanan gerilimi S 400 aparatıyla yumuşatmaya çalışmaktadır.

Gerilim politikasıyla yol açılan yüksek maliyetin yansımaları ağır ekonomik ve sosyal sonuçlara yol açmaktadır. Yaşanan bu ağır sonuçlar her geçen gün nispi bir yumuşama yerine İktidarı daha fazla sert ve yaygın güvenlikçi önlemler almaya yöneltmektedir.

         Yaşanan yoğun İnsan Hakları İhlali, seçimle kazanılmış belediyelerin geçerli hiçbir hukuki neden olmaksızın kayyımlara devredilmesi, Rutin hale dönüşen gözaltı ve yoğun tutuklamalar. Yoksulluğa dayalı bireysel İntiharlar sonrasında toplu intiharların yaşanması, Genç işsizlik oranının ilk defa % 27.4 lere çıkması, İşsiz sayısının neredeyse 8 milyona yaklaşması, EYT ve KHK lıların vicdanen ertelenemez durumları, baş ta enerji olmak üzere tüm tüketim maddelerinin yüksek oranda zamlanması, vergi çeşitlendirmesi adı altında yeni vergilerin topluma yüklenmesi, Asgari ücretin açlık sınırı altında kalması, her geçen gün gelir dağılımındaki adaletsizliğin daha da belirginleşmesi, Yargı sisteminin neredeyse tamamen siyasallaşması bu güne kadar AK partiye oy veren vatandaşın da şikayetçi olmasına yol açtığını kamuoyu araştırmalarının kararsız seçmen sayısındaki artışlarla ifade edilmektedir.

        Yapılacak eşit ve demokratik bir seçimle iktidarı devretmeye gönlü asla razı olmayan bir koalisyon görüntüsü veren iktidarın işi daha da gergin hale getireceği öngörülmelidir.

 Bu nedenle Ak parti içinden yılsonunda parti kuracağı söylenen muhalefetin yani Davut oğlu ve Babacan’ın işinin o kadar da kolay olmayacağını tahmin etmek kehanetten sayılmaması gerekir.  

         Çünkü çok küçük yüzdelerle kritize olan iktidarın pozisyonu en az  % 10 civarındaki kararsız oyu yönlendirebilecek bir çıkışı çok ta mazur görebileceğini beklememek gerekir.

Gelecek açısından ciddi bir yol kavşağında bulunan Türkiye,  içinde bulunduğumuz kritik süreç içinde ciddi bir kararlaşmayla karşı karşıya gelmiş bulunmaktadır.

Ya evrensel demokrasi ve hukuk kurallarına dayalı yaşanabilir bir ülke

Veya çok daha  otoriter bir rejim….

Yorumlar
Adınız
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.