Reis dün kudretli yol arkadaşlarına öyle saydı ki..!
Vallahi de, billahi de haklı. Bir insan her şeyi bilmeyebilir ve bilmediği yer de bir ekibi vardır ve o ekip devreye girerek fikir ve ikna beyanında bulunur. Kısacası bunlara “ Danışman” diyoruz! Başbakanlar aynı zaman da Cumhurbaşkanı danışmanlarıdır! Resmî danışmanlık sıfatları olmasa bile, teamülen öyledir!
Davutoğlu Başbakanken, Suriye’de ki belaya atlamamızın baş sorumlusudur! O Şam’daki namaz hikâyeleri hep onun eseridir! Düşürülen Rus uçağı meselesinde nerdeyse “ uçağın pilotu bendim” diyecekti!
Parti içi disiplin ve biat kültürün de yalpalayınca kapıya konuldu! Şimdi çıkmış toplamalardan bir parti kuruyor! Başbakanken bir tek Alevi Valiyi bırakın, bir tek Alevi Kaymakam bile atamaya tahammül etmeyen Ahmet kardeşim, piyasadan Alevi ve kaçmış HDP lilerden medet umarak partisine karşı bir intikam güdüsüne kapılmış ve parti kurduğunu sanıyor!
Evet!
Bu çıkışlar AKP nin son viraja geldiğinin habercisidir! Ancak buradan Ahmet kardeşime bir şey düşmez!
Bence asıl işi götürecek olan Babacan’ dır! Çünkü arkasında küresel sermaye ve dahası Amerika var!
Biz ki Amerika için gençlerimizi asmışız ve Amerika ne derse odur!
Gelelim Sayın Cumhurbaşkanına!
Bence tüm günahları yıkacağınız bir adres tüm netliğiyle elinizde!
Hepsini Ahmet kardeşimin üstüne yıkın!
Üstelik ufak tefektir ve hemen altında kalır ve boyu bir daha görünmez!
Örneğin Suriye meselesi!
İşte tam zamanı!
Bence fırsatı kaçırmayın!
******************
KIZMAYIN
Şu termik santral meselesinde İktidar ve ölümüne destekçisi MHP, Meclis’te onay verip Cumhurbaşkanına, pardon Başkana gönderdi ya !
Başkan da geldiği günden beri ilk kez böyle bir yasayı veto ederek hepimizi ters düz edince, acaba AKP ve MHP grubu ne diyecek, diye hepimiz oradan bir fırtına beklerken, avucumuzu yaladık!
Hepsi toptan çıkıp kendi kararlarını veto eden Başkanı alkışlamaya başladı!
İşte “Biat” budur ve bu bir Ortadoğululuk sendromudur! Dahası aşiret geleneğidir! Aşiretler kavgada haksız olduklarına bakmazlar ve kendi haksızlarını korumak adına kan akıtmaktan geri durmazlar ve şu an bizim yaşadığımız bir devlet geleneğinden çok, bir aşiret çıkmazıdır ve bunu ziyadesiyle yaşıyoruz!
Aşiret sosyolojisinde Ağa ne derse odur! Gerisi laftır ve doğru Ya da yanlış olmasının bir önemi yoktur! Önemli olan Ağaya xulam ( köle) olmaktır! Kölenin olduğu yerde sesin yerini alkış alır ve en gür alkış kölenin ellerinden çıkar; çünkü eller taş gibi nasırlaşmıştır!
Adam çıkmış bir gün önceden bu zehir saçan santrallerin tehlikesinden bahs ediyor ve üstelik bu işin uzmanı! Ertesi gün bu zehire “ evet” diyor!
Şimdi anladınız mı, geldiğimiz iklim de, hiç bir şey de karşılığımızın olmadığını?
Sadece bir kişi söyleyecek ve biz sadece “ evet” diyeceğiz! Artık buna alışın ve saniyede dönenlere kızmayın!
Aşiret böyle bir şeydir ve unutmayın ki biz artık büyük bir aşiretiz!
Biz değil, ağa bilir!
******************
TABİİ Kİ AVRUPADAN DAHA İYİYİZ
Başkan kalabalığa sormuştu “ şu an dünya da milli gelirde en iyi ülke kim?” diye.
Kalabalık birden ölü suskunluğuna bürünmüş ve açıklanacak ülkeye bizim de nasıl yetişeceğimizi hesaplarken, Başkan o gür sesiyle “ Türkiye!” demez mi? Devamında Amerika’yı da geride bıraktığımızı söyledi!
