Diğer birçok iyilik ve kötülükte olduğu gibi körleşmenin de bulaşıcı olduğunu ne yazık ki yaşayarak öğreniyoruz.
Bireyler, birbirlerinin cehaletine ve hamasetine katkı sağlayarak toplumsal körleşmeyi adeta bir pandemiye dönüştürebiliyorlar.
Bu tür toplumlarda bütün veriler gidişatın yanlış olduğunu gösteriyor olsa bile, herkes yine herkesi referans alarak yanlışta fanatik bir dayanışma sergileyebiliyor.
Böylesi durumlarda olması gereken, bu körleşmenin farkında olan bireylerin (aydınların), kelam ve kalem ile yetinmeyip dayanışma geliştirmeleri olmalıdır (Kuran:3/110).
Çünkü bazen tavır, eylem ve örneklik olmadan, söz ve yazı tek başına bir topluma yetmeyebiliyor.
Kanaatimce şimdi tam da yaşadığımız işte bu.
Ancak bunun farkında olan kaç nitelikli birey var, maalesef bunu henüz bilmiyoruz...
**************
“ TAKVA “
Şayet Kur’ ani kavramları günümüz Türkçesine tercüme edecek olsam, “takva” kavramını, “kurallara uymak” şeklinde tercüme etmeyi tercih ederim.
Denemek için de olsa, içinde takva kelimesi geçen ayetleri bu gözle okumayı size de tavsiye ederim.
Peki, hangi kurallara?
Şüphesiz herkesin doğruluğuna inanıp vicdanen tasdik ettiği kurallara.
Çünkü biliyorsunuz; Cennette polis yok, karakol yok, mahkeme yok...
Peki, asayiş nasıl sağlanacak?
Elbette ki, oraya zaten kurallara uyma kapasitesi olan insanlar gideceği için.
Nitekim Adem, kurallara uymadığı için Cennetten çıkarılmamış mıydı?
Çünkü Cennet, kuralları olan medeni insanların yurdudur. Hem bu dünyada hem de öbür dünyada...
“O cennet ki, biz, kullarımızdan takva sahibi olanları ona varis kılacağız.” (19/63)
************
Ekonomi
Bir kere hukuktan ve evrensel doğrulardan uzaklaşmayı göze almışsanız, artık nerede duracağınıza kendiniz bile karar veremezsiniz.
Artık o andan itibaren ekonomiyi bile sopayla yönetebileceğinize inanırsınız.
Ekonominin herkesçe bilinen arz-talep-fiyat kuralına bile meydan okuyabilirsiniz.
Mesela soğan mı pahalanmış; depolara baskın düzenlersiniz,
Domates mi pahalanmış; devlet olarak tezgah açar domates-biber satmaya başlarsınız.
Altın ve dolar mı yükseliyor; alımlara (%1) vergi salarsınız...
Bir bakarsınız ki ülkede fakirliği bile yasaklamışsınız; belli mi olur..!
***************
Merkel
“Merkel dün akşama doğru sessizce geldi ve:
-Alışverişini yine aynı markette (Ullrich) kendisi yaptı
-Yıllardır giydiği aynı mavi ceketle reyonları dolaştıktan sonra kasada sıra bekledi
-Alışverişini kendi banka kartıyla ödedi, ürünleri poşetlere kendisi koydu ve evine taşıdı.
Üzerine tapulu evi vilası yok.
-Apartmanındaki komşularını evden çıkartmadı
-Kapısında koruma ordusu yok
-Onlarca taşıma konvoyu yok
-Toplantılara giderken tek araba kullanıyor, arabası kırmızı ışıkta bekliyor
-Pahalı markalı çantalar kullanmıyor, pahalı takıları yok.
Bir tane böyle yaşayan Müslüman ülke lideri gösterebilirimsiniz.”
(Alıntı)
******************
1960 Darbesi
Bugün 1960 darbesinin yıl dönümü ya; herkes yine koru halinde darbeleri kınama sırasına girmiş.
İyi, hoş, tabii ki darbeleri kınayacağız kınamasına da, peki, bu arada darbelerin niçin kötü olduğunu da biliyor muyuz bari?
15 Temmuz’da sormuştum bazı arkadaşlara; “iktidarda CHP olsaydı bu darbeye yine bu şekilde karşı çıkar mıydınız?” diye. Cevap, “biz ahmak mıyız?” olmuştu..!
Bakın darbeler, halka rağmen halkı yönetmeye kalkıştığı için kötü.
Yönetme yetkisini hukuktan değil, zorbalıktan almaya kalkıştığı için kötü.
Yönetme erkini kullanmaya kalkışırken ahlaki ve hukuki meşruiyeti göz ardı ettiği için kötü...
O halde hangi yönetim olursa olsun; bir yönetin hangi oranda halkın iradesini ve evrensel hukuku göz ardı ediyorsa, o oranda da darbeci demektir.
Ayrıca unutmayalım; bu darbe ille de tanklarla merkezi hükümete de değil; bir belediyeye de yapılmış olabilir!
İşte bunun için ille de hukuk ve demokrasi diyoruz. Çünkü herhangi bir yerde hukuk ve demokrasi yoksa zaten orada darbe