Yurt Dışında Gelen Aktivist Arkadaşımla günler önceden Kongreye gitmek için anlaştık.
Daha sonra özür diledim kendisin,'' kusura bakma arkadaşlar ile birlikte gelmek istiyorum dedim.''
HDP il Yönetiminin tutuğu Otobüslere bindik.
İl Eş Başkanımız rahatsız olduğu için gelemedi,
Kendisi gelemese de arabaların hareket saatine kadar yanımızdan ayrılmadı.
Başkan gelemedi ama yolluğumuzu dahi hazırlamıştı.
Parti yetkilileri, her otobüsün içindeki vatandaşların telefon numaralarını ve TC numaralarını aldılar ve yola devam ettik:
Hızır ayı olması nedeniyle, gelen arkadaşların çoğu börek getirmişti.
Hızır yoldaşımız olsun diyerek yola çıktık.
Arkadaşların, '' özel araba ile gitseydin, kolluk güçleri sizi fazla bekletmezler dediler.''
Neyse ilk çevirme noktasına geldiğimizde, Kimlik kartlarını toplayan memur son derece nezaketli davrandı.
Kimlikleri teslim eden, memur oda son derece kibar bir dille'' güvenliğiniz içindi, hayırlı yolculuklar dilerim.''
Aslında demokratik ülkelerde olması gereken buydu.
Ama biz bu tür muamelelere alışık olmadığımız için şaşırmıştım.
Otobüsteki arkadaşlar yaşlısından, gencine hepsi hep birlikte, her dilden şarkılar söylüyordu.
Bir şenlik havasında, Ankara'ya gittik.
Saat 8 de, Kongre salonuna vardığımızda içerisi dolmuş bir o kadar kişide içeri girmek için bekliyordu.
Kongre Salonuna girdiğimizde şaşırdık, her taraf dolmuş, güvenlik için olan merdivenler dahi dolmuştu.
Salonu hemen gözden geçirdim.
İlk gözüme çarpan bir pankart oldu.
Divan ve Konuşma kürsüsünün tam karşısına bir çocuk resmi elinde 2 tane HDP bayrağı altında '' ''Barış, Aşti '' yazısı vardı.
Salonun Ötelileştirilmiş Halkların kaklı talepleri pankartlar ile dile getirmişlerdi.
Salonun her tarafı dolmuş, divanın sağında boş bir tribün kalmıştı.
Boş olan tribün dolmaya başladı.
Boş olan tribün konuk misafirler için ayrılmıştı.
Cumartesi Anneleri, Barış Anneleri, STK, Dernek, Parti temsilcileri için ayrılmıştı.
40 ülkeden, 60 gözlemci gelmişti.
Ankara'nın soğuk havasının yerini, bir günlüğüne bahar havası emanet almıştı.
Kongre salonu, Bahar mevsimini andırıyordu.
Türkiye halklarının renkleri adeta bir gelincik tarlasını andırıyordu.
Türkiye'nin her yerinden çok yoğun bir katılım olmuştu.
Kitle için, Eş başkanların kim olacağı önemi yoktu.
HDP' yi eksikliklerine rağmen kabullenme vardı.
Salondaki bu hava, insanların bu baskılara rağmen yoğun katılım göstermesi beni çok duygulandırdı.
Yurt Dışında gelen, Parlamenterlerin, temsilcilerin, misafirlerin konuşmaları dikkat çekiciydi.
İktidarı demokratikleşme konusunda uyarılarda bulundular.
Demirtaş'ın ve Yüksekdağ'ın mesajlarının okunması herkesi coşturdu.
Her konuşmacı, Türkiye halkların birlikteliğine vurgu yaptı.
Siyasi tutsakların bir an önce özgür kalmaları dileklerini dile getirdiler.
Halklar arası barışın inşası için '' İmralı'yı '' işaret ettiler.
Kongrenin tek ulûmsuz yönü, bir vatandaşımızın kalp krizi sonucu hayatını kaybetmesiydi.
Kongre delegelerin oy kullanması ile bitti.
Yazdığım gibi kimlerin, HDP' ye Eş Başkan seçilmelerinin çok da önemi yoktu.
HDP' yi Türkiye halkları kucaklamıştı.
Ankara'ya gelen bahar umarım daimi olur.
Türkiye içinde olduğu çıkmazı aşmış olur.
Ankara gelen bahar kısa zamanda tüm bölgelerde eser.