Kalabalık öyle bir alkış tuttu ki Başkan bile hayret etti!
Dün sorumlu Bakan da “ asgari ücrette Avrupa dan daha iyi olduğumuzu” söyledi!
Doğru söylüyor! Onlar da en düşük bin altı yüz otuz yuro, biz de iki bin iki yüz Türk lirası!!
Bakan haklı! Bizim yuro ile TL arasındaki uçurumu sezemeyecek kadar aptal olduğumuzu çok iyi biliyor!
Dünden beri düşünüyorum ve kafam bir türlü basmıyor! Şu ithal bakliyat ve etler bu ülkeye girdikten belli resmen zeka sorunu yaşıyorum!
Öyle ya, iki gündür Bakan’ın ne dediğini çözemeyecek kadar salağım!
Evet, aynen öyleyim!
Bizim Bakan ve vekillerin durumunun Avrupa ve dünyadaki Bakanlardan kat be kat daha iyi olduğunu ve geçim diye bir sıkıntılarının olmadığını...
Bir milletvekili maaşıyla ne mucizeler yaratarak zengin olduğumuzu!
Sırf tasarruf etsinler diye meclis lokantasında en lüks yemeği dışarıdaki simit fiyatına yediklerini!
İşte tüm bu iyi durumlara bakınca, tabii ki Avrupa dan iyiyiz!
Hem de kat kat iyiyiz!
Artık inandım! Bir sabah çıkıp “ koşun” diyeceksiniz ve hepimiz ardınıza düşeceğiz! Benim gibi çenesi durmayan biri “ nereye gidiyoruz?” diyecek ve dönüp “ bu salağa söyleyin, dünyayı terk edip keşfettiğimiz yeni bir gezegene gidiyoruz!”
İşte o zaman siz görün biri birimizi ezerek nasıl koştuğumuzu?
Vallahi bunlara inanmayan kâfirdir!
Ben inandım; mutluyum!
**************
YARGI PAKETİ
Eğer bir ülkede cezaevi sayısı artmış ve ağzına kadar hınca hınç dolmuşsa, bu o ülkede adaletin olmadığının göstergesidir ve bir kaos ikliminin sonucudur.
İşte hal böyle olunca bazen vicdan denilen görünmez sizi içten içe tırmalar ve doldurduğunuz yerleri boşaltma arayışlarına girersiniz!
Devlet Bahçeli, gidip Çakıcıyı ziyaret edince onun orada daha çok durmasına içi el vermemiş olacak ki bir “ Af” teklifinde bulundu!
Tabi bu teklifin neleri kapsaması gerektiğini de söyledi!
Son olarak şu ara tartışılan “ kimler bu düzenlemeden yararlanmalı?
Televizyon kanalında oturmuş tartışıyorlar! Her kafadan bir ses!
Sonra bu düzenlemeyle alakalı birini arıyorlar!
Beyefendi sıralıyor “ terör suçları, gasp, tecavüz, uyuşturucu, orman suçları, organize çete suçları, dolandırıcılık ve benzeri suçlar hariç, diğerlerine...” diye devam ediyor!
Bu saydıklarının dışında bir tek insan öldüren melekler var ve o melekler birilerinin yuvasını yıkmış, profillerine baktığında maganda ve psikopat takımının karmasıdır bunlar! Bunlar her zaman olduğu gibi çıktıklarında işlerine kaldıkları yerden devam edenlerdir! Çünkü yaşam eğitimleri bunun üzerinedir, ötesi beklenemez!
Asıl içeride tutulması gerekenler sosyal talepçilerdir! Kırmayan, dökmeyen ve fikir beyan edenler, kapsam dışı bırakılıyor ve bunlar tehlikeliler grubuna giriyor! Oysa Cumhurbaşkanı ne demişti? “ Devlet ancak kendine karşı olan suçları af eder” diye!
Yok!
Öyle de olsa, devletin asıl af etmesi gerekenler, başta kadın cinayetleri ve insan öldürenleri af etmektir! Zaten bunlar cezaevlerinde bile bir başka havayla volta atıyorlar! Tekrar aramıza dönmeliler ki havamıza hava katsınlar!
Bizim Akçadağlının dediği gibi “ Allah akıl, fikir vere...”
