Bu ifade, bir önceki paylaşımım üzerine İrancı bir takipçimin bana yazdığı bir mesaj………
Bunlara göre, İran la uğraşanlar Allah’tan bulacaklarmış……
Şayet Amerika’nın Irana attığı füzeler hedefinden tam 50 km öteye düşmüş olsalardı, cenaze izdihamında 80 tane Amerikalı ezilerek ölmüş olsaydı ve Amerika’nın Süleymani’yi katlettiği gece, tam da o gece bir yolcu uçakları da 170 yolcusuyla beraber düşmüş olsaydı bunlar aynen şunu diyeceklerdi: bu tam bir mucize; Allah, İran ile beraber; Allah kanatlı meleklerini İslami İranın yardımına gönderdi..!
Artık kimse bunları tutamazdı; bu hadiseleri yıllarca kötü bir propaganda malzemesi olarak kullanırlardı. “İranla uğraşanlar Allah’tan buluyor, bulacaklar da derlerdi” ve hepimiz asıl o zaman görecektik propagandanın kirlisini..
********************
“Amerika’yla aynı safta yer alıyorsun.”
Bu ifade şahsıma yöneltilmiş bir itham...
Hâlbuki bu arkadaşların kendileri, İran merkezli düşünmeyi Rahmani bir tavır sanıyorlar.
Bizim ise, ne ABD ne de İran, kimsenin safında veya karşısında yer almak gibi bir derdimiz yoktur.
Biz yalnızca, “Ey iman edenler, doğrularla beraber olunuz” diyen ayeti kerimenin de hükmü mucibince olay ve taraflara safça bakmaya çalışıyoruz.
O arkadaşa da ifade ettiğim gibi, evet, biz bu kadar “safız”!
Zira Allah’ın, ne ABD ne de İran diye özel bir dostu veya düşmanı yoktur. Kuran bizlere, “ zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur” diyor.
O halde gelin “zulüm” nedir, onu tartışalım.
****************
De gel de yazma...
İran’da yolcu uçağı 176 yolcusuyla düşüyor.
İran yönetimi yaptığı ilk açıklamada uçağın kara kutusunu vermeyeceğini dünyaya ilan ediyor.
Niye vermiyorsun kara kutuyu?
Belli ki bir şeyler saklıyor...
Sonra uçağın füzeyle vurularak düşürüldüğü konuşuluyor.
İran bunu kesin bir dille red ediyor.
Derken video görüntüleri ortaya çıkıyor...
Bizim İrancı ise tam bu sırada şöyle diyor: “siz Müslüman Hamaneye değil de, kâfir Trump’a mı inanıyorsunuz?”
‘Sen şu aksakallarıma değil de, ahırda anıran eşeğe mi inanıyorsun’ diyen Nasrettin Hoca misali..!
Derken, henüz aradan birkaç saat geçmeden İran, uçağın kendileri tarafından yanlışlıkla düşürdüğünü itiraf etmek durumda kalıyor!
Böylece bizim de elimizde bir yalancıyla bir bağnaz kalıyor..!
********************
Füzeler neden tam isabetli değil?
İran'ın ABD üslerine karşı kullandığı füzelerin hiçbiri hedefini tutturamamış. Örneğin Erbil'deki üsse atılan füze hedefinden tam 50 Km ileriye düşmüş.
Hâlbuki İran’ın 2018 yılında İran Kürdistan Demokrat Partisi’nin Koya şehrinde kale niteliğindeki karargâhına yönelik kullandığı füzeler hedeflerini tam isabetle vurmuşlardı.
Her nedense bölge ülkelerinin silahları sanki tamamen Kürtlere kodlanmış gibi; hepsi Kürtleri tam isabetle, ama diğer hedefleri ise en az 50 km sapma ile vuruyor..!
***************
Zalim ve Zulüm
Her zaman zalimi veya zulmü başka yerde aramayın; sizin “İslami” yönetiminiz de pekâlâ zalim olabilir.
Bakın nasıl:
Herhangi bir bireyi veya toplumu rızası olmaksızın yönetmeye kalkışmak, zulmün dik alasıdır!
İslami literatürle söyleyecek olursak; bu düpedüz ilahlık taslamaktır...
Çünkü rıza, dinin direğidir; rızanın olmadığı yerde din de yoktur.
Ne adına olursa olsun; ister İslam, ister ideoloji veya başka bir “kutsal”; yine kim olursa olsun; ister molla, ister parti veya lider; hiç kimsenin bir başka birey veya toplum üzerinde egemenlik (yönetme hakkı) kurmaya asla hakkı yoktur.
Kim ve ne adına olursa olsun, bir başkasını yönetme hakkını kendinde görmek, ilkel köleci bir zihniyettir. İnsanlık onuruna kast etmektir..!
Allah’ın bu dünyaya imtihan için göndermiş olduğu özgür bireylerin zorla günah işleme hakkını ellerinden almak, imtihanın/varoluşun hikmetini idrak etmemektir.
Bu açık bir zulümdür, günahtır..!