İktidar ve küçük ortağı kim ne derse desin, baskın seçim için nabız yokluyor.
Bunu demokratik kitle örgütlerine baskı yaparak gitmek istiyorlar.
Tüm bu baskılara rağmen;
* HDP, TBMM çatısı altında 1 tane milletvekili kalsa dahi, demokratik
Siyasetten ödün vermemelidir. Demokratik siyaseti, faşist siyasete
karşı en iyi şekilde dile getirmeliler.
* Kayyum darbesine, Meclis darbesine diz çökmemelidir.
* Karanlığa karşı Adınlığı haykırmalıdır.
* Gericiliğe karşı, aydınlık, çağdaş, ilerici demokrasiden ısrar edinmelidir.
* Kutuplaşmaya karşı, birleştirici olmalıyız.
* Bölücülüğe karşı, birleştirici olmalıyız.
* Demokrasiden, demokratikleşmeden taviz vermemeliyiz.
* Türkiye halklarının ortak sesi olmalıyız.
* Baskı, zulümde bir yere kadardır.
Tüm bunları yaparken, kokmadan demokratik kanallardan ödün vermemeliyiz.
Yapılmak istenen insanları ayrıştırmaktır.
Bu provokatöre alet olmamalıyız.
Muhalefetin yek vücut olması lazımdır.
Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde yaşayan halklar eşit haklara sahipler.
İnsanları inançlarından, ırkından, siyasi düşüncesinden dolayı
kimsenin yargılamaya hakkı yoktur.
Muhalefetin geçmişte yaptığı hataların bedelini tüm ülke çekiyor.
''Beni ısırmayan yılan bin yıl yaşasın,'' mantığı yanlıştır.
Yılanın canı hafiften yandığı zaman senide ısırır.
Ülkemizin geleceği için özellikle muhalefet o ısrarcı siyasetini bir
tarafa atmalıdır.
HDP, üzerinde ülkeyi tutsak almaya çalışıyorlar.
HDP bu tür, provakatürlere alet olmamalıdır.
Kazanılmış mevzileri bırakmamalıdır.
Demokratik siyasetten geri adım atmamalıdır.
Tek kişi kalsalar dahi!